TELEVİZYON YÖNETİCİLERİNİ DİZİLER KURTARDI?

Oldukça uzun bir süredir ortadan kaybolan bir köşe yazarı olarak bu gün ortaya çıkarken, sizlere duygusal mazeretler ileri sürmeyeceğim? Sadece, çok uzun yıllardır sürdürmeye çalıştığım ve bu yıl yoğunluk olarak zirve yapan üniversite öğretim üyeliğim nedeniyle yazı yazmaktan ziyade yazdıklarıma kaynak olan televizyon yayınlarını izlemeye zaman ayıramamanın ve dolayısıyla da, köşemden yansıtacağım konular, ve içerik biligilerinin yeterli olmamasıydı?

Böylesine bir yoğun dönem sonrasında oldukça uzun sure sizlerden uzak kaldım? Yazdıklarımın kaynağı televizyon izlemek ve oradan elde edilen bilgiler ışığında televizyon eleştirileriydi.. O yoğun döenemlerde haftanın dört veya beş günü Istanbul dışında üniversitelerdeki derslerimin yoğunluğu nedeniyle, genelde sürekli olarak televizyon izleyemedim? Bu nedenle de ekrana yansıyanlar konusunda, yorum ve eleştiri yapamazdım?

İşte uzunca sure bu köşeden ayrı kalmamın nedeni buydu?

Şimdi artık okullar neredeyse tatile girdi ve bir süredir, yazacaklarıma kaynak olması için oldukça yoğun bir şekilde televizyon ekran başından ayrılmadım?

Ve bu izlediklerimden çıkardığım sonuçlar ve gözlemlerimle son zamanların ekranlarında kısa bir gezinti yapacağım?

Umarım unutulmadık ve televizyonların yazın ölü dönemine doğru yol aldığı yaz aylarında ilginizi çekecek yorumlarla sizlerin karşısında oluruz..

???????????.

EKRANLARA YANSIYAN SEÇİM MANZARALARI

Yaklaşık iki aya yakın bir süredir ekranların olmazsa olmazları hiç kuşku yok ki 12 haziranda yapılan Milletvekili Genel Seçimleri ile ilgili yapılan propaganda çalışmalarının ekranlara yansıyan yoğun görüntüleriydi?

Bu dönemde parti liderlerinin ülke genelinde yaptıkları propaganda ve miting çalışmalarından ekranlara yansıyanları, toplumun seçim heyecanını artırmak adına oldukça etkindi.. Toplumun önemli bir kesimi, seçim çalışmalarını ilgiyle izledi?

Seçim çalışmalarından ekranlara yansıyan görüntü, yorum ve bu amaçla yapılan haber programlarda öne çıkan en önemli izlenim ise, medyanın bölünmüşlüğü ve iki uç noktadaki bakış açılarının yarattığı iki farklı fotoğrafın varlığıydı?

Uzunca bir süredir medyada var olan taraflılık bu dönemde de yoğun bir şekilde hissedildi? Bu ayrım toplumca olumsuz karşılandı?

Bu iki ucun oluşturduğu tartışma ortamı haber programlarına da yansıdı ve toplumun ilgisinin dağılmasına neden olduğu gibi tepki çektiği de olmadı değil?

Ekranlar yaklaşık iki aya yakın bir süredir böylesine karmaşık duyguları yansıtan bir yayın politikasının esiri oldu?

Bu yazının yazıldığı sıralarda seçim sürecinin finali olan oy verme işlemi sona ermiş sonuçlar açıklanmış olacaktır çoktan?

Her ne olursa olsun, demokrasının gereği olan seçimin ve sonuçlarının ülkemize ve toplumumuza hayırlı olması dileklerimizi iletelim ve bu süreçte seçim haberleri dışında ekranlara yansıyanlardan söz edelim?

DİZİLERDE HEYECAN DORUKTAYDI

Uzunca süredir devam eden ve ekranın nabzını tutan üç dizi tüm gözlerin ekran üzerinde olmasının tek nedeniydı?

