Hulusi Tunca… BAŞYAZARIMIZI ÖLÜMÜNÜN 5 .YILINDA SAYGI VE ÖZLEMLE ANIYORUZ…

26 Ocak 2019 yılında aramizdan ayrılan gazeteci-yazar Hulusi Tunca ebedi istirahat yerinde anılıyor. Özlemle ve dualarla sevenlerini yine bir araya getiren gazeteci yarım asırlık bir gazetecilik yaşamından geriye çok sayıda kitap ve unutulmaz Hey Dergisi'ni bıraktı.

Hulusi Tunca, dünya dönmeye devam ettikçe adını her daim duyacağımız olağanüstü yaşam döngüsü kendinden sonraki meslektaşlarına örnek olmuş yazılı kaynaklarla tüm deneyimlerini gelecek nesillere aktarmayı amaçlamıştır. Ve bu amacına destek veren çok güzel ve başarılı bir evlat yetiştirmiştir. Geçmiş ve geleceği harmanlayıp farklı düşünce stilleriyle buluşmayı büyük bir ustalıkla gerçekleştiren Ecem Naz Tunca da topluma faydalı olmakta yeni gelişmelerle Hulusi Tunca' nin onurlu duruşunu gururla bugün yine mezarı başında sergilemektedir. Hulusi Tunca'yi sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz. Yaşam yolunda bizlere sunduğu ışık için minnettarız.

GAZETECİ KIZI ECEM NAZ TUNCA’DAN DUYGUSAL PAYLAŞIM 

2019 yılında hayatını kaybeden ve arkasında birçok eser bırakan “Ustamız” Hulusi Tunca’nın biricik kızı Ecem Naz Tunca babasının 5. Ölüm yıldönümünde duygusal bir paylaşım yaptı…

Oysa özlemek, sonunda kavuştuğunu bildiğinde güzel değil midir?

Bir Sezai Karakoç şiiri gibi “Zaman ne de çabuk geçiyor.” Ben anladım ki zaman hiç bir şeyi iyileştirmiyor, belki de geçmiyor bile bizim için. Sadece yokluğunla nasıl başedebileceğini öğretiyor.

Bugün seni kaybettiğim gün.. Biraz daha fazla hüzün kokan, daha çok acıtan ve sancıtan gün bugün…

Neden mahkum ediliyoruz en güzel anılarda, anılarla yaşamaya? Daha kaç günüm kulaklarımdan sesinin silinmesinin korkusuyla geçecek? Daha ne kadar yarım geçecek ömrüm? Ne olursa olsun bıkmayacağım sanırım sana yazmaya, sana daha çok anılar biriktirmeye..

En güzel anılarımızdan birtanesi.. 18. Yaş günüm geldi aklıma. Bir baba, bir öğretmen, bir gazeteci, bir yazardan duyabileceğim en anlamlı sözler.. Gözlerimin içine bakıp, ellerim avuçlarının arasında bir bir birlikte yapacağımız planları anlattın bana.. Can kulağıyla, elimden tutup parka götürmüş bir kız çocuğu gibi göz bebeklerim büyüyerek ağzım kulaklarımda, senden dökülecek kelimeleri bekliyordum..

“Doktor olmak istedim, puanım yetmedi… Müzisyen olmayı aklımın ucundan bile geçirmedim ama müzik sayesinde gazeteci oldum… Bu meslek öyle bir meslek ki balım, bilmeyen bilmez.. Bayram,  pazar bilemezsin.. Hasta olsan yatamazsın.. Çocuğun doğsa göremezsin.. Öyle bir meslek ki kızım.. Önce okulunu bitir, sonra da doğru bildiğin yolda, emin adımlarla, hiçbir kişi ya da kuruluşa ödün vermeden, boyun eğmeden, hiç bir tehdide aldırmadan sadece ve sadece doğruları yazarak, kalemini yalnızca doğrudan ve gerçek emekçiden yana kullanarak yürü kızım.. 45 yıl onurla ve şerefle taşıdığım bayrağımı sana teslim ediyorum.. Yolun ve bahtın açık olsun Ecem Nazım.. ”

Sen bu sözlerle doğum günüm de bana en büyük hediyeyi vermiştin zaten. Senin kızın olmam, arkamda dağ gibi durman bugün buradaysam eğer senin sayende! Ben okulumu bitirdim, bayrağını senden teslim aldım, hala var olduğun inancıyla senin izinden, senin kaleminden ve senin doğrularından sapmadan bu yola devam ediyorum. Ne de olsa et tırnaktan ayrılmazmış..

Seni çok özledim..

Seni çok seviyorum babam!

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Medya Haberleri