Hüseyin Özer.. ESKİDEN SOKAK ÇOÇUĞUYDU. ŞİMDİ LONDRA'NIN EN ZENGİN TÜRKLERİNDEN BİRİ ..

Kömürlükte yatıyordu. Şimdi ferrari'ye biniyor. Hüseyin Özer'in inanılmaz hayat öyküsü.

Daha 11 yaşında bir çocukken köyünü terketti Hüseyin Özer. Ankara, İstanbul derken Londra'da buldu kendini. Parçalanmış bir ailenin 'ezik' çocuğu iken şimdi merkezi Londra'da olan 'Sofra', 'Özer' ve 'Granita' adlı 15 restoranın sahibi.

1953 yılında Tokat'ın Reşadiye ilçesine bağlı ismini vermek istemediği bir köyde doğan Hüseyin Özer daha okul çağında değilken annesi ve babası ayrıldı. Babası Ankara'ya gitti ve başkasıyla evlendi. Annesi de başka bir erkekle evlenmişti. Üvey babasının Özer'i okutmaya niyeti yoktu. Birçok şeyi okula giden arkadaşlarına sorarak öğrendi: "Hesabı hep kafadan yapardım ama kâğıda yazamıyordum. Herkes beni çocuk sanırdı ama aslında ben büyüktüm."

Şerafettin dayının kaderi

11 yaşındayken Özer için tüm yaşamını değiştirecek kararı alma zamanı gelmişti: "Bizim köyde bir Şerafettin dayı vardı. Ben geleceğimi ona benzetirdim. Köyün muhtarı canı sıkıldıkça Şerafettin Dayı'yı yanına çağırır döverdi. Onu hep ezerdi. Çünkü kimsesizdi. Ben de kimsesizdim ve beni de eziyorlardı. Ama ben ezilmek istemiyordum, gücüme gidiyordu. Ve köyden ayrılmaya karar verdim."

Üvey babasından aldığı 20 lira borçla otobüse atladığı gibi Ankara'ya gitti, Özer. Köylüleri vasıtasıyla haftalık 10 lira ücretle bir terzide işe başladı. Sabah saat 05.00-09.00 arasında Ulus'ta çakmaklara gaz doldurdu. Sokak çocuğu kavramı henüz lügatlere girmemişti ama Özer banklarda sokak aralarında geceyi geçiriyordu. Bir süre Sıhhiye'de bir tuvalette kaldığını anlatan Özer, o sırada Anıttepe'de bulunan Damla Pastanesi'nde günlük bir lira yevmiyeyle bulaşıkçılığa başlamış:

"Daha sonra Necati Bey Caddesi'nde bir pastanede günlük 2.5 lira yevmiyeyle işe başladım. İlk paramla taksitle siyah bir ceket aldım. Bu arada hâlâ tuvalette kalıyordum. Bir süre sonra İsmet Paşa'da Lale Lokantası'nda iş buldum. Kendime bir kömürlüğü kalacak yer yaptım. İyi para kazanıyordum. Bir külot, çorap, ikinci el ayakkabı ve kot pantolon aldım. Kömürlüğe bir de yatak aldım bir süre sonra. Artık köşeyi dönmüştüm. Biraz daha para kazanınca ranza yaptım kendime."

15 yaşına geldiğinde artık Ankara Özer'e dar gelmeye başladı.

İstikamet İstanbul'du. Ufak tefek işlerde çalıştıktan sonra Yakacık'ta inşaat halinde bir lokantada iş buldu kendine. İki sene çalıştı. Şef komiliğe kadar yükseldi.

Servis arası İngilizce

Bu arada kazandığı parayla kendine bir İngilizce öğretmeni tuttu. İşten vakit buldukça lokantanın arka masalarında İngilizce çalışıyordu. Hayalleri hep büyüktü. Patron olunca sekreterinden gizli yazacağı şeyler olur diye daktilo kursuna da gitti. Ehliyet alabilmek için ilkokulu bitirmeyi de ihmal etmedi. Artık 18 yaşına gelmişti. Hemen askerliği de aradan çıkarttı. Askerden geldiğinde köyünden ayrılalı sekiz yıl olmuştu. Yalnızlık tak etmişti canına ve ustasının gösterdiği bir kızla evlendi. Bostancı'da Hasır Restoran'da çalıştı. İki sene sonra karısından boşandı. 20 yaşındaydı ve İstanbul da artık dar gelmeye başlamıştı: "İngiltere'ye gitmeye karar verdim. Evimdeki eşyaları satıp borçlarımı ödedim. Bana da 60 pound kaldı. Annemi aradım. 'İngiltere'ye gidiyorum' diye. Bana hep

'Akıllı oğlum' diyen annem 'Serseri oğlum' dedi. Niye Almanya'ya gitmiyormuşum diye. Otobüsle Londra'ya gittim."

