Mayıs ayında Chantier Filmin dağıtımında vizyona girmeye hazırlanan ve 2018 Yılının en iddialı Gerilim ve Dram filmlerinden birisi olmaya aday olan 90 dakikalık ''Tutsak'' Sinema Filmi'nin yapımcılığını Gürsoy Yapım'ın sahibi Şenay Gürsoy, Senaryo'sunu yazıp Yönetmenli'ğinide Beyza Çimenot'un yaptığı, Başrollerde Türkan Kılıç ve Yaşar Aydınlıoğlu'nun olduğu Tayfun Sav, Umut Özkan, Reyhan İlhan, Ece Baykal, İbrahim Muratoğlu, Şenay Gürsoy ve Demir Parscan'ında yer aldığı dev bir oyuncu kadrosu bulunan Tutsak Sinema Filminin konusu ise şöyle;
Tutsak, 90’lı yıllarda gözlerden uzak kırsal bir bölgede yer alan bir akıl hastanesinde geçen olayları ve olayların içinde yer alan kişileri merkez almaktadır.
Filmde özellikle kadına ve akli durumları tacize ve istismara müsait insanların maruz kaldıkları şiddet seyirciyi rahatsız etmeyecek düzeyde, daha çok metaforlar üzerinden verilerek, her ne kadar günümüzde özellikle hastane denetimlerinin artması ile düzeliyor gibi görünse de toplumun bilincini uyandırmak amaçlanmaktadır.
Unutmamak lazımdır ki; toplumda bu tarz şiddet olaylarının olması bilinçsizlikten kaynaklanmaktadır.
Dönem koşullarında akıl hastalarının aileleri tarafından dışlanmasının ve bunun bir utanç kaynağı olduğu düşünülmesi nedeniyle hastalar ve hastane çalışanları baş başadır.
Denetimlerin de günümüzdeki kadar sık ve hassas olmaması, hastane çalışanlarının içindeki bastırılmış şiddet ve sadist duyguların daha rahat bir şekilde açığa çıkmasına neden olmaktadır.
Söz konusu hastanede hastalara günümüzde onaylanmayacak tedavi yöntemlerinin yanı sıra, özellikle kadın hastalara psikolojik tacize kadar uzanan işkenceler ve baskılar uygulanmaktadır.
Dönemki hastane çalışanlarından bazıları hastanede yaşananları onaylamasa da gerek korkudan gerekse bürokratik engellerden dolayı, ya durumu görmezden gelmekte ya da bir şey yapamamaktadır.
Film, ilerleyen bölümlerinde seyirciyi hastane çalışanlarının hastalara neden bu kadar rahatça baskı kurabildiklerini açıklamak için başhekimin sırrına yönlendirmektedir.
Başhekim, kadınlara karşı takıntılı ve sadist eğilimleri olan bir kadın katilidir. Film genel olarak o dönemde akıl hastalarına olan yaklaşımın, ihmalin ve şiddetin boyutlarını inceliyor.
Özellikle kadına şiddet konusunda toplumun içinde bulunduğu psikolojik buhran ve erkek egemen bir toplumda kadına istediği her şeyi yapma hakkı bulunduğunu düşünen zihniyetleri ortaya çıkarmayı hedefliyor.
Hala günümüzde bile aşılamamış bir durum olan kadına şiddet ve erkeklerin-eğitim durumu ve yaşı her ne olursa olsun- bastırılmış şiddet arzularını kolay kurban olarak gördüğü kadınlar üzerinde icra etmeleri olgularına değiniyor.