ŞEHRİN KARMAŞASINDA "BOZUK DÜZEN"!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın yeni oyunlardan biri olan Bozuk Düzen, 7-11 Ekim tarihleri arasında Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi'nde seyredilebilir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın Ekim ayı repertuarında yer alan yeni oyunlardan biri olan Bozuk Düzen, 7-11 Ekim tarihleri arasında Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi'nde seyredilebilir.

Bozuk Düzen, yaşadıkları kasabadaki depremden zarar görerek, İstanbul'a yerleşmek zorunda kalan  orta halli bir ailenin, büyük şehrin karmaşası içinde yaşama tutunabilme çabalarını anlatıyor. Birbirinden uzak yaşayan ve hiçbir ortak paylaşımları bulunmayan kardeşler, içine düştükleri yalnızlıktan, yine birbirlerine tutunarak kurtulmaya çalışırlar. Ancak yeniden kenetlenmek için artık çok geçtir. Hiçbir şey arkalarında bıraktıkları gibi olmayacaktır?

Güner Sümer'in yazdığı Burteçin Zoga'nın yönettiği oyunun sahne tasarımını Barış Dinçel, kostüm tasarımını Nihal Kaplangı, ışık tasarımını Mahmut Özdemir, efekt tasarımını ise Ersin Aşar yaptı. Bozuk Düzen'de Gün Koper, Gürol Güngör, Demet Bozyaka, Berrin Koper, Aziz Sarvan, Selin İşcan, Perihan Savaş, Uğurtan Atakan, Ahmet Özarslan, Çağlar Polat, Yılmaz Meydaneri, Enes Mazak rol alıyor.

Bozuk Düzen'in broşüründen:

Yazan: Güner Sümer (1936-1977)

1936 yılında Ankara'da doğan Güner Sümer, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. 1960 yılında gittiği Paris'te iki yıl kaldı. Dönüşünde Arena Tiyatrosu'nu kurdu. Burada oyunculuk ve yönetmenlik yapan Sümer, Asaf Çiğiltepe'nin ölümünden sonra 1967 yılında AST'ı yönetti. İstanbul'a yerleştikten sonra 1970'de İstanbul Sanat Tiyatrosu'nu kurdu.

Lise yıllarında arkadaşlarıyla birlikte 1952-56 yılları arasında "Mavi" adlı aylık dergiyi çıkaran Sümer, burada şiir, hikâye ve tiyatro eleştirileri yazdı. "Yarın Cumartesi" adlı oyunuyla Ankara Sanat Sevenler Derneği'nce 1965 yılında en iyi yönetmen seçildi. Güner Sümer, 27 Nisan 1977 tarihinde öldü.

Eserlerinden Bazıları

Yarın Cumartesi (1960), Aşk Bir Masaldır (1961), Bozuk Düzen (1962), Ölü Mevsimler (1966), Hüzzam (1972)

Yöneten: Burteçin Zoga

1964 yılında Ankara'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini İstanbul'da tamamladıktan sonra İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Ana Sanat Dalı Oyunculuk Bölümü'nü bitirdi (1982-1986). Profesyonel tiyatro çalışmalarına 1985 yılında Ziraat Bankası Çocuk Tiyatrosu'nda başladı. Devlet Tiyatroları'nın açtığı sınavı kazandı (1986) ve o dönemde yeni kurumsallaşan "Ankara Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu"na stajyer sanatçı olarak girdi. 1987 yılında Ankara Devlet Tiyatrosu'nda kadrolu sanatçı olarak görevine devam etti. 1989'da, Bursa Devlet Tiyatrosu'na tayin edildi. 1993 yılında Devlet Tiyatroları'ndan ayrılarak İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda göreve başladı.

Ankara ve Bursa Devlet Tiyatroları'ndaki çalışmaları

Küçük Nasrettin (Serpil Akıllıoğlu), Çılgın Dünya (Lope de Vega), Vatan Diye Diye (Necati Cumalı), Kafkas Tebeşir Dairesi (Bertolt Brecht), Fehim Paşa Konağı (Turgut Özakman), Meşhed-i İbad (Üzeyir Hacıbeyov) adlı oyunlarda oynadı ve Yılmaz Onay'ın yazdığı "Şarkılarımız Ölmesin" adlı çocuk oyununu yönetti.

