Perihan Savaş... YILMAZ ZAFER'İN HAYATINI FİLME ALIYOR!

Perihan Savaş, 17 yıl önce kaybettiği eşi Yılmaz Zafer'i anlatacağı bir film çekmeyi planlıyor: Filmi kendisi yönetmek istiyor.

Yeni televizyon programında emektar Yeşilçam oyuncularıyla buluşan Perihan Savaş, 17 yıl önce kaybettiği eşi Yılmaz Zafer'i anlatacağı bir film çekmeyi planlıyor: Filmi kendim yönetmek istiyorum

Ünlü oyuncu Perihan Savaş, yaz aylarında iki televizyon programıyla birden ekranlara geliyor. TV Em'de yayınlanan 'Perihan Savaş ile Yeşilçam Sokağı'nı sunan Savaş, önümüzdeki ay da bir Kıbrıs kanalında kadın programı sunmaya başlayacak. Savaş; yeni projelerini ve çocuklarıyla iletişimini anlattı...

Yeşilçam'ı anlatan bir program yapmaya nasıl karar verdiniz?

Aslında aklımda bu tarz bir program yapmak hep vardı. Yüzlerce film çekmiş bir sürü oyuncu var ama şu an hiçbiri çalışmıyor. Ne yapıyorlar, neredeler herkes merak ediyor. Ben de bu insanları çağıralım; hem filmlerini gösterelim, hem de neler yapıyorlar öğrenelim istedim.

sanatevi açacağım

Bu oyunculara yardım eli uzatacak mısınız?

Yeni sezonda hayata geçirmek istediğim bir sosyal sorumluluk projesi var. Onların kalabileceği bir sanatevi yapmak istiyorum. Onları bir huzur evinde değil de sanat evinde toplamayı planlıyorum. Birçoğu huzur evinde ama mutlu değiller; kendi arkadaşlarıyla bir arada olurlarsa mutlu olurlar. Önemli olan bize bir yer göstermeleri. Biz de oraya bir sürü hayırsever inşaatçımızla bir sanatevi yaparız. Bu sanatçılarımızdan para kazanmış prodüktörlerimiz de birer oda yaparsa olay biter zaten...

Bu sanatçıların durumu ne?

Yeşilçam hiçbir zaman sokağa çıkıp ağlamaz. Kimseden para istemez. Arkadaşlarımla konuştum, zor durumda olanlar var. Birçoğu otellerde kalıyor. Paralarını ödeyemiyorlar. İstedikleri tek bir şey var; çalışmak.

Bu oyunculara yeni projelerde neden yer verilmiyor?

Bazı prodüktörlerin "Yeşilçam'dakilerle çalışmayız" dediklerini duydum. İnşallah doğru değildir, yanlış duymuşumdur. "Sabah 7.00'de set var" dediğinizde onlar 6.30'da sette olurlar. Onlar karavan, özel yemek istemezler, kendi makyajlarını kendileri yaparlar. Yeşilçam oyuncuları bunları istemedikleri için mi prodüktörler tarafından istenmiyorlar acaba?

Bir de kadın programı yapmaya başlayacaksınız. Onun içeriği nasıl olacak?

Temmuz'un sonlarında başlayacak. Sadece Kıbrıs'ta yayınlanacak. Çok keyifli olacağına inanıyorum. Ajitasyon yok. Kadına dair bilgiler olacak. Uzman konuklar alacağım; sağlık, spor ve hukuk alanında bilgiler vereceğiz. Sanatçı konuklarımız da olacak. Programın içinde ben de spor yapacağım. Türkiye'de ilk kadın programını yapan benim; daha sonra bu tarz programların devamı geldi.

Sizden sonra yapılan programları nasıl buluyorsunuz?

Derya Baykal'ın programını çok beğeniyorum. Diğerlerinin hepsinde bir ajitasyon var; kadınları ekrana çıkartıp ağlatıyorlar, sonra o kadınları takip etmiyorlar. Bu konuda bir tek kişiyi çok beğenirim; Müge Anlı... Aldığı konuğu sonuna kadar takip ediyor. Birçoğu, sanatçılarımızı da kullandı. Serpil Örümcer ağlaya ağlaya kaç kanal dolaştı. Ne yaptılar ona? Hâlâ boncuk satıyor.

TORUN KEYFİ BİR BAŞKA

1995 yılında kaybettiğiniz eşiniz Yılmaz Zafer'in anısına bir proje yapmayı düşünüyor musunuz?

