Edebiyat ve sanat dünyasının usta ismi Zülfü Livaneli’nin, beş yıllık emeğin ardından okurlarının beğenisine sunduğu “Kaplanın Sırtında”, üzerinde çok fazla konuşulmasına rağmen tam olarak tanınmayan II. Abdülhamid’i, ‘insan’ olarak anlatıyor. “Kaplanın Sırtında”, Selanik’te çıkan olaylar neticesinde tahta çıkan Sultan Abdülhamid’in, İstanbul’dan gönderilen subayların birer birer suikasta uğramasıyla bir korku şehrine dönen Selanik’e sürgününün ardından yaşananları ele alıyor.
“Kaplanın Sırtında”, geceler boyu kötülük planları yaptığına inanılan ve uyguladığı sansürler yüzünden döneminde hiçbir haberin doğru şekilde yayımlanamadığı “Yıldız Canavarı” namlı sultanı iyi ve kötü yönleriyle, hastalıklarıyla, korkularıyla ve baskılarıyla işliyor.
Pek çok kişi kendi Abdülhamid’ini yaratırken, Livaneli’nin kaleme aldığı “Kaplanın Sırtında”, üstü ideolojik kamplaşmalarla örtülmüş olan gerçekleri ve İslamcı politika güden padişahın, özel hayatındaki Avrupalılık ile yaşadığı kişilik yarılmasını insanî bir pencereden anlatıyor.
Apar topar saraydan çıkarılan Sultan Abdülhamid’e dair en özel anıları, istibdat rejimi nedeniyle kendisine düşman olan İttihatçı Doktor Hüseyin Atıf Bey’in günlüklerinden yararlanarak kaleme alan Zülfü Livaneli, “Kaplanın Sırtında” romanında tarihsel gerçeklik içinde yarattığı kurgu karakterleri okurlarıyla buluşturuyor.
Okurları tarafından merakla beklenen “Kaplanın Sırtında”, İnkılâp Kitabevi imzasıyla raflardaki yerini alırken, kitabın arka kapağında İlber Ortaylı, Taner Timur ve Ali Yaycıoğlu gibi önemli tarihçilerin görüşlerine yer veriliyor.
Kapak illüstrasyonları da tarih profesörü Ali Yaycıoğlu’nun imzasını taşıyor.
Ünlü Tarihçiler Kaplanın Sırtında İçin Ne Dedi?
“Kaplanın Sırtında, Livaneli’nin edebiyat hayatında ilginç bir çıkış. Sultan II. Abdülhamid devrine bir de aynanın öbür tarafından bakıyor.
Bu belki çok fazla abartılan Abdülhamid devri karşıtı düşünceye karşı bir reaksiyon.
Temelde Sultan Abdülhamid’in doktorunun günlüklerinden yararlanılmış.
Tahttan hal’ edilmiş sürgündeki Sultan’ın perspektifinden sürükleyici bir anlatımla Abdülhamid bilançosu yapılıyor.
Tabii tarihi gerçeklerin müsaadesi ölçüsünde kurgunun getirdiği üslup da dikkat çekici.” İlber Ortaylı
“Zülfü Livaneli, bu kez karşımıza Abdülhamid rejimini alışılmış klişelerden kurtaran ve her yönüyle, özgürce gözlerimizin önüne seren Kaplanın Sırtında adlı sürükleyici romanıyla çıkıyor.” Taner Timur
“Zülfü Livaneli geçmişin ve geleceğin, devrimin ve çöküşün, büyük hayallerin ve hayal kırıklıklarının beraber yaşandığı yüklü ve zor bir dönemi anlatıyor; okuyucularını Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarının zihin dünyasında samimi ve önyargısız bir yolculuğa davet ediyor.” Ali Yaycıoğlu
Arka Kapak Yazısı
“Kaplanın Sırtında Livaneli’nin edebiyat hayatında ilginç bir çıkış. Sultan II. Abdülhamid devrine aynanın öbür tarafından bir bakış…
Sürgün Padişah’ın perspektifinden sürükleyici bir anlatım… Dikkat çekici bir üslup…” İlber Ortaylı
“Kaplanın Sırtında, Abdülhamid rejimini alışılmış klişelerden kurtaran sürükleyici bir roman.” Taner Timur
“Geçmişin ve geleceğin, devrimin ve çöküşün, büyük hayallerin ve hayal kırıklıklarının beraber yaşandığı yüklü ve zor bir dönemin anlatıldığı önyargısız bir roman...” Ali Yaycıoğlu
Otuz üç yıl süren bir saltanat, ardından bir gece yarısı gelen Selanik sürgünü…
Tahttan indirilişinin üzerinden bir asırdan uzun bir zaman geçmiş olan II. Abdülhamid’in yaşamının en ilginç evresi Livaneli’nin çağdaş anlatısıyla gün yüzüne çıkıyor.
Devrik padişahın, ihtilalci fikirlerin filizlendiği Selanik şehrindeki günleri hem bir vicdan muhasebesi hem de yoğun bir psikolojik gelgit dalgası.
Türk edebiyatının kuşak bağı Zülfü Livaneli, II. Abdülhamid’in tahtını kaybettikten sonra yaşadıklarına odaklanırken, bireyi, toplumu, devleti ve iktidarı sorguluyor.
Selanik sürgünü boyunca Sultan’ın ve maiyetinin hususi doktoru olan Tabip Yüzbaşı Atıf Hüseyin Bey’in hatıratından hareketle vücut bulan bu tarihi romanda, iktidar kavramına çarpıcı bir bakış açısı sunuluyor.