O "ONUR ÖDÜLÜ" ALDI, BEN ONUR DUYDUM?

Geçtiğimiz hafta Türk Sineması'nın devi Kadir İnanır Trabzon'daydı. Trabzon Belediyesi'nin düzenlediği Kültür Şenlikleri'nde "Onur Ödülü" aldı. Ben ve kameramanım da yanındaydık usta sanatçının...

Taaa Trabzon'a kadar 1200 km.yi ödülünü alabilmek adına gitmişti... Oysa İstanbul'da isimlerine verilen ödülleri almaya gelmemeyi büyük sanatçılık olarak gören isimler de vardı...

Show TV ekranlarındaki "Kuzey Rüzgarı" dizisinin çekimleri nedeniyle tüm yoğunluğu ve de yorgunluğu olduğu halde; o Kadir İnanır ki, yanına gelip sevgi gösterisinde bulunan, fotoğraf çektirmek hayranlarına karşı durumunu bir saniye bile belli etmeden, suratını asmadan, hani o içimiz yakan gülümsemesiyle durup, fotoğraf çektiriyordu..

Duruşuyla, bakışıyla, sanatıyla, kişiliğiyle, karakteriyle kısacası her şeyiyle Türk insanın gönlünde yer etmiş, kaç tane daha böyle büyük insan, büyük sanatçımız var ki? Kaç tane sayabiliriz saymaya kalksak... Çıkalım sokağa, adlarına "sanatçı" dediğimiz renkli dünyanın insanlarının, televizyonların magazin programlarında salınan, gazetelerin magazin sayfalarında arz-ı endam eden isimlerden birkaç tanesini insanlara soralım; inanıyorum ki sorduğumuz her insan, bu insanlara ya hemen bir kulp bulur, "ben onun şusunu sevmem, bu halini sevmem, bu haline gıcık oluyorum" demez mi?

Peki ya bu isimlere, acaba hangimiz bir kulp takabiliriz, bir hatasını bulabiliriz. İsimleri o kadar az ki onların... Kadir İnanır, Türkan Şoray, Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Gülşen Bubikoğlu, Kemal Sunal, Münir Özkul ve daha 2 elin parmaklarını geçmeyecek isimler... Onlara bir eleştirimiz olabilir mi ki?

Peki nedir onlarda içimize sindirdiğimiz his? Nedir onlardaki saygı duymamızı gerektirecek nüanslar?

*Kollarına 18'lik genç kızları takıp gezmemeleri mi?

*Evlatları yaşlarındaki erkeklerle ya da kadınlarla evlenmemeleri mi?

*Magazin programları ve gazetelere haber olabilmek adına, her türlü rezilliği yapmamaları mı?

*Ortalığa çıkıp da timsah gözyaşlarına boğulup, en fazla 2 hafta gündemde kalmamaları mı?

*Gündemde kalabilmek için, durup dururken birbirleriyle kavga etmemeleri, ağız dalaşına girmemeleri mi?

*Ona buna parmaklarını havalarda sallayarak tehdit etmemeleri mi?

Ne kadar çok böylesi cümleleri kurabiliriz değil mi onları diğerlerinden ayırt edebilmek için... İşte İnanırlar, Şoraylar, Girikler, Koçyiğitler, Akınlar ve isimlerini yazmayı burada unuttuğum kendilerini bu sınıfa koyabilecek daha pek çok gönlümüze yazılan isimleri bizler, Türk Halkı bu yüzden seviyor ve önlerinde eğiliyoruz... Ve de eğilmeye devam edeceğiz...

Kadir İnanır Trabzon'da "Onur Ödülü" aldı ama, ben onur duydum...

**********

Duygusal bir giriş yaptım magazinkolik.com' daki 3. yazımda ama, bir magazinci olarak da biraz da sizlere bir şeyler fısıldamak da istiyorum...

İzzet Yıldızhan'ı bilenler bilir, oldukça istikrarlıdır sanat hayatında... Onu tanıdım tanıyalı, yanında hep menajeri ve basın danışmanı Yeşim Çankaya vardı... Yeşim Çankaya'yı da bilenler bilir, hep starla çalışmış, hanımefendiliği ve mertliği ile çalıştığı kişilerin eli, kolu, beyni olmuştur...

Sevgili Yeşim'le, gene menajer olan Oğuz Arınmış, geçtiğimiz yıl hayatlarını birleştirmişlerdi... Yeşim şimdilerde 4,5 aylık hamile. Bu evlilik Yeşim ve Oğuz çiftine çok yarasa da, İzzet Yıldızhan'a pek yaramadı diye düşünüyorum; zira sevgili Yıldızhan yoluna artık Yeşim'siz devam edecek. Zira anne adayı Yeşim, bebeğini kendisi büyütmek istediği için, "şef" diye hitap ettiği İzzet Yıldızhan'dan üzülerek de olsa ayrılmak zorunda kaldı... İzzet Yıldızhan'ın kimle ya da kimlerle çalışacağını merak ediyor olsam da, kesin bildiğim bir şey var ki, sevgili Oğuz Arınmış'¹n İzzet Yıldızhan'ın gözüne gözükmemesi... Neden mi? E bu aşk yüzünden olmadı mı her şey... şaka şaka...

******

Tamer Karadağlı ile Seda Sayan, aralarındaki aşk dedikodusunu ne güzel da paraya çevirdiler öyle değil mi? Önümüzdeki haftalarda beraber kamera karşısına geçtikleri dizileri, ekranda olacak... Gelsin paracıklar...

Seda Sayan'¹n koruması, İngilizcesi ile "bodyguard"ı rolünde olacakmış Tamer Karadağlı. Türk Sineması'nda gelecek vaad eden, pek çok otorite tarafından kabul gören Tamer Karadağlı'ya acaba bu dizi ne katacak? Çok merak ediyorum, bekleyip göreceğiz...

Bu arada magazine malzeme vermenin "kompetan"ı olan Seda Sayan'da, sabah programında bir "Kelaynak" tutturdu gidiyor. Herkes kim bu "Kelaynak" diye düşüne dursun, "Kelaynak" Tamer Karadağlı'dan başkası değil... Dizi nedeniyle saçlarını kazıtan Karadağlıyı cep telefonunun rehberine daha önce "Karslı" diye kaydeden Seda Sayan, Karslı'dan vazgeçip "Kelaynak"a geçiş yapmış... Yine sabah programında bu Kelaynak'tan sürekli sarı saçlı bebekler hediye gelip duruyor. Allahaşkına siz inanıyor musunuz Tamer Karadağlı'nın, pardon Kelaynak'ın hiç üşenmeyip de, pazar malı bebekleri Seda Sayan'a göndereceğine... Ben inanmıyorum, gülüyor ve geçiyorum!..

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri

Ailemize Hoş geldin Burhan Akdağ...