Şimdi Bu Aşk mı? - Rezan Özger... SIRADAN İNSANLARIN SIRADIŞI ÖYKÜLERİ !..

Kitap eleştirmeni Sayım Çınar, yazdığı insan öyküleriyle dikkat çeken bir isimle, Rezan Özger`le söyleşti. Rezan Özger, `Şimdi Bu Aşk mı` adlı kitabında sıradan insanların öykülerini anlatıyor.

Sayım Çınar yazdığı insan öyküleriyle dikkat çeken bir isimle, Rezan Özger'le söyleşti. Rezan Özger Şimdi Bu Aşk mı adlı kitabında sıradan insanların öykülerini anlatıyor.

-Yeni kitabınızı kutluyorum. Bu öyküleri yazmak için yaşamak mı lazım, otobiyofrafik özellikler taşıdığını düşünüyor musunuz?

+Tam olarak denemez. Birinci kişi ile yazdım. Yaşanmışlıklar var şüphesiz, deneyimler, avukatlık geçmişimin getirdiği birikimler var. Benden bir şeyler mutlaka var. İnsan en yakın kendini tanır ne de olsa. Yine de olduğu gibi benim öykülerim diyemem.

GENELDE ÖYKÜLER ÇOK SIRADAN...

-Türkiye'de sıradışı öykülerle çok karşılaşamıyoruz. Gerçekçiyiz. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

+Piyasada kitabı satılanları izliyorum. Gerçekten sıradan öyküler. Aşırı derecede baskı var, darbeler. Sorgulama yasaklanmış. Soru sormadığınızda enteresan bir şey yakalayamazsınız. Bu yüzden uçuk hikayeler çıkamıyor. Kafka?nın hamamböceği çıkamaz burada. Hayal kurma yasak. Insanların rahat olması lazım.

-Anne kız ilişkisini konu alan da bir öykünüz var.Nesiller hep çatışmıştır. Egemenlik, benlik duygusu hep vardır. Yaş alsanız da değişmiyor. Dominantlık var.Annenizi mi anlattınız bu öyküde?

+Annem var evet. Okuma tiyatrosu şekilnde yaptmıştım Kilyos?da. Bitince çok beğenilmişti. Dinleyiciler yakınlık kurmuştu.

-Çiçeklerle konuşur musunuz? Doğayla konuşma temasını yakın buldum size.

+Ben konuşmam ama çok kadın bilirim konuşan. Yanlış bir şey değil yapılan. Haberleşiyorlar çiçekler ve insanlar aslında.

YAŞAMA ÖZGÜRLÜĞÜ OLMAYINCA AŞK HAYAL OLARAK KALIYOR...

-Aşka zaman olmadı diyorsunuz bir noktada. Aşka zaman kalmıyor mu günümüzde?

+Ülkemizde doğal bir olgu değil. Zamanı geldi diye evliliğe yönlendiriyorlar. Toplum baskısı çok fazla erkeklerde de kadınlarda da. Yaşama özgürlüğü olmayınca aşk hayal olarak kalıyor.

-Edebi bir dil kullanıyorsunuz. Yüksek bir edebiyat var öykülerinizde. Aşkı da güzel anlatıyorsunuz. Farklı karakterleriniz var. Okura sorular soruyorum. Çıkar ilişkilerini, saf aşkı anlatıyorum. Hayatın içinden karakterler seçme fikri hayatınızı nasıl etkiledi?

+Mesleğimi yaparken de aynı tip dava almayı sevmezdim. Her gün aynı yerleri silmek gibi gelirdi. Hoşuma giderdi yeni dünyalar keşfetmek. İnsanlar farklı, yaşamlar farklı. Bunları incelemek gerekiyor.

-Öykülerin ardından daha farklı bir insan oldunuz mu?

+Olmadım aslında. Kendimi ifade edebildiğim için rahatladım diyebilirim. Hikayeleri anlatmak mutluluk. Anlaşılır olmak önemli. Okuyucular beğenecek mi şimdi onu bekliyorum.

TARİHİ SIRADAN İNSANLAR YAZDI...

-Sahte dünyanın sahte insanlarından uzak diyebilir miyiz öyküleriniz için?

Sahici evet. Sıradan insanlar var bu öykülerde. Önemli olduğunu iddia etmeyen insanlar var. Tarihi yapan insanlar da bu insanlar. Ölen savaşan bu insanlar. Padişahın ismini biliriz ama değerleri üreten bambaşka insanlardır. Lego gibi düşünün, sıradan insanlardan olağanüstü bir şey çıkar.

-Resim de yapıyorsunuz. Yurtdışına fuarlara katılıyorum. Kapak çalışmamı da ben yaptım. Resim, edebiyat ve müzik, hepsi bir bütün. Resim yaparken içindeki müziği duyarsınız. Öykü okurken renklerini görürsünüz. Sesini duyarsınız. Hep bir iç dökme hali var sanatın her alanında.

İNSANIMIZ ELEŞTİRİ YAPMAYI BİLMİYOR, ÖVMEYİ SEVİYOR

-Tanıdık hikayeler de var kitabın içinde. Çevrenizdeki insanlar nasıl tepkiler verdi?

+Bizim insanımız övmeyi çok sever. Olumlu eleştiri yapmayı bilmez. O yüzden emin olamıyorum. Bir farklılık yarattım mı merak ediyorum. Kendilerinden bir parça bulmaları benim için çok önemli.

Yaşlılık ile herkesin bir derdi var, annelik, evlatlık da öyle. Inanıyorum ki öykülerde insanlar kendilerinden bir şeyler bulacaktır.

Ben de öyle umuyorum. Yaşamak ve yazmak çok önemli.

-Kadın öyküleri diyebilir miyiz?

+Daha çok kadın var haklısınız. Her şeyden önce kadınım, kadın dünyasını daha iyi biliyorum. Dolayısıyla çevremdeki kadınları anlayabiliyorum. Anlatıcının kadın olduğu hissediliyor anladığım kadarıyla. Dünyada ezilenler kadınlardır sonuçta, duyarlıyım bu konuları, öykülerime de taşıyorum.

EDİTÖRLÜĞÜMÜ OĞLUM YAPTI

-Öykü yazma fikri nasıl gelişti?

+Hep yazardım. Denemeler yazardım daha çok. Arkadaşlarım teşvik etti. Kilyos?da birbirimize okumaya başladık. Editörüm benim oğlum, bu da önemli bir nokta.

-Devam edecek misiniz yazmaya?

+Yeni öyküler yazıyorum. Davalarda dikkatimi çeken karakterler vardı. Onları işleyeceğim. İnsana dair yazmaya devam edeceğim.

-Kendi öykülerinizi nasıl tanımlarsınız?

+İnsan öyküleri yazıyorum. Anlatacak güzel şeylerim var, anlatıyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Medya Haberleri