"ÜVEY KARIM" ve "GÜNEŞİ GÖRDÜM"

Seyhan ERDAĞ

Abdullah Şahin, yaşamını sanata adamış küçük dev adam?

Sanatının büyüklüğünü şimdilerde "Üvey Karım" adlı oyunda konuşturuyor. Başrollerde Abdullah Şahin'in yanı sıra Nazan Şoray, Soner Arıca, Oylum Şahin, Ferdi Altuner ve Fulden Akyürek var? Ortans Kıvanç'ı da unutmamak lazım tabii?

Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri Profilo Alışveriş Merkezi'nin içindeki Profilo Kültür Merkezi'ndeler, diğer günler şehir şehir dolaşıp, oyunlarını tüm Türkiye'de sahneliyorlar?

Nazan Şoray uzun süren sessizliğini "Üvey Karım"la bozdu? Kamera karşısında rol kesen pek çok kişinin, kolay kolay o sahnede olamayacağına inandığımdan Nazan Şoray'ı tüm kalbimle tebrik ediyorum. Taşradan gelen Cemile adındaki saf bir kadını canlandırıyor Nazan Şoray, ama zannedersiniz ki gerçekten Cemile, Nazan'ı unutuyorsunuz? Soner Arıca'nın oyunculuğunun ise artık şarkıcı kimliğinin önüne geçtiğini gördüm oyunu izlerken. Fit vücudu, uzun saçları, üzerindeki yelekli takım elbisesiyle müthiş yakışıklı. Abdullah Şahin'in Nilgün Belgün'le yaptığı evlilikten dünyaya gelen kızları Oylum Şahin'in performansı ve oyun gücüde takdire değer. Oylum sahnedeyken, sıkça Nilgün Belgün'ün oyun gücü gözünüzün önüne geliyor, yani annesi kadar başarılı. Nilgün Belgün'ün veliahtı kesinlikle kendi kızı! Umut Akyürek'in tiyatro oyuncu kızkardeşi Fulden Akyürek ise ablasını aratmayacak güzellikte, oyun gücü de yüzünün güzelliği kadar güzel. Oyunca tam bir aptal sarışını canlandırıyor ama, gerçek hayatta tam tersi bir karakteri var Fulden'in.

Tiyatroların yaşaması için, daha da destek vermemiz lazım diye düşündüğüm için, "Üvey Karım"ı kesinlikle izlemeniz gerekli diyorum. Ben şahsen tam 2 saat boyunca içinde bulunduğum dünyadan koptum, sorunlar, hastalıklar, mutsuzluklar geride kaldı ve 2 saat boyunca "Üvey Karım" ekibine güldüm, onlarda sevindim, mutlu oldum?

Muhakkak gidilmeli?

* * *

Mahsun Kırmızıgül'ün "Güneşi Gördüm" filminin de galası yapıldı geçtiğimiz hafta?

Yazan, yöneten, oynayan Mahsun Kırmızıgül, üstelik 2. filmi artık, pek çok değerli isim de filmde olunca, Mahsun Kırmızıgül tam bir gövde gösterisi yaptı galanın yapıldığı sinema salonunda?

Filmlerin yapımcılarından yönetmenlerine, oyuncularından teknik ekibine kadar herkes, gala gecelerini çok önemsiyorlar ama, iş galanın yapıldığı geceye gelip dayandığı zaman, bir hoş oluveriyorlar nedense?

Galadan canlı yayın yapan haber kanallarına yapmadıkları şirinlik yok, daha büyük kitlelere ulaşacakları magazin programlarının kamera, mikrofon ve de muhabirlerine ve yazılı basındaki foto muhabirlerine gelince, konuşmamak için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Anlayamıyorum ben bu konuşmadan yürüyüp gitmeleri, kafa çevirmeleri, suskunlukları ya da salona kaçışları? Aynı durum Mahsun Kırmızıgül ve ekibinde de yaşandı o gece?

İyi de, madem röpörtaj yapmamak sizin için büyüklükse, büyük sanatçılıksa o zaman ne diye magazin basınını yana yakıla davet edip, ardından bu havalarda salonda dolaşıyorsunuz? Çağırmayın gazetecileri ve televizyon muhabirlerini. Çağırıyorsanız da bu takındığınız tavırlar niye.

O çok eleştirdiğiniz, filmden saymadığınız, popcorn film dediğiniz Recep İvedik'in yaratıcısı Şahan Gökbakar var ya, keşke biraz yanında kalsanız da bazı nüansları öğrenebilseniz. Ne mi o nüanslar? Gülümsemek gibi mesela, hayata ve insanlara insan gibi bakmak, düşman gibi bakmak değil mesela, insancıl davranışlar, tatlı sohbetler saymaya kalksam sanırım köşem yetmez? Filmle ilgili soru sorarsın Şahan'a ve adam gibi yanıt verir.

Kendi kendime düşününce acaba diyorum; Mahsun Kırmızıgül o gece İbrahim Tatlıses'in ağzından sinirle canlı yayında Yıldız Tilbe'ye ithafen kaçırdığı "Seni dövüyorlardı da ben seni p??.. elinden aldım" cümlesinin kendisine sorulacağını mı düşündü de mi böyleydi? Yok ya, sanmıyorum, zaten Yıldız Tilbe o 4 kişinin isimlerini açıkladı, tekrar tekrar sormaya gerek yok ki; öyle değil mi?

Bir başka gergin galada görüşmek dileğiyle diyeyim?

seyhan.erdag@magazinkolik.com