Onun yaşadıklarını anlatan bir film yapacağım. Sanatçının ne durumda olduğunu anlatan bir film olacak. Birkaç kişi toplanacağız. Ben anlatacağım, onlar yazacaklar. Mümkün olursa filmi ben çekmek istiyorum ama ben oynamayacağım. Oyuncu arkadaşlar da yavaş yavaş kafamda şekilleniyor.

Kızınız Melek Zübeyde'nin 2 yaşında bir oğlu var. Anneanne olmak size neler kattı?

Dünyanın en güzel şeyi... Çocuğunuz olduğunda ona terbiye veriyorsunuz, bazı kurallar koymak zorunda kalıyorsunuz. Tabii ki oyun oynuyorsunuz ama biraz da otoriter olmak zorundasınız. Ama torunda böyle bir şey yok. Ben onunla oynuyorum, onu şımartıyorum... Oğlumda hem anne, hem babaydım, şimdi torunumla sınırsız bir keyif yaşıyorum.

ARTIK İLİŞKİLERDE RUH YOK

Hastalığı süresince eşiniz Yılmaz Zafer'in hep yanındaydınız. Şu anki ilişkilerde aynı vefayı görüyor musunuz?

Ben, bir insanın davranması gerektiği gibi davrandım. "İyi ve kötü günümüzde birlikteyiz" diyorsak, onun kötü gününde de yanında olmalıyım. Her insan bunu taşıyamıyor; ya korkup kaçıyorlar ya da insanlar artık çok duygusuz olmuşlar. Sevgisiz, ruhsuz ilişkiler yaşanıyor.

SAVAŞ HERKESE 'BABA' DİYORDU

Oğlunuz Savaş babasını hiç tanımadan büyüdü. Bu zor dönemleri nasıl atlattınız?

Hiç kolay olmadı aslında. Küçükken çok zordu. Herkes bir babanın peşinde koşarken o da adamların peşinden "Baba!" diye koşuyordu. Herkese 'baba' denildiğini sanıyordu. Küçüklükten beri babasının mezarına onu götürdüm. Bana hep "Onu oradan çıkartalım. Kemiklerine et koysunlar, ayağa kalksın" diyordu. Sonra ölümü öğrendi. Küçükken çok zordu. Bir Babalar Günü'nde bana, "Babamı tanımıyorum. O yüzden de bir tek baba deme özlemini hissediyorum" dedi. Babasının filmlerini izliyor. Babasının arkadaşları ona babasını anlatıyor. Ben de onu, babasını anlatarak büyüttüm.

Oyunculuğa ilgisi var mı?

Aslında gastronomi okuyacak ama oyunculuk da yapmak istiyor. Bol bol film seyredip kitap okumasını söyledim. Bu konuda onu yokladım ve oyunculuğa yeteneği olduğunu gördüm.

Savaş da hem çalışıp hem okumak istiyor.

İBRAHİM TUT TUĞUNU KOPARAN İNATÇI BİRİ

İbrahim Tatlıses'in hastalık sürecinde hep yanında oldunuz. Onun azmini nasıl değerlendiriyorsunuz?

İbrahim çok azimli biridir. Tutuğunu koparan, inatçı bir adam... "Yaşayacağım ve bunu başaracağım" dedi ve başardı. Aslında daha çok yeni... Allah inşallah şifasını versin ama çok iyi gidiyor. Umarım her şey düzelecek.

Derya Tuna'ya açtığınız hakaret davasıyla ilgili ne söyleyeceksiniz?

O dava sonuçlandı. Hakim bir karar vermiş. Gerçi savcı suç unsuru bulduğu için davayı açtı ama hakime göre öyle olmamış. Biz yargıtaya gönderdik, bekliyoruz. Kararın bozulacağını tahmin ediyorum. Eğer bu suç unsuru sayılmıyorsa, o zaman herkes herkese istediğini söyleyebilir diye düşünüyorum.

ENGİN AKYÜREK YILMAZ'A BENZİYOR

Genç oyunculardan kimleri beğeniyorsunuz?

Beren Saat, Meryem Uzerli, Sanem Çelik, Deniz Çakır, Kıvanç Tatlıtuğ ve Engin Akyürek'i çok beğeniyorum. Engin'i Yılmaz'a çok benzetiyorum. Bazı bakışları, tavırları Yılmaz'ı çok andırıyor. Zaten film için düşündüğüm isimlerden bir tanesi de o...

Peki filmde oğlunuz Savaş'a yer vermeyi düşünüyor musunuz?

Olabilir. Düşünüyorum yani...

Ünlü oyuncu Perihan Savaş, yaz aylarında iki televizyon programıyla birden ekranlara geliyor. TV Em'de yayınlanan 'Perihan Savaş ile Yeşilçam Sokağı'nı sunan Savaş, önümüzdeki ay da bir Kıbrıs kanalında kadın programı sunmaya başlayacak. Savaş; yeni projelerini ve çocuklarıyla iletişimini anlattı...

