KİMSENİN SAYGISI KALMAMIŞ, ÖLÜNCE BİLE, VAH GİDENİN HALİNE!

Erol IŞIK

Vah gidenin haline

Türk sinemasının iki önemli karakterini yitirdik geçtiğimiz günlerde.

Aydemir Akbaş ile Tuncay Akça.

İki cenaze töreni düzenlendi.

Ama cenaze törenleri çok farklıydı.

* * *

Cenazelerden biri, “Hababam Sınıfı”nın gülüşüyle meşhur olan “Bacaksız”ı Tuncay Akça’nınkiydi.

Hababam Sınıfı yıllarında çok küçüktü.

Sonra da hasbelkader yüzüne gülen şöhreti sürdürmeye çalışmış, filmin diğer karakterleriyle sırt sırta verip hayat mücadelesi yapmıştı yıllarca…

Ölmese onun ne yaptığını, evini nasıl geçindirdiğini, kiminle nasıl bir hayat sürdüğünü belki de halen kimse bilmeyecekti.

Ölünce öğrenildi ki, Hababam’dan arkadaşlarıyla sahnelere çıkıyormuş, birçok film yapmış, iki çocuğu varmış…

* * *

Öte yandan aynı gün Yeşilçam’a bir veda haberi daha düştü.

Aydemir Akbaş da vefat etmişti.

Ancak Aydemir Akbaş, çok uzun yıllar sinema sektörü içinde olmasına rağmen son dönemde İbrahim Tatlıses ile dostluğuyla biliniyordu.

Son dönemde de popüler sinema filmlerinde rol almıştı.

Haliyle de Tuncay Akça’dan daha popülerdi.

Ancak yaşayan ünlülere bile duyulmayan saygı, cenazesinde ona da gösterilmedi.

* * *

Ölen ölmüştü artık…

Şimdi ölenin popülerliğinden yararlanma zamanıydı.

Sosyal medya çılgınları Aydemir Akbaş’ın cenazesini basmış (!), ruhu öte dünyaya giden sanatçıyı kemiklerine kadar sömürme zamanıydı.

Eline telefonu alan ölü soyuculuğuna (!) başlamıştı.

Ortada 50 senesini bu sektörde geçirmiş bir sanatçı varmış, cenazeye saygı göstermek geleneklerimizdenmiş…

Sanatçının dostları “dua bile edemedik” diye yakınıyormuş…

Kimin umurunda…

Havaya kalkan eldeki telefonlarda sanatçının tabutunu görmek bile mümkün değildi neredeyse…

Hatta tabuta omuz verenlerin önüne set kurulmuştu fotoğraf çekmek isteyenler tarafından…

Varsa yoksa bir kare fotoğraf, saniyelik video ve sosyal medyada fazladan iki takipçi daha…

* * *

Biri daha az popüler olduğu için bu fenomenlik peşinde koşan cenaze fırsatçısı ölü soyucularından kurtulmuştu ama diğeri popülerliğinin cezasını öldükten sonra bile ödemişti.

Öyle ya, popüler olmak taşlanmak demek bu ülkede…

Gülhane konserinde sahnede Müslüm Gürses’in bıçaklanmasıyla başlayan, son olarak Kültür Yolu Festivali’nde sahneye çıkan Cem Adrian’a pet şişe atılmasıyla bugünlere gelen zirvedeki sanatçılara saygısızlık etmek, artık popüler kültürün parçası haline geldi.

Ne Müslüm Baba’nın bıçaklanması “aşırı hayranlık” olarak ne de Cem Adrian’a atılan pet şişe “tepki” olarak nitelenebilir.

Ajda Pekkan’ın konserinde protokolden kalkan misafirlere söylediği gibi, “saygı göstermeyi bileceksiniz!”

Kimsenin saygısı kalmamış…

Ölünce bile…

Vah gidenin haline…