İstanbul Şehir Tiyatroları'ndaki çalışmaları

İstanbul'un Gözleri Mahmur (Melisa Gürpınar), Aslolan Hayattır (Nazım Hikmet/Macit Koper), Monserrat (Emmanuel Robles), Silvanlı Kadınlar (İsmail Kaygusuz), Trendeki Derviş (Tevfik El-Hakim), Oyuncaktaki Sır (Zerrin Akdenizli/Funda Özşener), III. Richard (William Shakespeare), Bağdat Hatun, (Güngör Dilmen), İlk Göz Ağrısı (Feraizcizade Mehmet Şakir) adlı oyunlarda oynadı. Tom Stainer'in "Haydi Mars'a Gidelim", Bora Ayanoğlu'nun "Bremen Mızıkacıları" ve Lope de Vega'nın "Çılgın Dünya" adlı oyunlarını yönetti.

Bozuk Düzen

Burteçin Zoga

1940'lı yıllar ve İkinci Dünya Savaşı'nın Türkiye'de ortaya çıkarttığı olumsuz sonuçlar?

Hemen ardından 1950'li yılların başında Türkiye'de serbest piyasa ekonomisine geçiş ve yabancı sermayeyi teşvik yasasının çıkartılması? Tün bunların üzerine siyasal yaşamdaki büyük değişiklikler? Ve bütün bu sosyal, ekonomik, siyasal dengesizliklere bağlı olarak bocalayıp kaybolan insanlar? İşte bu kaybolan insanların anlatıldığı bir oyun Bozuk Düzen.

Oyunda, zelzele sonucu kasabadan kente göç etmek zorunda kalmış olan bir ailenin ayakta kalma mücadelesini görürüz. Bu mücadele sırasında gelişen durumlar, rol kişilerinin yaşamsal tercihleri ya da yaşamaya mecbur bırakıldıkları gerçekler, karakterlerin açmazlarını ortaya koymaktadır.

Oyunu, bir ailenin yaşamı ve kurdukları ilişkiler bütününde izleriz? Yazar aile fertlerini tanıtırken, onların ilişkide olduğu kişilerle de toplumsal bir değerlendirme yapmakta ve sunduğu karakterlerle sokaktaki insanın yaşamına dair bir portre çizmektedir. Oyunda, karakterlerin anlattığı hikâyeler hem onları tanıtır, hem de Türkiye'nin belirli bir döneminde farklı sosyal ve ekonomik seviyede yaşayan insanları göz önüne serer. Kısa bir süre içinde rol kişileri arasındaki ilişkiler çıkmaza girer ve birbiri içinde gelişen olaylar sonuçta tam bir kaosa dönüşür.

İnsanlar, içinde bulundukları durumları, yaşamak zorunda bırakılmıştır. Birileri namusu ile yaşamaya çalışırken, diğerlerinin kolay yoldan ve başkaları üzerinden kazandıklarını izleriz. Artık "köşeyi dönme devri" başlamıştır. Düzen, bireyin ihtiyaçları ve nasıl yaşamak istediği ile ilgilenmez. Birileri bu düzenin dengesini istediği gibi kurar ve sokaktaki insana da bunu yaşamaktan başka seçenek bırakmaz. Tüm rol kişileri yaşamsal tercihlerini yaparken "baş edebilmek veya zorunda bırakılmak" çatışmasını yaşarlar. Bazıları kabullenir, bazıları savaşır? Düzene direnenler ve kabul edip devam edenlerin hikâyesidir Bozuk Düzen.

Acaba bir yerde umut var mı? Yoksa sadece karanlık mı?

Ben, Güner Sümer'in "umut yok" dediğini düşünmüyorum. Güner Sümer o gün ne söylemişse insanımız bugün de aynı sorunları yaşamaya devam ediyor. Unutulmaması ve sorulması gereken, "Acaba birileri dünyayı ellerinde böylesine çekip çevirmeseler, bugün yaşadığımız düzen nasıl olurdu?" sorusudur.

Yerimizde durup sadece "seyrederek" ve "bu düzen böyle gitmez" diyerek hiçbir şeyi değiştiremeyiz? Cevabı daima başka bir yerde ya da başka birilerinde aramak bizi sadece tepkisizleştirecektir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Magazin Dışı Haberleri