YAZ EKRANLARINDA "TEKRAR"LAR CAN SIKIYOR.

Televizyonlar hala toplumun büyük bir kesiminin en geçerli eğlence araçlarından biri. Yaz olmasına karşın hala bir çok evde televizyonlar özellikle gece yoğun bir şekilde izleniyor..

Dünya televizyonlarında yaz ekranı uygulamaları var ama yıllardan beri bizde bu uygulama o kadar abartıldı ki neredeyse ana haberler dışında yeni yapım (birkaç yaz dizisini saymazsak) yok gibi. Ana haberler dedik, bunu söylerken inanın abartmadık. Bir çok televizyonda özellikle gece yarısından sonra ekrana getirilen saat başı haberler de "tekrar" olmaya başladı? Bu haberleri izleyenler zaman zaman "tekrar" programlarla ekrana gelen saçmalıklara katıla katıla gülüyorlar.

Tekrar programlar dünyanın her yerinde var. Özellikle diziler, filmler, özel yapımlar, yayınlandığı saatlerde çeşitli nedenlerle izleyemeyenleri için, izleyici önceden bilgilendirilerek, yayınlandığı saat ve günün dışında bir gün tekrar yayılanır. Eskiden bizde de böyle idi..

Bu yıl bu anlayış iyice değişti..Bu yıl ki uygulamalara bakarsanız, bu konuda herhangi bir çalışma yapmadan, boşluk doldurmak, daha doğrusu yeni yapımlara para ödememek için eldeki progranları "tekrar" plansız bir şekilde ekrana taşıyorlar.

Özellikle sabah kuşağında yayınlanan bazı programlar, canlı yayın olduğu için, yayını sırasında günü ve zamanı belirten diyalogları nedeniyle gece tekrarlarında komiklikleri, saçmalıkları ile ekran önündekileri çileden çıkarıyor.

Yıllardır televizyonlarımızın vazgeçilmezi olan "yaz ekranı" uygulamaları da bizim televizyoncular tarafından iyice abartılıyor. Televizyonların izlenme oranlarının belirlendiği araştırmalara bakınca genelde bu araştırmalar büyük şehirlerin merkezlerinden ziyade banliyölerinde veya taşra yerleşim bölgelerinde yaşayanlardan elde edilen verilere göre hazırlandığını düşünürsek, bizdeki yaz ekranı uygulamalarının doğru bir yöntem olmadığını anlayabiliriz. Şehir merkezinde yaşayan, adına "kaymak tabaka" da diyebildiklerimizin televizyon programlarını çok da izlemediklerini rahatlıkla söyleyebiliriz. Belki onlar için "yaz ekranı-kış ekranı" uygulamaları ilginç olabilir. Yazın hiç ama hiç televizyon izlemezler. Kışın ise izlemeye çalıştıkları programlar bir elin parmakları kadar azdır. Onların da hangi programlar olduğunu burada yazmamıza gerek yok. Bu programlara genel olarak onların deyimiyle "Televole" programları deniyor. Nerede ne olduğunu merak ettikleri veya kendileri ile ilgili olarak nelerin görüntülendiğini merak ettikleri için bu programları dikkatle izlerler.

Bu nedenle "yaz-kış" ekranı yayın farklılığı onları çokça ilgiledirebilir. Banliyölerde, taşrada ve kırsal kesimde yaşayanların böyle bir yaşantısı olmadığı için onlar televizyon izlemeyi bir eğlence olarak kabul ederler ve eğlence programlarını, sabah kuşağındaki kadın programlarını, dizileri ve filmleri izlerler.

Görünen o ki; büyük bölümünü bu kesimin oluşturduğu izleyicinin istekleri hiçe sayılarak azınlığın keyfine göre "yaz ekranı" uygulamalarını tercih etmek reyting ölçümlerinde önemli veri kaynağın olan bu topluma büyük haksızlık ediliyor. Ekrana, iyice abartılarak plansız ve zamansız olarak getirilen programlar, saat başı haberleri bile "tekrar" programlar, daha doğrusu "dolgu" programlar olarak ekrana getirilenler, vefakar televizyon izleyicisine büyük haksızlıktır.. Haberleri ola!... Plansız, programsız "dolgu" olarak ekrana getirilen "tekrar programlar" izleyicinin canını iyice sıkmaya başladı..

EKRANILARI "ÇİFTLİK"

GİBİ KULLANANLAR?

Her ülkede olduğu gibi, iletişim organları, gerek kurumsal, imaj açısından ve kişisel tanıtım açısından en önemli ve etkili araçlardır. Gerek reklam olarak, gerekse diğer yöntemlerle iletişim organlarını iyi, zekice kullanabilenler başarıya giden yolda en önemli adımları atabilen olarak görürler kendilerini..

