Röportaj; Özlem CİNİC
Selçuk Ural… Yıllardır üye olduğu Levent Tenis Kulübü’nde kendisiyle yaptığımız röportaj adeta dünle bugünün müthiş bir karışımıydı.
Zamanın eskitemediği aksine gençlik iksiri aşılanmış haliyle karşımızda çok zarif, kibar ve donanımlı hepimizin haklı hayranlığını kazanmış bir Selçuk Ural vardı.
Çuvaldızı sadece başkalarına değil kendisine de dokunduran bu özel kişiyle çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
-‘’Selçuk Bey sizi tanıyabilir miyiz?’’
-‘’ Tabii ki. 3 çocuklu bir ailenin ortancasıyım. Benden ufak bir kız kardeşim bir de büyük ağabeyim var. Babamın mesleği icabı Samsun’da ortaokulu okudum.
Ardından Ankara’ ya gidip liseyi ve konservatuvarı bitirdim. O sıralarda çalışmaya başladım. Babamdan gizli haftada bir gün çalışıyordum ama babam duymuş .’’
-‘’Babanız karşımıydı çalışmanıza?’’
-‘’Başlarda evet. Sahneye çıktım bir baktım babam karşımda. Hiç unutmam sene 1960’lar gecede 70 lira alıyorum. Babam bayağı üst mevkide çalışıyor aylık maaşı 300 lira kazanıyordu.
Gelmiş patrona demiş ki bu 15 yaşında çocuğa nasıl bu kadar büyük paralar veriyorsunuz. Babam eksik olmasın derslerini yap tamam haftada bir çalış diye müsaade etti. Sonra yazın orkestra ile çalışmaya başladım.
1963 senesinde Boğaz’da bir yerde çalışıyorum bir gün dediler ki Şerif Yüzbaşıoğlu geldi yukarıda seni istiyor. Türkiye’nin en büyük müzik adamı beni çağırıyor şok geçirdim ve 10 dakika bir durdum ardından yukarıya çıktım.
Bütün heybetiyle oturuyor. Senin sesin çok güzelmiş al bu kartı pazartesi Hilton’a gel dedi. Orkestrada Erol Büyükburç, Başar Temel varmış onlarla anlaşamamış kovmuş seni istiyorum dedi.’’
İŞTE SELÇUK URAL'IN HAYATINDAN KESİTLER;
-‘’O sıralar bir yandan da okuyordunuz değil mi?’’
-‘’ Evet, Ankara’da okuyordum. Anne, babanı al getir konuşalım dedi. Annemi babamı çağırdım. O bölgeye yakın Emirgan’da ev tutmuştum. Kendisi konservatuvarda eğitmenlik yapıyordu beni de okula yazdırdı böylece şan çalışmaya başladım.
Hilton’da o yaşta öyle paralar kazanmak büyük bir olaydı.3 sene Hilton’da çalıştım sonra kulüplerde çalışmaya devam ettim. Geldik 1967’ lere…Bir kulüpte çalışıyorum Sezen Cumhur Ünal’ın geldiğini söylediler.
Benimle görüşmek istedi. Bak dedi çok güzel şarkılar var bunlara Türkçe söz yazdım. O zamanlar Türkçe şarkılar söylemeye başlamamıştım hep yabancı söylüyordum.
Bana bir orijinal bir İtalyanca playback getirdi ‘’Seni Gördüm Dün Gece’’ diye. Böylece ilk şarkımı yaptım listelerde birinci oldu. Ardından o zamanlar TRT tek kanal hafif hafif orada görünmeye başladım.’’
-‘’Hatırı sayılır albüm yaptınız değil mi?’’
-‘’Meslek hayatımda 38- 39 tane 45’ lik yaptım sonra cdler çıktı derken meslekte 50 küsur yılımı doldurdum. Bizim jenerasyon çok zor tırmandı.
