Tabii ki ben de çocukluğumdan beri "Samanyolu" ile büyüdüm.
1993 yılında İstanbul'a yerleştikten sonra önümde başka bir pencere açıldı ve yıllarca müzikleriyle büyüdüğüm değerli sanatçılarla tanıştım. Berkant abi ile tanışıklığımızda böyle başladı.
Hem Berkant abi hem de eşi Engin hanım o kadar mütevazi ve candandılar ki onları içinize sokasınız gelirdi. Hani iyi ki tanıdım dersiniz a işte öyle bir çifttiler. Bir tek kötü alışkanlığı vardı. O da elinden düşürmediği sigarası. Daha önce alkol alıyormuş sanırım ama ben o günlerini görmedim.
Kucaklayışı candan, yaşça küçük olduğum halde saygılı ve sevgili, mütevazi, verilenle yetinen, absürd istekleri olmayan ama tek arzusu sahnede şarkı söylemek olan boylu poslu asil bir adamdı.
Birlıkte oluşturduğumuz bir konsept vardı. "Bir varmış bir yokmuş" diye. Bu noktada hayal gücünüzü biraz zorlayacağım. Bir salon dolusu insan düşünün. Orkestra sahnede çalıyor. Yan kapı açılıyor ve siyah smokini içinde "Bay Samanyolu" şarkı söyleyerek içeri giriyor. Öyle bir mağrur görüntüsü vardı ki yanından geçtiği masalardaki insanlar ayağa kalkıyor ve elleri patlarcasına alkışlıyor. O yakışıklı adam ise dimdik sahneye çıktığında tüm salon ayakta onu selamlıyor.
Bu gösteriyi izleyenler şanslıydı, çünkü Berkant Abiyi doya doya izlediler. Benim her seferinde sahnede gözlerim yaşlı izlerdim.
Sahne sonrası ilk işi hemen bir sigara yakmak olurdu. Haa bir bardak ta cam bardakta çay:) Kendi döneminden sahne arkadaşlarıyla beraber sohbet etmekten zevk alırdı. Hepsi de birbirinden keyifli anılarını anlatırlardı.... Bir de hastalık hikayelerini... Aralarındaki laflar espiriler beni çok güldürürdü. Onlar da bana yaş ilerleyince sen de görürsün diyorlardı.
Hepsini çok seviyorum . Bir gün ayrıca yazacağım zaten.
Yaş ilerleyince sahnede iş bulmak da zorlaştı. Ama Berkant Abi başka bir iş bilmezdi ki. Hayatta bildiği tek işi şarkı söylemekti. O da en iyi bildiği işi yapmak istiyordu ama izin vermediler.
Hasta olduğunu hiç bildirmedi kimselere. Dimdik duruşunu hic bozmadı Ama Türkiye'de sahne acımasız. Amerika'mı burası. Berkant Abiyi Tony Bennett gibi el üstünde tutacaklar, İngiltere'de miyiz Tom Jones misali İlahlaştırılacaklar.
Pop kültürü öyle yerleşmiş ki içimize Berkant Abiyi öylece yalnız bıraktık. Sahnede yaşama hakkı tanımadık. Daha popüleri, daha müşterisi olanı tercih ettik. Müzik hayatında onurlandırma denilen eylemi bu büyük sanatçıya gerçekleştiremedik. Maddi manevi sorunlarıyla 74 yaşında başbaşa bıraktık.
Tüm şarkıcılar yani hepimiz her söylediğimiz "Samanyolu" şarkısı için 5 TL versek Berkant abi nefes alırdı. Hayata küstü. Öylece çekti gitti sessizce. aynen hayata karşı duruşu gibi.
Gerçek dostları yürekten ağlarken pek çok cenaze töreninde olduğu gibi hic yanında olmayan insanlar resim çekilmek bir yerlerde görünmek için geleceklerdir son yolculuğuna.
Ve yine nutuklar atılacak yaşarken kıymetini bilseydik denecek, üç gün sonra unutulacak ve herkes hayatına geri dönecek. Engin abla anılarıyla yapayalnız kalacak.
İyi ki tanıdım seni Berkant Abim
Nur içinde yat. Müzik hiç susmasın umarım giderken "Samanyolu"na da uğrarsın.