Sanat dünyasının yaşayan efsanesi Haldun Dormen, geçtiğimiz günlerde 70. sanat yılını dostlarıyla birlikte çok özel bir gecede kutladı. Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirilen geceye başta tiyatrocu dostları olmak üzere sanat hayatı boyunca önderlik ettiği ya da fikirleriyle destek verdiği birçok öğrencisi katıldı.
İzzet Günay, Nevra Serezli, Göksel Kortay, Mustafa Alabora, Suna Keskin ve Erol Evgin gibi sanatçı dostlarının sahneye çıkarak Haldun Dormen ile ilgili anılarını anlattığı gecede, oyuncu ve şarkıcı Ayça Varlıer "Jekyll and Hyde" ile "Sokak Kızı Irma", Halit Ergenç ise "Sen ve Ben" isimli şarkıyı yorumladı.
Yine Dormen Tiyatrosu’nda yetişen ve şu sıralar “Kızıl Goncalar” dizisindeki “Naim” rolüyle beğenilen oyuncu Mert Turak da iki şarkısı ve sahne şovuyla ilgiyi üzerinde toplamayı başardı. Gösterinin bir bölümünde ise, benim İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’ndan sınıf arkadaşım Kerem Atabeyoğlu’nun senaryosunu yazdığı ve Haldun Dormen’in evinde geçen bir günü anlatan skeçler de izleyenleri kahkahaya boğdu.
Geceye katılan isimler arasında iş insanı Rahmi Koç, Müjdat Gezen, Halil Ergün, Meltem Cumbul, Mehmet Turgut, Ayşe Kökçü, Salih Güney, Tilbe Saran, Işıl Kasapoğlu, Betül Arım, Nedim Saban, Ayça Bingöl, Gürkan Uygun, Neslihan Yeldan, Mert Turak, Atılgan Gümüş, Yosi Mizrahi, Fırat Tanış ve Dormen Akademisi öğrencileri yer aldı.
Açıkçası geceye katılanlardan çok hazırlanan sahne şovu beni çok etkiledi. Gece boyunca Dormen Tiyatrosu ekolünden yetişmiş birbirinden ünlü oyuncuların sunuculuk yaptığı 70. sanat yılı kutlaması, her bir sahnesi her bir karesi incelikle düşünülmüş, Haldun Dormen’in Türk tiyatrosuna kattığı hareketliliği yansıtan neredeyse ilmek ilmek işlenmiş usta sanatçıya yakışan tam bir sanat şöleniydi.
* * *
Gösteri deyince son bir ayda katıldığım birkaç gösteriden bahsetmeden geçemeyeceğim.
Bu organizasyonlardan ilki, Banu Noyan’ın düzenlediği ve kısa sürede birbirinden özel anların yaşandığı Open Stage gösterileriydi. İki yıl içinde dört kez düzenlenen ve geçtiğimiz günlerde beşincisi gerçekleştirilen Open Stage Awards, gerek verilen ödülleriyle gerekse son bölümde gerçekleştirilen Cemil İpekçi “Best Of” defilesiyle, izleyenlere çok özel anlar yaşattı. İpekçi’nin “Best Of”u gerçekten muhteşemdi.
* * *
Cemiyet ve iş dünyasının her yıl heyecanla beklediği Quality of Magazin Dergisi’nin yılsonu balosu da bu yıla damga vuran organizasyonlardandı. İstanbul’un en önemli eğlence merkezi Cahide Palazzo’da gerçekleşen ve sanat, cemiyet ile iş dünyasının ünlü isimlerini buluşturan gecenin sonunda müzik piyasasındaki birçok sanatçıya beste veren ve dile düşmüş birçok esere imza atan Burçin Birben’in sahne şovu da erken yılbaşı kutlaması oldu.
* * *
Geçen haftanın en önemli organizasyonu da Altın Kelebek ödül töreniydi. Son birkaç yıldır olduğu gibi Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde gerçekleştirilen Altın Kelebek ödülleri, bu yıl 50. kez sahiplerini buldu. Her yıl daha bir kusursuz hale gelen Altın Kelebek Ödülleri’nde bu yıl yine Cem Davran ile Çağla Şıkel sunuculuk yaptı.
Cem Davran, sanıyorum 15-16 kez Altın Kelebek’i sunmuştur. Altın Kelebek’i benim organize ettiğim dönemlerde de birkaç kez birlikte çalışma fırsatı bulduğum Cem, artık Altın Kelebek’le bütünleşmiş durumda. Cem’in kusursuz sunumuyla Altın Kelebek yine başarılı bir gece yaşattı izleyenlere.
Bu arada yaşam boyu onur ödülü kazanan Bülent Ersoy’un, Kanal D ve Teve2’deki canlı yayını katleden uzun konuşmasından bahsetmeden geçemeyeceğim. Dura dura ve yaklaşık 12-15 dakika süren konuşmasıyla canlı yayın faciası yarattı. Tekrarlarla dolu, neredeyse kelimelerin arasına reklam alınacak derecede yavaş konuşma, yayıncılık açısından fevkaladenin fevkinde kötüydü.
Ayakta durmakta zorlanan, sahneye çıkması ile ayrılması bile çok uzun süren Bülent Ersoy, konuşması sırasında seyircinin fark etmediği bir hata da yaptı. Yıllardır her röportajında 1951 doğumlu (73 yaşında) olduğunu söyleyen Bülent Ersoy, konuşması sırasında 74 yaşında olduğunu açıkladı. Ersoy’un yanlışlıkla gerçek yaşını ağzından mı kaçırdığı yoksa yaşı konusunda hata mı yaptığı anlaşılamadı.
Son olarak Demirören Ailesi’nin Hürriyet Grubu’nu satın aldıktan sonra yasakladığı sanatçıların bu yıl ödül alması da dikkat çekti. Bildiğim kadarıyla Hande Yener ve Ata Demirer, bunlardan ikisiydi. Birkaç sanatçı daha vardı ambargolu ama onların isimlerini burada yazmayayım. Ancak sanatçılarla barış sağlanması, olumlu bir gelişme. Bu barışa vesile olanları da kutluyorum.
* * *
Gittiğim birkaç organizasyon daha var ama kötü diyecek kadar bile söz etmeye değmezlerdi.
Bence iyi bir organizasyon olmayacaksa, yapmış olmak için ödül töreni yapmamak gerek.
Hakkıyla yapanları da tebrik etmek gerek.
Ben de öyle yaptım zaten…
Kalın sağlıcakla…