Bizim gibi dans müziği söyleyen şarkıcılar bizim müzik dünyasının ana temelidir. Şimdi de 55. yılımı yapacağım ancak Eylül ayında albümüm bir çıksın ardından çok güzel projeler gerçekleştireceğim.’’
-Hep sorulan suallerden biridir müzik dünyası sizce nereye gidiyor?
-‘’ İki seneye kadar Müyobir yorumcular derneği yönetimdeydim. Artık kalıcı bir şarkı çıkmıyor. Halbuki bizim zamanımızda çıkan şarkıların yüzde 90’nı meşhur nerde olursa olsun söyleniyor.
Kaybettiğimiz Barış Manço, Cem Karaca, Berkant, Ferdi Özbeğen, Kayahan bunlar çok zor yetişmiş şarkıcılardır, muhteşem eserler yapmışlardır.’’
-‘ Bildiğim kadarıyla adını andığınız tüm büyük değerlerin eserlerini icra ediyorsunuz?
-‘’ Sahneye çıkıyorum ve 2 saatlik zaman diliminin 45 dakikasını bütün kaybettiğimiz şarkıcıların şarkılarından söylüyorum . Ve herkes eşlik ediyor ezbere söylüyor. İşin enteresanı genç neslinde bu parçalara eşlik etmesi.
Demek ki bu şarkıların modası geçmiyor çünkü çok güzel ve özel şarkılar. Üzücü olan yanı telif hakları 15 sene falan oldu ancak yeni telif haklarını alabiliyoruz. Sinemacılar ise hala alamıyor. Bu olay İsviçre’de 1800’ li yıllarda çıkmış hesap edin ne kadar gerideyiz.
Dolayısıyla memleketimizde sanatçıya ahde vefa yok ekonomik olarakta manevi olarakta psikolojik olarakta çöküntü yaşanıyor.
Tüfek icat oldu mertlik bozuldu, bilgisayar icat edildi şarkıcılık bozuldu
Bir sürü yazarımız bunlardan Nazım Hikmet Rusya’larda sürünerek ölmüş. Barış Manço, Cem Karaca, Tanju Okan haklarını alamadı. Şimdi herkes şarkıcı oluyor bir laf var ‘tüfek icat oldu mertlik bozuldu bilgisayar icat edildi şarkıcılık bozuldu.’
Üniversitelerde 5 sene müzik direktörlüğü yaptım Türkiye’nin en büyük şöhretleri bize çalışıyordu. Bilgisayarda yanlışta söylese o sesi düzeltiyor. Bunların çoğu sahnede çıkıp canlı tek bir şarkı söyleyemez. Bu her meslek için geçerli.’’
-‘Kısacası ne iş yaparsak yapalım daima üzerine yeni bir şeyler koymamız mı gerekli?
-‘’ Kesinlikle. Benim sporcu kondisyonum olduğu için her sene üzerine bir şeyler koyuyorum. Bir laf var çok beğenirim ‘’gençler düşünebilse yaşlılar yapabilse’’ ben o yaşlı olup yapabilenlerdenim.
Burada 4 saat maç yapıyoruz. Fatih Ediboğlu bir dönem ATV’nin genel müdürüydü. Kendisiyle 5-6 senedir görüşmüyorduk. Geçen gün beni gördü. Baba artık değiş biz ne hale geldik sen ne haldesin dedi.
Kısacası bu görüntümde sporun çok etkisi var. Şu an sağlık üzerine kitap yazıyorum ama her gün yeni şeyler çıktığı için bitiremiyorum. Gençlere diyorum bir gün aktiviteyle ter atmak 1 hafta ömrü geri getiriyor bu kesinleşmiş bir şey.
Ayrıca stretching diye bir şey var adaleleri uzatıyor. Hangi arkadaşımız kalp krizi geçirdiyse elleri yere değmeyen arkadaşlarımızdır. Halbuki ben kırmadan ellerimi yapıştırıyorum.Gençlere söylüyorum stretching yapın ve haftada hiç olmazsa bir kez ter atın.