Yeşilçam'ı anlatan bir program yapmaya nasıl karar verdiniz?

Aslında aklımda bu tarz bir program yapmak hep vardı. Yüzlerce film çekmiş bir sürü oyuncu var ama şu an hiçbiri çalışmıyor. Ne yapıyorlar, neredeler herkes merak ediyor. Ben de bu insanları çağıralım; hem filmlerini gösterelim, hem de neler yapıyorlar öğrenelim istedim.

sanatevi açacağım

Bu oyunculara yardım eli uzatacak mısınız?

Yeni sezonda hayata geçirmek istediğim bir sosyal sorumluluk projesi var. Onların kalabileceği bir sanatevi yapmak istiyorum. Onları bir huzur evinde değil de sanat evinde toplamayı planlıyorum. Birçoğu huzur evinde ama mutlu değiller; kendi arkadaşlarıyla bir arada olurlarsa mutlu olurlar. Önemli olan bize bir yer göstermeleri. Biz de oraya bir sürü hayırsever inşaatçımızla bir sanatevi yaparız. Bu sanatçılarımızdan para kazanmış prodüktörlerimiz de birer oda yaparsa olay biter zaten...

Bu sanatçıların durumu ne?

Yeşilçam hiçbir zaman sokağa çıkıp ağlamaz. Kimseden para istemez. Arkadaşlarımla konuştum, zor durumda olanlar var. Birçoğu otellerde kalıyor. Paralarını ödeyemiyorlar. İstedikleri tek bir şey var; çalışmak.

Bu oyunculara yeni projelerde neden yer verilmiyor?

Bazı prodüktörlerin "Yeşilçam'dakilerle çalışmayız" dediklerini duydum. İnşallah doğru değildir, yanlış duymuşumdur. "Sabah 7.00'de set var" dediğinizde onlar 6.30'da sette olurlar. Onlar karavan, özel yemek istemezler, kendi makyajlarını kendileri yaparlar. Yeşilçam oyuncuları bunları istemedikleri için mi prodüktörler tarafından istenmiyorlar acaba?

Bir de kadın programı yapmaya başlayacaksınız. Onun içeriği nasıl olacak?

Temmuz'un sonlarında başlayacak. Sadece Kıbrıs'ta yayınlanacak. Çok keyifli olacağına inanıyorum. Ajitasyon yok. Kadına dair bilgiler olacak. Uzman konuklar alacağım; sağlık, spor ve hukuk alanında bilgiler vereceğiz. Sanatçı konuklarımız da olacak. Programın içinde ben de spor yapacağım. Türkiye'de ilk kadın programını yapan benim; daha sonra bu tarz programların devamı geldi.

Sizden sonra yapılan programları nasıl buluyorsunuz?

Derya Baykal'ın programını çok beğeniyorum. Diğerlerinin hepsinde bir ajitasyon var; kadınları ekrana çıkartıp ağlatıyorlar, sonra o kadınları takip etmiyorlar. Bu konuda bir tek kişiyi çok beğenirim; Müge Anlı... Aldığı konuğu sonuna kadar takip ediyor. Birçoğu, sanatçılarımızı da kullandı. Serpil Örümcer ağlaya ağlaya kaç kanal dolaştı. Ne yaptılar ona? Hâlâ boncuk satıyor.

TORUN KEYFİ BİR BAŞKA

1995 yılında kaybettiğiniz eşiniz Yılmaz Zafer'in anısına bir proje yapmayı düşünüyor musunuz?

Onun yaşadıklarını anlatan bir film yapacağım. Sanatçının ne durumda olduğunu anlatan bir film olacak. Birkaç kişi toplanacağız. Ben anlatacağım, onlar yazacaklar. Mümkün olursa filmi ben çekmek istiyorum ama ben oynamayacağım. Oyuncu arkadaşlar da yavaş yavaş kafamda şekilleniyor.

Kızınız Melek Zübeyde'nin 2 yaşında bir oğlu var. Anneanne olmak size neler kattı?

Dünyanın en güzel şeyi... Çocuğunuz olduğunda ona terbiye veriyorsunuz, bazı kurallar koymak zorunda kalıyorsunuz. Tabii ki oyun oynuyorsunuz ama biraz da otoriter olmak zorundasınız. Ama torunda böyle bir şey yok. Ben onunla oynuyorum, onu şımartıyorum... Oğlumda hem anne, hem babaydım, şimdi torunumla sınırsız bir keyif yaşıyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sinema Haberleri