Selma Çuhacı spor hekimi olarak çalışıyor. Ama onun adını sözlerini yazdığı parçalardan tanıyabilirsiniz. 'Hani derler ya çocukken başladım diye benimkisi gerçekten öyle. Okuma yazmaya başladığım zaman şiir yazmaya da başladım fakat babamın hekim olması benim de doktor olmamı sağladı' diyor. Zamanla şiirlerin yanında şarkı sözleri de yer almaya başlamış. 'Ağabeyimin de müzikle uğraşıyor olması avantajım oldu. Mesela Nil Burak'ın çıkış şarkısı Benim Sevdam, Emel-Erdal ikilisi vardı, sonra ayrıldılar Emel Müftüoğlu yoluna yalnız devam etti. Onların Gül Dünyaya Gül diye bir şarkısı vardı, onlar abime aitti. Atilla Aksoy, Seyyal Taner, Coşkun Deniz gibi birçok ünlü isimle çalıştı. Benimse profesyonel anlamda müziğe girmem 1990 yılında Coşkun Sabah'ın Haberin Var Mı? adlı uzunçalarına Aşkı Bizde Görsünler şarkısıyla oldu. Ondan sonra tanınmış isimlerle çalışmaya başladım, mesela Adnan Şenses'in Gözümün Bebeği, Sen Dünyalar Güzeli adlı bir şarkısı dahil olmak üzeri o albümde üç şarkım vardı ve yılın en çok satan kaseti ve söz yazarı ödülünü aldım 1991'de. 1993'te Melih Kibar'la tanıştım, onunla tanışmam Türk müziğinden pop müziğine geçmemi sağladı. Rahmetli Melih Beyle birçok şarkı yaptık, kimisi ticari amaçlı, kimisi sanat için, Sabancı Marşı'nı, Türkistan Marşı'nı şaptık. O dönem Erol Evgin'le çalışmaya başladık, Ben İmkansız Aşklar için Yaratılmışım ve o albümde birkaç tane daha şarkının sözlerini yazdım İbadetim albümünde. 1995 yılında Norveç'te Türkiye'yi temsil eden şarkının sözlerini yazdım; Beşinci Mevsim. Türkiye'nin yüzünü güldüren, Eurovision'daki kaderimizin değişmeye başladığı yıldır o. Erol Evgin'le çalıştığım dönemde Melih Beyle de çalışmaya devam ediyorduk, yarışmalar, festivaller, cıngıllar... Aynı dönemde Uğur Dikmen'le de yoğun çalıştık, iki albüm yaptık.'
NE KADAR ENTERESAN BİR İSİM
Selma Çuhacı'nın sözlerini yazdığı Melih Kibar'ın bestelediği Issız Adam 1997'de 11. Altın Güvercin Şarkı Yarışması'na katılmış. 'Melih Beyin morali çok bozuktu, gittim 'Melih bak, şöyle bir şiir yazdım' dedim. Oturdu, inanın iki günde besteledi. O dönemde de Altın Güvercin Şarkı Yarışması var, Ali Rıza Peker'dir organizatörü; 'İlla katılın' dedi. Biz de
katılabileceğimiz iddialı bir şarkı var mı, dedik ve bununla katıldık. Gerçi birinci olamadık ama şarkı sükse yaptı. Herkes o dönem sordu 'Ne kadar enteresan bir isim, nereden buldun?' Çünkü 'ıssız adam' alışıldık bir tamlama değil, 'yalnız adam' denir ama 'ıssız' daha ziyade mekana dair bir sıfattır. O yüzden bunu şahsıma münhasır görüyorum. Mesela love story, aşk hikayesi herkes tarafından kullanılabilecek bir isim ama duyar duymaz filmi çağrıştırmıyor mu? Ya da Damdaki Kemancı.'
Selma Çuhacı'nın aynı adlı filmle karşılaşmasının hikayesi ile şöyle:
'Bundan iki sene önce şiirlerimi ve denemelerimi topladığım bir kitap çıkarttım. Harika gidiyordu, kitabın basımından iki ay bonra bin endoskopi sonucunda yemek sorumda bir kanser tümörü bulundu. Apar topar ameliyata aldılar. Ve hayatımın son iki yılı kontrollerle ve bunun psikolojik etkilerini silmeye uğraşmakla geçti. Gerçekten uçurumun eşiğinden dönmek derler ya, öyle oldu. Ve içe kapanma dönemine girdim. Dünyaya tekrar merhaba dediğim dönemde, yaklaşık bir yıl önce facebook dünyaya açılan bir pencere oldu. Eski arkadaşlarımı tekrar buldum. Bir sayfa açtım ve insanlarla şiirlerimi paylaşmaya başladım. Çağan Irmak'la şahsen tanışmamakla birlikte birbirimize eklendik orada. O benim listemde var, ben onun listesinde varım. Ondan sonra ben bundan yaklaşık 7-8 ay önce Issız Adam'ı başlık yaptım sayfamda. Altına da yazdım 'Müzik Melih Kibar, söz Selma Çuhacı 1997 11. Altın Güvercin Şarkı Yarışması'nda yarıştı. Bundan altı ay sonra bu isimde bir film görünce beynimden vurulmuşa döndüm. Nasıl olabilir diyorum böyle bir şey. Bu bir iddia değil bir his. Bunun üzerine 'Bakıp da örmeyen görüp de duyarsız kalanları hayretle izliyorum' diye bir başlık attım. Sonra merak edip baktım Çağan Irmak'tan bir ses var mı diye, baktım ne benim listemde var ne de facebook'ta. Aktivasyonu yoğun olanları bazen silebiliyor facebook. Çağan Bey'e de aynı şeyi yapmış olabilirler. İkinci ihtimal kendisi üyeliğini kapatmış olabilir.'
İSİM HAKKI VAR
Kendi Issız Adam'ını 'Hayata bedeniyle değil duygularıyla bağlanan, en büyük hazları duygu bazında yaşayan, aradığı kadını hayatı boyunca bulamamış, geçmişe dair bir takım eksiklikleri de olan ve mekan değiştirerek veya kendi hayatının gerçeklerinden kaçarak acılarını hafifletmeye çalışan bir adam' olarak tanımlayan Çuhacı, Çağan Irmak'ın filmiyle kendi şiiri arasında kurulabilecek paralelliklerle ilgili şunları söylüyor: 'İçerik olarak bir şey söylemek yoruma açık ama isim hakkı var. Benim hiçbir zaman bundan paralar kazanayım diye bir dileğim olmadı, filmin sonunda 'Selma Çuhacı'ya teşekkürler' olarak ufacık bir cümle beni dünyanın en mutlu insanı yapardı. Çağan Irmak gerçekten beğendiğim, takdir ettiğim bir yönetmen. Gönül dilerdi ki bu bir paylaşım, karşılıklı fikir alışverişi biçiminde olsun.'
Issız Adam
Ben ıssız bir adamım
Vedaların kuytusunda
Benden uzak aydınlığım
Bir çocuk ağlıyor anılarda.
Bu yüzden bu gitmeler
Bu kendime saklanışım...
Düşten bozma akşamlarda
Sevda kere sevda yalnızlığım
Ben aşksız bir aşığım
Aradığım seni getir bana
Yeter ikimize yalnızlığım
Gel öyleyse aç kapımı
O eski gözlerinle gel
Sonsuz kere sonsuz ağlayalım
Gel öyleyse al aklımı
En olmaz düşlerinle gel
Sonsuz kere sonsuz aldanalım
Söz: Selma Çuhacı
Beste: Melih Kibar