Ben spor yapamadığım zaman evimin orada yokuş var 20dakika koşar yürürüm eve girerim aletlerim var onlarla çalışırım.’’
-Ya saçlarınız!.. Çok sağlıklı ve bakımlı görünüyor. Herhangi bir bakım uyguluyor musunuz?
-‘’ Saç genetik bir şey. Arkadaşlar hep soruyor bu yaşta bu saç olur mu, boya mı? Bizim sanatçılarımızı biliyorsunuz peruk takan çok, kızıla siyaha boyatan çok. Benim sağlık üzerine tecrübelerim var.
Doğarken -25 ile ya da artı 25 ile doğuyoruz. Genetik rahatsızlıklar olan bir aileysek -25 ile doğuyoruz. Bizim meslekte saydığım çoğu arkadaşım alkolden gitti bende asla bunların tadını bilmem.
Düzgün bir hayatım var. Allaha şükür ama en büyük miras aileden aldığımız miras, yalnız fiziksel değil manevi terbiye, görgü ,kişilik Allah nurlar içinde yatırsın iyi büyütmüşler iyi terbiye etmişler''
-Siz gazino dönemlerini yaşadınız, ilginç anılarınızı bizimle paylaşır mısınız?
-‘’Gazinoların en hızlı olduğu zaman 1967-1982 arası. Çünkü Türkiye’nin en büyük en popüler yerleri haftanın bir iki günü açık.1976’ da askerden geldim , Lunapark’ta çalışıyordum. Haftada 18 iş yapıyorum ayda 80 iş 2- 3 defa da ekstra iş oluyordu.
Düşünün günümüzün en popüleri Tarkan diyelim sanırım senede 40 defa çıkıyor. Bir gazinoya başlıyorsunuz 6 ay sürüyordu. Sonra sıkılırdım Fahrettin Aslan’a baba bir izin ver de Ankara yapayım, İzmir yapayım.
Allah nur içinde yatırsın Zeki Müren’le, Neşe Karaböcek’le, Muazzez Abacı ile çok hatıralarım oldu . Ajda ve Emel’le de sık sık karşılaşıyorduk bazen yan yana kulislerde giyiniyorduk.
Rahmetli Adnan ağabeyle 40 sene yan yana oturduk. Kendisi bizim mesleğin en komik renkli adamıydı. Rahmetli Zeki Müren ile yazın Bodrum’da kalıyorduk çok feci içiyor evine giderken de çok kilolu olduğundan iki kişi koluna giriyor öyle götürüyorlardı.
Zeki Müren benim için "onu kendime ayırdım, dokunanı gebertirim" diyordu’
Bir gün barda oturuyorum yanıma güzel kadınlar geliyor bende o zamanlar 28 -30 yaşlarındayım kızlara imza veriyorum. Bana bakın onu ben kendime ayırdım dokunursan gebertirim dedi. Tabii haliyle kadınlar şokta.
Kulistede çok anılar olmuştur o kadar çok var ki evimde çok notlarım var. Ahmet Kaya ilk ‘’Penceresiz Kaldım Annem’’ şarkısını yapmış ve bu şarkı yıktı ortalığı. Kendisi fuara geldi bizle çalışacak, aynı odada giyiniyoruz.
Selçuk ağabey beni de işe alsana ikinci işe beraber gidelim dedi onla geziyoruz kimse tanımıyor, beni görüyorlar imza falan istiyorlar ama Ahmet Kaya’yı daha tanımıyorlar. Ağabey ne güzel bu şöhret falan.
Bir gece Harbiyeliler girmiş içeri bir solist Ahmet Kaya benden sonra çıksın hadise olabilir dedi. Ahmet Kaya çıktı yuhlamalarla indi sahneden. Öleli herhalde 10 seneyi geçti ben ondan da şarkı söylüyorum.