Ülkemize ise tanıtımın en etkili organlarından biri olarak renkli camı, televizyon yayınlarını gösterebiliriz. O nedenledir ki ülkemizde; kurumsal olarak, bireysel olarak tanıtımlarını planlayanlar bu iletişim aracını, her yolu deneyerek etkin bir şekilde kullanabilmek için yoğun çaba gösterirler.

Tanıtımın en önemli enstrumanlarından olan reklamlar için belli kriterler var. Her ne kadar bu konuda da kural dışı uygulamalara rastlansa da, hala genel olarak kurallara uyulduğunu söyleyebiliriz.

Ama giderek ağırlığını hissettirmeye başlayan ise hatıra gönüle bazı programlar üzerinde kurulan etki alanları ve çaktırmadan bu programlar kullanılarak yapılan tanıtımlar. Bu konuda bazıları işi o kadar ileri götürdüler ki, neredeyse programın sponsorü gibi rahat hareket edip kendilerinin, sanatçılarının tanıtımını yapabiliyorlar. Burada asıl şaşırtıcı olan kaliteli, izleme oranı yüksek, uzun yıllardır istikrarını sürdüren bazı programların bu tür tuzaklara düşmeleridir. Buna meydan veren, izin veren veya farkında olmadan böyle bir tuzağın içine düşenler, daha sonra program yayınlarını izlediklerinde yaptıkları hatanın farkına varıyorlar mı..

Bu tuzağı kuranlar için programın düştüğü durum değil amacına ulaşmış olmak önemlidir. Ahlaksızlığa böylesine prim tanınabilen başka bir ülke var mıdır acaba?

"SEZON FİNALI" DİYEREK BİTİRİLEN

DİZİLERE ÖZLEM BİTER Mİ

Televizyonlarımızda sevilen, izleme oranları yüksek dizilerle ilgili olarak ilk bu yıl uygulamaya koyulan moda deyim "Sezon Finalı" meselesi nasıl sonuçlanacak bilinmez ama, "sezon finalı" yaparak yeni döneme sarkan ve izlenme oranı yüksek birkaç önemli diziye dilerim bu yoğun ilgi, özlem bitmez. Bunun sonucunu yeni dönem başladığında göreceğiz.

Bazı diziler; gördükleri beklenmedik ilgiden sarhoş olup gereksiz bir şekilde uzatılarak sonuçta moda deyim "sezon finalı" trenine son anda binebildiler. Bunlar içinde; bazen gereksiz olaylarla günlük senaryo değişiklikleriyle abatılarak uzatıldığı izlenimini vermesine rağmen "Binbir Gece" geçtiğimiz dönemin en beğenilen, ilgiyle izlenen dizilerinden biriydi. Her ne kadar, final bölümünü tamamen canlı yayınlamak gibi bir hoşlukla "sezon finali" yapmış olsa da bu canlı yayın denemesi bana göre çok başarısızdı. Yayınlandığı sürece, gerek heyecan olarak, gerekse tempo olarak üst düzeyde olan bir dizi için görselliğin dışında heyecansız, temposuz bir "sezon finalı"ydı. Buna rağmen yeni dönemde devamı merakla beklenen dizilerden biri?

Geçen dönemin en başarılı dizilerinden, bana göre de en başarılısı "Ası" idi. Her şeyiyle mükemmeldi.. Özellikle öykü ve senaryosu, Antakya yöresi iyi analiz edilerek yazılmış, mekanlar iyi seçilmiş, çekimler iyi yapılmıştı. Bu dizi de "Sezon Finali" yaparak yeni dönemi bekliyor.

Geçtiğimiz dönemin çok başarılı bu iki önemli dizisinin yanısıra birkaç dizi"sezon finalı" yaparak tatile girdi ve yeni dönemi bekliyor. Sezon finalı sonrasında verilen ara oldukça uzun.. Yeni dönem başlarken kaldıkları yerden yine ekrana gelecek bu diziler dilerim geride bıraktıkları heyecanı, izleme oranını bulurlar. Bizim toplumun bu tür televizyon izleyicileri biraz "ayran gönüllü"dürler de. Çabuk ve çok severler. Her ne şekilde olursa olsun onu bıktırmayacaksın, çok çabuk vazgeçer, unuturlar.

Dilerim "Sezon finali" denilerek yeni sezona bırakılan dizilere özlem çabuk bitmez..

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri

Ailemize Hoş geldin Burhan Akdağ...