Fenerbahçeli Caner’in ex eşi Asena’nın ‘emzirme odası arkadaşı’ Berkay, yeni albümünde Ahmet Kaya’dan Müslüm Baba’ya zengin bir yelpazede şarkılar okumuş..
Bu Arabesk albümü neden yapmıştı? Yanıtı ile herkesi şaşırttı:
-Kendim için Arabesk okudum. Ben şarkıcıyım, yorumcuyum. Popçu olarak tanımlanmam çok salakça. Gece dışarı çıkmayı sevmem, bu şarkıları dinlerim. Herkes efkarlanınca Arabesk dinler, dinlemiyorum diyen yalan söylüyordur. Hoşlanmıyorum diyen de gizli gizli seviyordur. Bir gün herkes Berkay dinleyecek. Çünkü benim işim iyi şarkı söylemek..
Hulusi Paşa: Yahu Berkay; bugün benim bazılarını tanımama günüm. Seni şarkıcı olarak pek tanımazdım ama maşallah Asena’nın ‘emzirme odası arkadaşı’ olarak bütün Türkiye’nin tanıdığı isimler arasına girdin. Şimdi sana Pop’çu deseler n’olur, Topçu deseler nolur..
AMK da var BOK da!
Yani şu insanlar ne kadar kötü niyetli.. AMK gazetesi çıktı neler dediler neler! Yok efendim ‘kadının cinsel organını ziyaret’ anlamına geliyormuş da yok küfürün ağa babasıymış da.. AMK = Açık Mert Korkusuzanlamına geliyordu oysa..
Minik bir köşe açtım ‘B.O.K.’ diye.. Hemen ‘İğğğ pislik adam’ dediler.. Oysa 2014 yapımı bir Türk filmi bile bu adı taşıyordu.. BOK = Bi O Kalmıştı anlamına geliyordu. Hala inanmayanlar için bu filmi bir anlatayım da bi yeriniz şişmesin..
B.O.K. ‘Bi O Kalmıştı’ (2014- Omega Film) Yönetmen: Burak Babayiğit, Senaryo: Taha Ulukaya, Müzik: Sazdan Adam, Erken İrgi, Oyuncular: Murat Nazım Vardarlı, Taha Ulukaya, Andaç Semerci, Gülşah Yeşilot, Sebahat Adalar, Mutia Gürsel, Kemal Ekşioğlu, Levent Çatmaz, Muhammed Türkoğlu, Onur Ertaman, Kenan Işan, Sarp Sanin, Dışses – Erdi Eliaçık
Konusu: Hayati Altuntaş, ailesi ile güçlükle geçindiği bir hayat sürmektedir. Abisi Bekir ise refah içerisinde karısının babasından kalan kuyumcu dükkanlarını işletir. Hayati her Allah'ın günü sokaklara iş aramaya çıkar, ama şansı yaver gitmez. Öte yandan elindeki avucundaki ne varsa şans oyunlarına yatırır. Sonunda Hayati'nin elinde sadece hayalleri kalmıştır..
B.O.K.’TAN HABERLER
B.O.K. = Bi O Kalmıştı..
Emre Kaya (bağışlayın beni adını ilk kez duydum ama kızlar imza istediğine göre, onun da vardır bir meşhurluğu) Bir açılışta magazin muhabirlerini görünce üzerine vazifeymiş gibi kendini açıklama yapmak zorunda hissediyor: Arkadaşlar biliyor musunuz bu yıl beni sahilde mayo ile yakalayamayacaksınız..
Muhabir arkadaşlar niye diye sormuyor bile.. O hala aynı cümleyi yineleyip kendi kendine gülüp duruyor.. Benim sinir katsayım yükseliyor.
-Koçum Emre sanırım espriyi şöyle bir yere bağlayacaktı:
Spiker maç anlatıyor: Evet sayın seyirciler sarı kart gören Sabri, cezalı duruma düştü. Gelecek haftaki Antalya maçında forma giyemeyecek..
-Niyeee?.. Sahaya çıplak mı çıkacak..
ERKEK VÜCUDU
Jess Molho (TV8’in sabah şekeri): Kadınlara göre erkek vücudunun en tatlı yeri neresidir?
Hulusi Paşa (Ekran başında kendi kendine konuşuyor): Olum bilmeyecek ne var?..
Jess: Bilemediniiiiiz, başının etidir!
KARTAL YUVASINDA BİR TİMSAH
Bundan tam 69 yıl önce 23 Kasım 1947’de kapılarını açan İnönü Stadyumu o günden günümüze yüzlerce yerli-yabancı futbolcuya, milyonlarca futbolsevere, birbirinden heyecanlı maçlara ve bunun da ötesinde Beşiktaş ruhuna ev sahipliği yaptı. İnönü’nün güçlü tarihi mirasını, asil ruhunu ve Vodafone’un teknolojik gücünü arkasına alan Beşiktaş’ın yeni evi Vodafone Arena yeni zaferler için inşa edildi.
İki gün önce resmi açılışı yapıldı.. Şehitlerimiz düşünülerek eğlenceden uzak duruldu.. Ve yarın (11 Nisan) yine tarihi bir gün olarak Beşiktaş’ın sayfaları arasındaki yerini alacak. Vodafone Arena’daki ilk resmi maçBursaspor ile.. Kartal mı, Timsah mı?.. Arena kime dar gelecek yarın gece hep birlikte göreceğiz..
FECİ ŞEKİLDE CAN VERDİ..
Ü.S. 17 yaşında.. O bir trafik kazası kurbanı.. Kazanın nasıl meydana geldiği uzun uzun anlatılıyor sokak kameralarının çektiği görüntüler eşliğinde. Ve spiker haberin son cümlesini okuyor:
Feci bir şekilde can verdiler..
Sadece A değil, B, C, D, E, F.. Aklınıza gelen tüm haber kanallarında aynı cümle: Feci şekilde can verdiler..
Ü.S.’nin yakınlarının halini düşünsenize.. Ey haber editörleri, bu haberi yazarken, haberini yaptığınız kişinin eşiniz, çoluk, çocuğunuz, ananız, babanız olabileceğinizi bir düşünsenize.. Bakalım kaleminizi o zaman da böyle acımasızca kıracak mısınız?
2023’E 7 YIL KALA.. SANSÜRE AYNEN DEVAM!
Bu yıl doğumunun 100. Yılı kutlanan Türk şiirinin büyük ustası Behçet Necatigil için Türk Edebiyatı dergisi de özel bir sayı hazırladı. Bu sayıda yayınlanmak üzere, şairin kızı yazar Ayşe Sarısayın ile bir röportaj yapıldı.. Ayşe Hanım, bir mail ile gönderilen soruları oturup büyük bir heyecanla, özenle, emekle cevaplandırdı.
Ek olarak bugüne kadar yayınlanmamış bilgiler ve fotoğrafları da ekleyerek gönderdi. Beklenen gün geldi. Dergi çıktı. Ayşe Hanım; dergiyi aldı. Röportaj yoktu.. Gerekçeyi öğrendi: Aydınlar dilekçesine imza attığı için sansüre uğramıştı..
Hulusi Paşa: Bu aslında Behçet Necatigil’e yapılmış büyük bir ayıp değil mi?