Bizde pek çok değerler öldükten sonra değeri biliniyor. Bu çok acı bir şey. Memleketimizin sanat gidişatına baktıkça maalesef 80 milyon olduk teknoloji ilerledi gökdelenler arttı fakat sanat hayatı her geçen gün daha aşağıya iniyor.
Geçen bir programa çıktım sordular teknoloji ne aldı ne götürdü diye. Getirdiğinden çok götürdü dedim. Aile yapısını götürdü, insanlığı dostluğunu götürdü. Karı kocayı görüyorum plajda oturuyoruz karısı arkadan yürüyor kocası önden ellerinde telefonlar.’’
-Siz bir dönem sinemaya damganızı vurdunuz, neden devam etmediniz?
-‘’Biz çok güzel devirler yasadık şimdikiler madden çok kazanıyor. Rahmetli Osman Kavran sahnede beni gördü sen ne yakışıklı adamsın gel film çekelim, çekelim ağabey dedim. Ama her gece çalısıyorum. Gece 4 -5 ‘te sahneden iniyorum dedim.
Olmaz 8 ‘de geleceksin dedi işin komiği şu birkaç film yaptım Türkan Şoray, Filiz Akın’la. 5’te yatıyorum 8’ de kalkıyorum söylemesi ayıp o zamanlar 10.000 lira alıyorum . Tabii ki erkenden gidemiyordum.
O sırada fotoromanlar cıktı bir gazete fotoroman istiyor çektim o sıralarda müzik dünyasının en iyi fiziğine sahibim. Senede 10 fotoroman çekiyorum ve fotoroman devri 5- 6 sene sürdü .6 -7 film yaptım sonra oğlumla ‘’Anlaşma Noktası’’ diye bir film yaptım. Hatta şimdi bile teklifler geliyor ama 12’ de gel derseniz geleyim diyorum işlerine gelmiyor.
Dolayısıyla dolu dolu çok güzel günler yasadık. Hem alaylı hem okullu olmanın avantajlarını yasadım. Ayrıca sporcu olunca bütün kış devamlı çalıştım.
-‘’Bülent Ersoy benden küçüktür, ama bitmiş’’
Sahnede 2- 3 saat kalıyorum 30- 40 şarkı söylüyorum yorulmadan. Geçen Bülent Ersoy’a gittik. Sahne önümüze kocaman bir koltuk koydular, Bülent geldi oturdu 1000 kilo olmuş her şarkının 2 satırını söylüyor 10 dakika konuşuyor Bülent benden ufaktır ama bitmiş.’’
-Çok yakışıklısınız. Gençliğinizde ortalığı kesinlikle yakıp yıkıyordunuz. Kadın hayranlarınızla aranız nasıldı?’
Öfff sormayın. 1979’ da evlendim, hanımla 4 katta oturuyoruz zil durmuyor Gelenlerin hepsi şöhret. Ben de çoğuyla flört ettim. Her zaman karıma derim Allah seni başımdan eksik etmesin. Ne kadınlar var göz açtırmıyorlar, sağa sola baktırmıyorlar.
Allah korusun hürriyet kadar önemli bir şey olamaz hala aynı eşimle beraberim kendisine her zaman Allah razı olsun senden bana bu hürriyetimi verdiği için derim.
Evlendik yalı tuttuk, kapıdan ayrı geliyorlar, denizden ayrı geliyorlar hepsini oturtur çaylar kahveler hepsine ablalık etmiştir.
-‘’Oğlum Hakan’a soyadını, ailesini bilmediğin bir kadınla evlenme diye çok nasihat etmişimdir’’
Ama güzel olan hiçbir zaman gazetelere düşmedim hep oğluma da demişimdir soyadını bilmediğin kadınla evlenme ama o yanlışlar yaptı bir sürü olaylar başına geldi .‘’
-Selçuk Ural nasıl bir babadır?
-‘’İyi bir baba değilim. İki çocuğumu da annesi büyüttü ama kötü örnek olmadım. Terbiyemle, sporculuğumla onlara örnek olmaya çalıştım. Hakan’ı buraya getirdim spora başlattım, çok iyi bir sporcu oldu içki kullanmaz çok iyi düzgün bir hayatı var.
