Hani meşhur bir laf vardır ve hepiniz duymuşsunuzdur. Şöyle söyler, hafif bir şeyleri örtmek adına:
"Moda Kendine Yakışandır!"
Bence doğru bildiğimiz en büyük yanılgılı sözlerden ve de yıllarca büyüklerimiz tarafından bir şekilde göz boyamak için sarf edilmiş altı en boş cümlelerden biride budur?
Efendim; şimdi bacakları ultra düzgün bir bayanı "Taş Devri" çizgi filminde ki Vilma karakterinden fırlamış gibi bir elbiseyle sokakta yürürken düşünebiliyor musunuz? Mesela; ben böylesine bir kostümü Aysun Kayacı'ya yapmayı çok isterdim. Eminim çok güzel taşırdı ama bu biraz tuhaf olup, kendisine "Rüküş" etiketini vurdurmaz mıydı??!! Belki bir reklam çekimde, özel bir şovda ama güncel hayatta veya televizyon ekranlarda değil?
Ama yine; belki de bir gün bir bakmışsınız altı kırpık kırpık etekler moda olmuş, mağazalarda satışa sunulmuş ve tüketici bayanlar bunu kendine yakıştırmış, orası ayrı bir hadise.
Kısacası söylemek istediğim şu ki: Moda kendine yakışan değil, başlı başına çok büyük bir sanayidir. Ve biz kullanıcılar bu dev sanayinin içinden kendimize en yakışanı seçer, onu giyeriz.
Ve; bu sanayinin içinde tarz olacağım diye kimsenin kendini heba etmesine, kendine yakışmayan bedenine uymayan kesimlerde kendini rüküş durumuna sokmasına hiç lüzum yok. Her yeni gelen, revize olan, sezonda ve tüm trend ürünlerde muhakkak her tip vücuda uygun tarzda giysiler mevcut. Önemli olan seçilen giysinin içinde rahat edebilmek ve o giysiyi taşımak. Yani; elbise bizi değil, biz elbiseyi taşımalıyız??.
Bakınız Hande Yener'e?
En abartılı trend giysilere, farklı ve renkli tarzına rağmen hep rüküş etiketinin üzerine yapışmasından bir türlü kurtulamıyor.
Hayatımıza 2000'li yıllarda eller havaya şarkıcısı olarak giren Hande Yener için, tüm bu farklı tarz ve renkli giysilerine rağmen, hep "eller havaya" şarkıcısı olarak mı kalsaydı diyorum bazen.. Çünkü; o yıllarda doğal, içinden geldiği davranan veyahut öyle algılanan bir şarkıcıydı en azından. Şimdi her "fake" ürün için yakıştırılan, neredeyse kült bir deyim haline gelmiş "Çakma Madonna" tarzı giysileri ile gerçekten çok tuhaf bir kılıkta durduğunu ve değişik olmak adına ruhuna hitap etmeyen ama olmak istediği ruha sahip olmak için o giysileri giyindiğini düşünüyorum. Tüm bu kadar devinimin içinde, gösterdiği arzu ve isteğine rağmen bir türlü "ikoncan" olamıyor, çünkü dışa vurduğu giysiler ruhunun gerçek yansımaları değil..
Zaten aksi bir durum olsaydı ve içindeki renklerin yansımasıyla piyasaya sunulan tüm sezon koleksiyonlarından harmanladığı ama kendine en yakışan giysileri seçseydi, güncel sokak modasında Hande Yener tarzı giyinen 18-25 yaş arası bir yığın yeni yetme genç kızları salınırken görmez miydik? Yeniliğe ve farklılığa aç genç kitle bunu kendine örnek almaz mıydı?
Evet!! Moda da kesinlikle atlatmaması gereken rüküşlük ve elbiseyi taşımak diye bir hadise var.
Dolayısıyla, Modayı yakından takip edecek imkanınız var ise ve siz tarz olmak için can atıyorsanız ama hala birileri size "rüküş" etiketini yapıştırıyorsa, en pahalı giysileri satın almak ve piyasaya en taze düşmüş yeni tarz giysileri bedeninize uymadığı halde giymekten hemen vazgeçin.
Seçtiğimiz giysiler ruhumuzun yansımalarıdır ve üzerimize yapıştırdığımız her moda veya trend olduğu için seçilen modeller sizi rüküş yapacağı gibi üzerinizde sakil de duracaktır. Ama tabii bu seçimleri yaparken moda endüstrisinin getirdiklerini de göz ardı etmeyi ihmal etmeyelim ki, gündem dışı kalmayalım?
Moda ve Trend Dolu Günler?
selda.tetik@magazinkolik.com