NEDEN DEKOLTE YARIŞI?

Erol IŞIK

Bir haller oldu bizim kadın popçulara.

Bir dekolte yarışıdır gidiyor.

Bakalım nereye kadar gidecek.

Öyle ya, artık “don” ve “sutyen” kaldı bir tek çıkmayan!

Hal böyle olunca aklıma 70’li yıllarda Yeşilçam’da yaşanan seks filmleri furyası geliyor.

Zerrin Egeliler kalmış aklımda bir de Aydemir Akbaş ile Bülent Kayabaş, Kazım Kartal, Ünsal Emre ve Hadi Çaman.

Ali Poyrazoğlu da vardı birkaç filmde.

* * *

O zamanlar 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın ardından Türkiye’ye uygulanan acımasız bir ambargo dönemi yaşanıyordu.

Ekmek, yağ, şeker gibi zaruri ihtiyaçlar için insanlarımız kuyruklara girer, sabahtan akşama kadar ucuza yiyecek bulabilmek için çırpınır dururlardı.

Sanki şimdinin kuyruklarına benzer durumlar yaşanmıştı.

O ambargolar sonrasında ekonomik krizler Yeşilçam’ı da vurmuş, ucuz filmler çekilmeye başlanmıştı.

Bunun en kolay yolu da tıpkı sitcom’lar gibi bahçeli bir ev ve yatak odasında geçen filmlerdi.

Yarı komedi yarı seks kokan filmler furyası başlamıştı. 1-2 günde çekimleri tamamlanırdı.

Ucuz olduğu kadar cinsel yönden aç olan Türk toplumuna kolaylıkla hitap eden filmler, büyük rağbet görmüştü.

* * *

Şimdi de benzer bir dönem yaşıyoruz herhalde.

Yine bir ekonomik kriz dönemi, kuzeyimizde savaş rüzgarları, güneyimizde göç dalgası.

Gözümüzü sahneye çevirdiğimizde ise, önce Gülşen’in aşırıya kaçan dekoltesi, ardından da yabancı dilde şarkılara yöneldiği için yurt dışındaki şarkıcıların yaptıklarını da geçmeye çalışan dünün çocuk şarkıcısı Aleyna Tilki.

Onların ablaları sayılan sanatçıların da dekolte kıyafetleri vardı.

Ama “biz özel hayatımızla değil, sanatımızla anılmak istiyoruz” diyerek gönül işlerini bile medyadan uzak tutmaya çalışırlardı.

Oysa şimdi öyle mi ya!

* * *

Modacıların uç noktalardaki tasarımlarıyla “dekolte” yarışlarına alışmıştık ama bu kadarı da biraz fazla.

Sesi kadar besteci kimliğiyle de müzik dünyasında başarılı bir yerde olan Gülşen’in aşırıya kaçan dekoltesinin şokunu üzerimizden atamadan Aleyna Tilki’nin “don”una kadar gördük çok şükür.

Büyüklerimiz “Şuna biraz para verin de biraz daha uzun bir elbise alsın kendisine” derdi.

Ama bu şarkıcılarımızın üzerinde kıyafet de yok, uzununu tercih etsinler.

Anlaşılan onlara “çok” para lazım.

Çok para için de “çok” açılmışlar.

Ya daha çok para lazım olursa!

O zaman seyreyleriz bayramı!

Haydi iyi bayramlar...