‘’Çocuklarıma iyi bir baba olamadım’’
Kızımı da annesinde büyüdü bildiğiniz gibi annesi Canan Yaka. Öteki de annesiyle büyüdü o yüzden iyi bir baba değilim diyorum.
Ne azarladım ne bir şey yaptım zaten ikiside kocaman insanlar oldu hayatıma baktığım zaman her insan gibi pişman olacaklarım var ama bir insan kaderini tesir edecek veya evlatlarını hayat çizgilerini belirleyecek kadar kötü bir durum olmadı .
Allahımıza çok şükürler olsun en büyük servet sağlık.
Hayretler içinde kalıyor insan nasıl 70’ lik oldum. Şok oluyorsun çünkü mesleğe başladığım zaman 50 yaşındaki insanlara ulaşılmaz diye bakıyorduk. Şimdi bir bakıyorsun meslekte 55 seneyi devirmişsin,efsane üstat hocalarla çalıştık.
Yaşadığımız pişmanlıklarımız var ama güzel şeylerde yasadık yaptık. Bir de şu var bir tektik edin 80’ lerde çıkan çok insan 90’ larda unutuldu. 90’ larda çıkan 2000’de bitti. 20 -30 senedir hala varız ve hala tanınıyoruz.
Bizim mesleğin en güzel yanı yolda gidiyorsun radyoda şarkıların çalıyor hep mail geliyor çok takipçilerim var .’’
-Gelelim çok özel projelerinize...
-‘’ Yeni albüm çıkartıyoruz inşallah Eylül’de sevenlerimle buluşacak. Ayrıca bir çocuk projesi var ki çok önemli bir proje. Yıldırım Beyazıt diye profesör bir arkadaşım var, çok değerli bir insan. Kendisi Kulak Burun Boğaz Bölümü Başkanı.
"Selçuk ağabey dedi dünyada işitme engellilere implant takıyorum bu çocuklara şarkı söyletebilir miyiz?" diye sordu. Bilmiyorum ne kadar duyarlar ne yaparlar deneyelim dedim. Biz ufak ufak başladık derken 20 -30 öğrencimiz oldu bunlara şarkılar söyletmeye başladık.
Eylül’de Taksim’de ve bir televizyon kanalında konser vereceğiz. Dünyada bir ilk olacak. İyi bir efor harcıyorum, çok tatlı şeyler.
Albümdeki tüm şarkılar benim. Bestekarlık mecburen başladı. ben iyi, bir şarkıcıyım bu meslekte çok kişiye de yardımcı olmuştum.’’
-İçlerinde tanıdığımız isimler var mı?
-‘’75 senesinde askerim. İzmir’de hafta sonu Efes Otel’inde kalıyorum. Tek otel izni alıyorum nişanlım geliyor bir gece kalıyor ertesi gün kıtama dönüyorum. Bir gün Selçuk bey gelir misiniz bir kız var onu dinler misiniz gelirim ama nişanlım gelecek onu karşılamaya gideceğim dedim.
‘’Sezen Aksu ve İbrahim Tatlıses’i ben keşfettim’’
Gittim kara kuru bir kız var oturuyor söyle dedim titriyor. Sizin yanınızda nasıl söyleyeyim dedi ben adam yemem kızım diye cevap verdim.
Ajda’nın şarkısını söyledi alın bu kızı ocakta iznim var İstanbul’a getirin bir şarkı yapalım dedim hakikaten getirdiler iki şarkı yaptık ama hakikaten kötü 2 şarkı yaptık.
Askerliğimin son günlerinde arabamla eve gideceğim radyoda bir ses. Bu sesi tanıyordum ve şirkete dedim ki kötü iki şarkı yaptık bu kızı bırakmayın.
Herkes benle çok dalga geçti kepçe kulaklıyı çok mu aradın. Sonra onun dayısı başka şirkete götürüyor oradan patladı gitti.
