Televizyonlarda ve gazetelerde en çok ilgi çeken haberler nedir diye sorarsanız, bunun cevabını yıllar önce Hürriyet’in eski genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök vermişti.
"Magazin ve spor…"
Medyanın olduğu gibi magazin dünyasının da kalbinde yer alan Hürriyet Gazetesi’nin efsane yazıişleri müdürlerinden sevgili Orhan Olcay vefat edince birkaç gün sonra magazin servisine gelen ve o dönemin Genel Yayın Yönetmeni olan Özkök, özetle şöyle bir konuşma yaptı:
"Arkadaşlar, gazeteye polis-adliye haberleri gelir, ekonomi haberleri gelir, siyasi haberler gelir ve bunlar elbette ki önemlidir. Ancak gazetede benim en çok önem verdiğim iki bölüm var: Magazin ve spor… Halkımızın en çok ilgi duyduğu konu ise magazindir. Bu yüzden sizler benim için çok önemlisiniz."
Özkök’ün belki de bizi motive etmek için yaptığı bu konuşmanın ardından daha bir şevkle çalıştık mı, bilmiyorum ama 20 yıl Hürriyet’e genel yayın yönetmenliği yapmış birinin magazin hakkında bunları söylemesi etkileyiciydi.
* * *
Magazin, halkın neden ilgisini çeker?
Çünkü insan psikolojisi böyledir. İnsanlar ulaşmak istedikleri yerde bulunanlara özenirler.
Ancak iş o noktaya geldiğinde eğer hazmedemezlerse işler tam da Dilan-Engin Polat misaline döner.
Bir anda para ve şöhrete kavuşunca ne yapacaklarını şaşırırlar.
Bu durumu en iyi şekilde Dilan Polat’ın kardeşi Sıla Doğu’nun anlattığı iddia edildi.
Ablasına, “Senin sonradan görme hareketlerin yüzünden biz bu hale geldik” demiş.
Herkesin gıptayla baktığı hayatı hazmedemezsen sonuç bu olur.
Tam da “sonradan görmenin” sonucu…
* * *
Medya sektöründe de öyledir.
Herkes genel yayın yönetmeni olmak ister, herkes köşe yazarı olmak ister.
Özenmek güzeldir, yayın yönetmeni olmak da köşe yazısı yazmak da…
İnsanı motive eder ama kendini geliştirmek daha da güzeldir.
Çok daha önemlisi yaptığın işin hakkını vermektir.
Yaptığın işi kendi çıkarların için kullanmak ve insanları kandırmak değil!
Yönettiğin yayın farklı ve insanlara yeni bir şeyler vermeli.
Kopyala-yapıştır değil, topluma değer katmalı, dahası seni yansıtmalı.
Ama seviyen o kadar yukarıda değilse okuyucuya sunduğun gazete ya da dergi, onların ilgisini rakiplerin kadar çekmez, yerinde sayıp durursun.
Olayları sadece kendi bakış açından görüp köşe yazısı yazmaya kalkarsan ya da geniş perspektiften görme yeteneğin yoksa, Anadolu Ajansı’ndan aldığın haber bülteninin üzerinde değişiklik yaptığında köşe yazısı yazdığını zannedersin.
Her iki durumda da gerçek yetenek ile seviye farkın ortaya çıkar!
Kalın sağlıcakla…