Ne zamandır dikkatimden kaçmayan bir konu var; eski Survivor’la hatırlayın..
Yarışmacılar açlıktan kırılır, bir hindistan cevizi kopartabilmek için metrelerce ağaçlara tırmanır, iki tane balık tutabilmek için saatlerce denizin içinde kahır, yönetimin verdiği bir bardak pirinçten yaptıkları pilavı paylaşamazlardı..
Ve çok kısa süre yarışmacıların hepsi de bir deri bir kemiğe dönüşürdü..
Son Survivor’da dikkat ettiniz mi?.. Ne pirinç dağıtılıyor, ne balık tutabilsinler diye olta yarışması yapılıyor ne de hindistin cevizi için kimse ağaçlara tırmanmıyor..
Buna karşılık kızların da erkeklerin de maaşallahları var..
Hepsi de dengeli beslenmiş, gıdalarını almış, büyük bir rahatlık içinde.. Hele ki vücutlarına bir baksanıza.. Şiştikçe şiştiler.. Erkeklerde başta Ümit Karan olmak üzre neredeyse tamamı, kadınlarda; hepsi..
Hey maşallah.. Sevgili Acun Ilıcalı; lütfen itiraf et.. (itiraf et derken bile kelime içinde et geçti..) Bunlar yemek yemiyorlarsa ben de zenciyim..
Son bir not; eskiden bir hamburger verildiğinde tabakta kırıntı kalmazdı. Şimdi umursamıyorlar bile. Hele ki kameralar olmasa, yarım bırakıp, üzerine afedersiniz bir güzel geğirip adalarına dönecekler..
+ + +
Hatta ‘ET’ artık espri konusu bile oluyor;
Survivor’da isim bulmaca oyunundan;
Merve: Dünyaca ünlü.. Üzerine etten elbise giymişti..
Ümit Karan: Nusret
(doğru cevap Lady Gaga)
+ + +
Algida Nogger reklamındaki delikanlı, hopluyor, zıplıyor, havalanıyor sonunda bir otobüsün içine tepeden dalıyor.. Ama o da ne! Oğlanda gram ter yok..
Ah keşke Orhan Abim bu sevimli reklamda rol alsaydı.. Oğlana ‘Aferin len, bu dondurmadan ye terleme’ deseydi.. Bana göre ter reklamından çok daha sevimli olurdu..
Dedim ya; bana göre.. Çünkü hangi köşe yazarına baktıysam pek beğenmişler Orhan Abi’li ter kokusu reklamını.. Herkesin kokusu pardon zevki kendine ne diyeyim..
+ + +
Seda Sayan’ın programında Ankara Haymanalı bir vatandaşın et yemeklerinin ve uzun yaşamanın sırlarını anlatıyor: Sonra bu etin üzerine beşamel sos döküyoruz..
Seda Sayan: Bak bak bak beşamel sosu da biliyorlar..
Hulusi Tunca: Yapma be Seda Bacım; beşamel sosu sadece büyük şehirlerde oturanlar mı yemeklerine koyuyor?..
+ + +
Ramazan Ayı; hoş görü ayı, kardeşlik, yardımseverlik, iyilik güzellik ayı.. Ekranda ne var: Yemekteyiz ve Kaynanam pardon Gelinim Mutfakta.. Hakaretler diz boyu, kötü sözler havada uçuşuyor.. Ya yarışmacılarınıza mukayet olun ya da ramazan boyunca yayına çıkmayın.. Çarpılacaksınız valla..
+ + +
Fatih Ürek: Kanun çıktı artık gelininin arkasından konuşan kaynanalara ceza veriliyormuş..
Kaynanalardan Biri: Eee biz çöp müyüz bizim arkamızdan konuşan gelinler için de ceza çıksın..
+ + +
Show TV Sahur Vakti Programı; Alt Yazı: İsminin açıklanmasını istemiyor: Birikmiş param var, bir miktar da borcum var. Zekatımdan borcumu düşsem olur mu?
Prof. Dr. Mustafa Karataş: İsmail Bey’di değil mi? Haa pardon isminizi vermek istemiyordunuz.. Evet ne diyorduk.. (Allah’tan soyadını da söylemedi)
+ + +
Seda Akgül (TV8 Gel Konuşalım) Peruk takan ünlü erkeklerin ekrana getirildiği bölümde sıra Erol Evgin’e gelince bir itirafta bulundu: Ben küçükken Erol Evgin’le İlhan İrem’e aşıktım..
Hakan Ural; tepki vermeyince..
Seda: Aloooo İlhan İrem diyorum İlhan İreeeemmm..
Hulusi: İlhan İrem’i yerdi mi övdü mü anlayamadım.. Bi anlatsa da anlatsak.. Yermeye kalktıysa hiç yakışmadı.. Övgü de –bana göre- böyle olmaz zaten..
+ + +
Tayfun Duygulu: Kayahan zamanında bana bıçak çekti..
Beste Açar (Kayahan’ın kızı, Tayfun’un eski karısı): Tayfun Beye hiç yakışmadı..
Tayfun: Bunların artık bilinmesi lazım..
Seren Serengil (Duymayan Kalmasın- Star): Bu erkeklerin eşlerinden ayrıldıktan sonra arkalarından konuşmalarına anlam veremiyorum.
+ + +
Hazal Kaya: 4 yaşımda baleye başladım.. Bir trafik kazası geçirip ayağım kırılmasaydı belki bugün ünlü bir balerindim.. sonra şeker hastalığı çıktı.. bunun için beni kilolarımla yargılamasınlar..boyum kısa diye de eleştiriliyorum ama boyumu ben belirlemiyorum ki.. evet bazı sahnelerde takozla oynuyorum, ne yapabilirim.