İbrahim’i de yeni askerken tofaş arabam var. Urfa'lı astsubayımla Tandoğan Meydanında Urfa'lı hemşerisinin bir tamirhane dükkanı var oraya gittik. Ağabey bir hemşerim var bir dinle, tamam gelsin dedim.
Selçuk ağabey deyip elimi tutuyor ama oysa bir pavyonda çalışıyormuş ben oraya gelemem sen kaset doldur gel dedim. Doldurdu geldi. Bir patladı mı? O yazın fuarda karşılıklı gazinolarda o Akasyalar’da ben Lunapark’ta rakip olduk. Yani güzel insanlara yardımım olmuştur.’’
-Genç nesilden beğendiğiniz sesler var mı?
-‘’Her zaman söylüyorum Tarkan’ı çok beğeniyorum. Bayağı eğitimli hem Türk Sanat Müziği söylüyor hem de çok donanımlı.
Murat Dalkılıç diye bir çocuk var tarzını çok beğeniyorum.Öbür taraftan bakınca 500 tane genç cıktı 450 tanesi bilgisayar ile söylüyor .’’
-‘’Kendinize en yakın hissettiğiniz ?’’
-‘’Şimdi benim sesim enteresan. Ben bas ve ritim tenörum. Şimdiki gençlere bakınız çok ince sesli. Tanju Okan muhteşem ses ondan 30 yıl sonra Yaşar’la,Teoman söyledi onun eline değil tırnağının kenarına su dökemezler.
Mesela Barış Manço ufacık bir ses ama filozofdur ,100 yıl sonrasını görmüş bir adamdır. Cem başka bir deli ,çok alem bir adamdı.Hakikaten baktığınızda kaybettiklerimiz Berkantlar Kayahanlar.
Yenilerden bu kadar donanımlı olan Kenan Doğulu var. Yusuf Güney var onun yanıklığını çok seviyorum hatta benim hayranımmış geçen yaz Bodrum’da çalışıyorum konserden kalktı tanışmak için benim yanıma geldi .
Bayanlardan da Funda Arar var o kalıcıdır.Bir çoğu şöhret olmuş isim var mesela Ayla Çelik Bağdat şarkısı ile yıktı ama o kadar devamı asla gelemez.’’
-Sanat camiasında evliliklere nasıl bakıyorsunuz?
-‘’Mesela televizyonlarda görüyorum 4 ay sürer diyorum çıkıyor. Hiçbiri bir seneyi bulmadı. Çok çabuk çıkıyorlar sette tanışıyorlar vesile oluyor falan filan. Cicim ayları ama ondan sonra şöhret falan yok hepsi boşandı.
Bizim devrimizdeki evlilikler bile daha uzun vadeliydi. Berkant’ ı görüyorum , Tanju iki kere evlenmişti, Barış’ın evliliği 30 sene sürmüştür şimdi aylarla ölçülüyor.Parayı birden görüyorlar. Çocuklar birden otobüs durağından limuzine binince kafayı yedi üşüttüler.
Mesela ben Teoman’ı beğenirim sesini de kişiliğini de. Ama alkol bitirdi , Yaşar’ı gördüm fil gibi olmuş güzel şarkılar yapıyor ama alkol sorunu var.’’
-Şöhreti kaldıramadıkları için mi?
- Kesinlikle. Çok çabuk çıktıları için oluyor. Teoman’’ Paramparça’’yla yıktı geçti. Kendine has tarzı var. Bakın internetten ‘’Kadınım ‘’şarkısını bir Yaşar’dan ,bir Teoman’dan dinleyin bir de Tanju’dan dinleyin.
Çünkü bir çoğu kendi şarkıları ile çıktı. Bizim gibi dans müziğiyle yüzlerce tür şarkı söylemediler.80’ de çıkanlar 90’ da, 90’ da çıkanlar 2000’ de bitti. Ayakta kalanlar birkaç tane var ama popülarite göremiyorsun.