Özer'in ilk işyeri bir dönerci oldu. Kalacak yeri olmadığı için lokantanın bodrumunda yatıp kalkıyordu. Pazarları lokantanın kapalı olmasından istifade ederek alafranga tuvaletinde banyosunu yapıyordu. Dönercide üç yılı geçti Özer'in. Tabii bu sürede Özer eve taşındı. Artık tuvalette değil banyosunda yıkanıyor, bodrumda değil, kendi odasında uyuyordu.

'Sosyetik Hüseyin'

Gezip eğlenmeyi çok seviyordu. Hatta arkadaşları Özer'e 'Sosyetik Hüseyin' lakabını taktı: "İyi para kazanıyordum ama hiç param olmadı. Hep harcadım. Özellikle de eğitimim için çok harcadım" diyen Özer'in artık patron olma zamanı gelmişti. İlk lokantasını Kıbrıslı bir Ermeni ile ortak olarak kuran Özer, yükselişinin öyküsünü şöyle anlatıyor: "Ben uyanık değildim. Akıllıydım ama zeki değildim. Bir süre sonra ortaklığı bıraktım. Eski çalıştığım yeri satın aldım. Burayı dolduracağım dedim. Doldurdum. Hem de kuyruk oldu lokantanın önünde. Öğle ki kuyruğa girenlerden tipini beğenmediklerimi almıyordum lokantaya. İngilizlere döner ve kebap yapıyordum. İşlerim çok büyüdü."

Ünlülerin uğrak yeri

Hüseyin Özer'in döner ve kebap işi Londra'da öyle tuttu ki, birçok ünlüyle tanışması vakit almadı. Lokantaları birçok ünlünün uğrak yeri oldu. İşçi Partisi, İngiltere'de iktidara yürürken başbakan adayı Tony Blair ve arkadaşlarının toplantı salonu olarak kullandığı Granita Restoran da 2002 yılında Özer'in lokantaları arasına girdi. Özer'in açılacaklarla birlikte

'Sofra' ve 'Özer' isimlerinde 14, Granita adında ise bir restoranı var. Restoranlarının 10'u Londra'da, üçü Türkiye'de, birer tane de Helsinki ve Dubai'de.

Zengin olmak hiçbir zaman bozmadı Özer'i. Garsonluk yıllarında birçok muhtaç kişiye yevmiyesinden yardım yaparken zengin olduktan sonra da bu yardımlarına devam etti. Okuyamamanın acısını üzerinden hiçbir zaman atamayan Özer, birçok öğrenciye burs sağlıyor. Tokat'ın Reşadiye ilçesinin yardımlaşma derneği'ne sürekli para yardımı yapıyor. Ayrıca Londra'daki restoranlarında çalışanların çoğu öğrenci. 'Sosyete Hüseyin' lakabını gerçeğe dönüştürerek Londra'nın en zenginlerinden olmayı başaran Hüseyin Özer, alt katında jimnastik salonu ve yüzme havuzu olan bir villada yaşıyor. Tabii tek başına değil. 20 yıldır İngiltere'de yaşayan Zeynep hanımla iki yıl önce evlenmiş.

'Gururum yaşattı beni'

Bugün 50 yaşında olan Özer sözlerini şöyle bitirdi: "Gururum yaşattı beni. Ama gururum bana çok da çile çektirdi. Hayvanlar bana çok sevgi verdi. En büyük sevgiyi onlardan aldım. İnsanların ezilmesi, aşağılanması çok gücüme gidiyordu. Duygulu insandım. Köyümde kalsaydım bugün Hüseyin dayı olarak muhtardan dayak yiyen birisi olacaktım. İnsanlara hep yardım ettim. Bir şeyler verdim. Çünkü o an onların duyduğu mutluluk beni de mutlu ediyor."

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (11)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Magazin Dışı Haberleri