Bunlardan ilki ve belki de en çok izleneni olan; Salı akşamları Kanal D'de ekranlara gelen ''Öyle Bir Geçer Zaman Ki'' sıralamada birinciliğini hiç bırakmadı? Her ne kadar, ülkemizde ekranlarda beğeni kazanan dizilerde moda uygulama haline getirilen; aksiyon yaratmak ve heyecan temposunu arttırmak için bölüm ara senaryolarında, zaman zaman mecrasından dışarı çıkmış olmasa da, kısa sürede toparlanma başarınını gösterebilmiştir?

Görünen o ki; gerek oyuncu kadrosu ile gerekse ekrana yansıtılan oldukça abartılı aksiyon ve aile içi olaylarıyla hep gündemde kalacak?

En çok izlenen iİkinci dizi ise; Kanal D ekranlarında 17 haziranda final yaparak sona erecek olan ''Hanımın Çifliği''? Dönen frankmanlarından dizi görkemli bir düğünle bitecek gibi görünüyor olmasına karşın, son bölümde abartılı ve sürpriz bir olayla da ekrana gelebilir...

Bundan önce de, bu dizi konusunda bir kaç eleştiri yazmıştım.. Hala bu dizi konusunda o zamanlar söylediklerimden bir adım bile geri atmadım? Oldukça abartılı, günübirlik yazılan ara bölüm senaryolarıyla çoğu zaman tutkun izleyicisine ''aman'' dedirttiğini gördüm, gözlemledim? O nedenledir ki; 17 haziranda final yapacak dizi konusunda o zamanki düşüncelerimle bugünküler rasında pek fark yok?

Çok izlenen bir dizi olmasına karşın, abartılı ara bölümleri ve tutkun izleyicisinin üzerinde oluşturduğu zoraki, duygusal sömürü baskısı izlenimi ile benim çok beğendiğim ilgi duyduğum bir dizi olamadı hiç bir zaman?. Sadece neler oluyor veya olacak diye izledim?

Bu yaklaşımımı, diziyi sürekli izleyenlerden edindiğim olumsuz bilgilerle de pekiştirdim?

Görelim bakalım neler olacak ''Hanımın Çiftliği''nde?

En çok izlenen dizilerden biri de; Perşembe akşamları yine Kanal D'de ekrana gelen ''Fatma Gülün Suçu Ne''? Konusu; güncel sosyal bir konu olmasına rağmen giderek gereksiz, abartılı uzatılması, uzatmak için aralara yerleştirilen günübirlik senaryo konuları ile sürekli dinamik, yapay heyecan yaratma izlenimi veren oldukça abartılı bir dizi.. Bu diziyi sürükleyenin Beren Saat olduğunu söylemek abartılı olmaz.. Beren Saat'ın televizyon izleyicisi üzerinde vazgeçilmez bir sempatisi var.. Allahı var güzel, masum görünüşlü bir kız (Aşk-ı Memnu da yaptıklarına rağmen). Üstlendiği rolünün hakkını vererek iyi de oynuyor..

Final yapmaya hazırlanan bu dizi izleyenlerine eksikliğini hissettirecek?

BU DİZİLERE HAKSIZLIK EDİLDİ?

Yukarıda sözünü ettiğimiz üç dizi ekranların en çok izlenen dizileri olarak geçtiğimiz döneme damgasını vurdu diyebiliriz..

Bunların yanısıra; ATV ekranında yayunlanan ve bir süre once yayını apar topar bir senaryo kurgusuyla sonlandırılan ''Bitmeyen Şarkı''ya, hala ATV ekranlarında yayınını sürdüren ''Aşk ve Ceza''ya ve ''Gönül Çelen'' e haksızlık edildiğini düşünüyorum?

''Bitmeyen Şarkı'' gerek oyuncu kadrosuyla ve gerekse güncel sosyal içeriği ile oldukça ilgiyle izlenen ve beğenilen bir dizi idi? İlginç bir şekilde acele olarak sonlandırılıp yayından kaldırıldı.. Son bölüm senaryosu alelacale bitirilmek için yazılmış olduğu hemen belli oluyordu? Ve anlaşılmaz bir şekilde mutlu sonla final yaptı?