-Olmazsa olmazlarınız en çok neye sinirlenir kızarsınız?
-‘’En çok yüzsüzlüğe kızarım. Bir insanın utanmadan çok istemesi, rahatsız etmesi yani insanın kendisini bilmesi lazım, edepli olması lazım. Maalesef edepli olmayan insanlara baktığınız zaman alkol sorunu var.
Bana derler 50 sene ayyaşların arasında nasıl sıkılmadan durdun. Tabii ki ortamlara uydum yani hiçbir zaman kenarda durmadım.
Geçen Bülent Ersoy’a gittim otuyoruz yanımda Seyyal Taner, Nil Burak var. Seyyal benim için bu adam çok yakışlı ama çok kasıntı dedi ama beyefendi dedi. Hiçbir zaman yılışık olmadım ağır bir adam oldum.
Bir de hep ağır şarkılarla meşhur oldum.Meslektaşlarımla hep iyi geçindim. Bizim meslekte çok iyi sanatçılar var ama sevilmezler isim vermeyeyim . Kendilerini hep dev aynasında görürler.
Mesela bizim şuan grubumuz var. Seyyal Taner, Nil Burak, Orhan Gencebay, Ali Rıza Binboğa toplanır eğleniriz. Ali Rıza Binboğa ‘’Yarınlar’’ı söyledi yıkmıştır ama devamı gelmez.
İskender Doğan çok iyi bir sestir ’’Kan ve Gül’’ muhteşem ama gerisini getiremedi ondan sonra yok oldu. Berkant’ın ‘’ Samanyolu’’ 70’ den sonrası yoktur. ‘’
-‘’Sohbetiniz çok keyifli.’’
-‘’Hafızaya yazıyorum unutmamak için notlar alıyorum. Ama ben tabi erken başladım.Tanju 26’ sında meşhur oldu. Ben erken yaşta 16 yaşında girip devam ettim. Sağlık işinde çok üşütük olduğum için sağlık ve beslenme not alıyorum.
Eşim organik tarım yapıyor bir çiftliğimiz var orada ekip biçiyor. Beslenmede dair çok bilgilerim var hepsini birleştirip sporuda ekliyorum. Hala da çalışabiliyorum o çok güzel.
Solistler davet ediyor, geçen gece Ümit Besen’in konserine gittim sahneye çıkardı Selçuk Ural ‘’Kumsaldaki İzler’’şarkısıyla yıkıp geçti.
Ümit, "ona özentimiz olmaza güzel örnekleri olmasa bugün belki güzel şarkılar söyleyemezdik" dedi böyle güzel güzel sözler duyuyorum.’’
-Koleksiyon merakınız var mı?
-‘’Pek yok. Bir aralar hevesleniyordum ama yoğun hayatımdan dolayı Spordan aldığım ödüllerimi odamda bir oda ödül dolu onlarca plak koleksiyonları mesela 300 tane 45’ liğim vardı .’’
-Basında yeterince sizin gibi sanatçılara yer veriliyor mu ?’
-‘’Maalesef yok. Nedeni ise memleketin sanata olan uzaklığı. Bizim zamanımızdaki magazin müdürleri 50 yaşındaydı bu işi biliyorlardı. Şimdi dizide üç bölüm oynamış , Akmerkez’den çanta almış kişi yarım sayfa kocaman yer kaplıyor.
Ben işitme engellilerle ilgili iş yapıyorum küçücük yer veriyorlar. Kime şikayet edeceksin ülkemizin durumu bu skandal yap kocaman koysunlar. Mustafa Topaloğlu ben uzaydan geldim dedi her kanal koşturdu ben bir kanala gideyim şınav çekeyim her yere haber olurum.
Deniz Seki’yi çok yazmışlar ne oluyor bu kadar ne bu kadar şehitler varken bu kadın kötü madde kullanıyor bunu kahraman yaptınız.’’