Pazartesi akşamları ATV ekranlarına gelen ve ekranın en beğenilen dizilerinden olan ''Aşk ve Ceza'' da reytin canavarının kurbanlarından gibi? Reyting sıralamalarında olması gereken yerde değil? Gerek oyuncu kadrosu ile ve gerekse dinamık, aksiyonları bol bölüm kurgusunun yanısıra; aşiret ve ağalık düzenini yansıtması açısından ilgiyle izlenen bir dizi.. Bu dizi de artık alışkanlık haline getirilen ara senaryolardan nasibini alanlardan biri olmasına rağmen, fazla uzatılmadan, abartılmadan ve de dağılmadan mecrasına dönebilmesi açısından başarısını ve heyecanını devam ettirebiliyor? Umarım bir kazaya kurban gitmez?

Bunlar arasında en şanssız olanı ise; ATV de Cuma akşamları ekrana gelen ''Gönül Çelen''? Zaman zaman tempolu, zaman zaman de heyecansız içerik yapısıyla izlenilirliği konusunda pek de istikrarlı olmayan bir dizi.. Tuğba Büyüküstün'e rağmen izleyici üzerinde gereken heyecan etkisini kurmakta zorlanan bir dizi.. Benim ilgiyle izlediğim dizilerden biri.. Ancaak, ''Gönül Çelen''de her an kazaya kurban gidebilir?

Yukarıda en çok izlenen dizilerden bir kaçıyla ilgili izlenimlerimizi ve yorumlarımızı buraya aktarmaya çalıştık?

Uzun aradan sonra bu süreçte akılda kalan konuları yazarken dizileri ön plana çıkarmamın nedeni, her dönem olduğu gibi bu dönemde de diziler ekranların en çok izlenen programlarıydı?

Bunu, kısa ve net bir şekilde şöyle dile getirirsek fazla abartmamış oluruz; Diziler her dönem ekranların kurtarıcıları ve yüz akları olmuştur?

Bu olgu; dizlerde oynayanlar için de önemli bir iş olanağı yaratıyor hiç kuşku yok ki?

Böylesine, dizi çekimleri ve buna paraler dizi yayınlarının olduğu bir dönemde, zaman zaman gündeme gelen oyuncu ücretleri ve dizi yapımcıları ile yayıncı kuruluşlar arasında yaşanan maddi sorunlar konusunda medyaya yansıyanlar kafaları karıştırıyor olmasına karşın, dizilerin, oyuncuları için önemli bir kazanç kapısı olduğu yadsınamaz..

Gelecek yazımızda, ekranın yüz akı olan daha bir çok diziden söz edeceğiz?

Bana göre ekranın en iyi iki polisiye dizisi olan ''Behzat Ç'' ve ''Arka Sokaklar'' övgüye değer iki dizi.. Her ikisini de fırsat buldukca zevkle ve keyf alarak izlemeye çalışıyorum?

Oldukça beğeni ile izlenen komedi içerikli diziler var?

''Yahşi Cazibe'' ve ''Papatyam'' gibi..

Ve , burada adını yazamadığım daha niceleri.. Ekranların yüz akı bu dizilerle ilgili yorum ve eleştirilerimiz gelecek yazılarımızda mutlaka devam edeceğiz ve onlarla ilgili yorum ve eleştirilerimizi burada dile getireceğiz??

YAZ DÖNEMİ VE TEKRARLAR!...

Televizyonlarımız için tam bir ölü dönem olarak da adlandıracağımız yaz dönemi geldi de çattı bile.. Bu dönemde yeni diziler çekilmez genellikle ve dönem, izlenme oranları yüksek dizilerin tekrarları ile sürer gider.. Bu öylesine sürer ki; çoğunlukla da televizyon izleyicisini bıktırır?

Bu, dünya televizyonlarında da uygulanan bir yöntem ama oralarda daha planlı ve düzenli bir şekilde uygulanır? Tekrarları bile izlemek keyf verir?

Bizde ise; önüne gelenin ekrana, plansız bir şekilde sürüldüğü, neredeyse dolgu program yerine kullanıldığı bir tekrar düzeni uygulanır..

Eğer bir değişiklik olmazsa bu yaz da aynı sıkıcı yayın düzeniyle karşılaşabileceğimizi unutmayalım?

Şimdiden videolarınızı ve izlemek için DVD stoklarınızı oluşturun?

fehmi.ketenci@magazinkolik.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri

Ailemize Hoş geldin Burhan Akdağ...