TEHLİKELİ BÖLÜNME..

TEHLİKELİ BÖLÜNME..

Başlığa bakarak bu da nereden çıktı dediğinizi duyar gibi oluyorum? Bu başlığın altını yavaş yavaş doldurmaya başladığımda ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksıınız?

Öncelikle bu tehlikeli bölünmenin nerede yaşandığını başlangıçta bir ortaya koyalım ki birileri işi başka yerlere çekmesin. Bu köşede benim yazdıklarımı takip edenler bilirler. Ben bir çok yerde bir çok kez yazdığım gibi sosyal yaşamın tüm gerçeklerini, çekilmezlerini ve de güzelliklerini yazılarına yansıtan biriyim. Her ne şartlarda olursa olsu, tüm kötülüklerin yaşandığı ortamlar bile olsa orada yaşanan güzelliklerin olabileceğine inanan ve de onları bulup ortaya çıkaran, o güzellikleri yazılarına aktaran bir yöntemi tercih etmişimdir hep?Yazılarımda asla kapkara bir fotoğraf oluşturmam..

O nedenledir ki yaşam sayfalarımda körü körüne karamsarlığa yer vermediğim gibi, kötülüklerin cirit attığı yerler, ortamları tasvir etme hayallerinin peşinde de koşmam?

Benim sosyal yaşam fotoğraflarımda hep az da olsa güzel olan görüntülere yer vardır?

Bunun içinde şiyaset, politika da vardır? Siyaset, politika yazmayı da çok severim ama benim buradaki görevim medya ve özellikle de televizyon eleştirileridir.

Yukarıdaki başlığa konu olarak ele aldığım ve de "Tehlikeli Bölünme" başlığını atma gereğini hissettiğim sosyal yaşam gerçeği ülkemizde "Dördüncü Kuvvet" olarak da adlandırılan şu meşhur "medyamız"dır.. Belli bir dönemden beri medyadaki belli sermaye güçlerin ekseninde oluşan kutuplaşma bu kez yerini siyasal kutuplaşmaya bıraktı? Özellikle 2000 sonrasında yerleşmeye başlayan ve son yıllarda zirve yapan radikal kutuplaşma bir süredir medyamızın önemli güçlerinden olan televizyon yayın politikalarında kendini göstermeye başladı..

Son zamanlarda ise bu yapılanma iktidar yanlısı, iktidar karşıtı şeklindeki oldukça tehlikeli bir kutuplaşmaya doğru doludizgin gider oldu? Yani kısacası, politikanın acımasızca ve de kuralsızca, amansız mücadele ettiği bir ortamda medya da dengesini kaybetti, yörüngesinden çıktı ve bazı amaçlara hizmet eder duruma geldi..

Son zamanlarda bir de buna hükümet kanadından gelen baskı eklenince medyanın dördüncü kuvvetliği kalmadı gibi?

Bir süre önce neredeyse genel seçimlerle eşdeğer, hatta oradaki amansız rekabeti aratmayan bir yerel seçim süreci yaşadık? Seçimleri yapıldığı 29 Mart Pazar gününe gelinceye kadar olanlar ve bu bölünmüş medyaya yansıma biçimlerine bakınca "vah medyam" diye hayıflanmamak elde değil. Bu anlı şanlı medyamız şu anda körü körüne hükümet yanlısı olanlar ve hükümeti kuran partinin açık açık her şekilde desteklediği medya kuruluşları ile hükümete ve icraatlarına muhalefet edenleri destekleyenler olmak üzere kesin hatları ile ikiye bölünmüş ?iki arada bir derede kalıp her iki tarafa da yaranmaya çalışan kararsız ve renksizleri saymazsak- bir görüntü sergilemektedir. Bu konunun yazılı basına yansımasının yanı sıra etkisini en yoğun şekilde gösterdiği kesim ise televizyon yayınlarıdır. Ülkemizde televizyon yayınlarının izleyici üzerindeki etkilerini burada anlatmaya gerek yok. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de televizyonlar en etkili kitle iletişim araçlarıdır ve bu etkisi çoğunlukla olumsuzluklara neden olan toplumsal bir baskı yaratmaktadır..

Son zamanlarda radikal iki uca hizmet eder hale gelen televizyon yayınlarının toplum üzerindeki etkileri ve oluşturduğu psikolojik travma bilimsel olarak ivedilikle incelenmelidir..

Yayınlar genelde yanlı hale gelmiştir.. Aka kara diyenler, onun verdiklerinin karşıtı bilgi aktarmaya çalışanlar, işin en kötüsü; yandaşı oldukları siyasal düşünce ve kesimin borozanı gibi davranmayı alışkanlık haline getirenlerin egemen olmaya başladığı bir medya oluşmaktadır ve de toplumda bu gidiş endişe ile izlenmektedir..

İşte bu nedenle tehlikeli bölünme diye başlık atmıştım. Aslında başlığın başında "medyadaki" sözcüğünü de kullanmak tam "cuk" oturacaktı ama biraz merak uyandırmak daha iyi olacaktır düşüncesiyle sadece "Tehlikeli Bölünme" başlığını attım..

Konuşunca mangalda kül bırakmayanlar, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğünden söz eden yazı yazanlar, "aydın" denilen ve "aydın"lıklarını pekiştiren medyanın düştüğü bu durumu sadece seyredenler, bu ortamı fırsat sanıp küpünü doldurmaya çalışanların bu konuda hiç rahatsızlık hissetmedikleri apaçık.. Onların bu ortamı değiştirmek gibi bir hamleleri de olamaz. Olamaz çünkü işlerine gelmez? Ama unutmamalılar ki, bir gün o görmezden geldikleri ve de "aman sende, ben işime bakarım" dedikleri" açmazla kendileri de karşılaşabileceklerdir?

İşte bu nedenle ve bunları gördükçe, bu tür maske takmışların var olduğunu bildikçe insanın bu başlığı atası geliyor.

Ben bu başlığı endişeli olduğum için çok içten inanarak attım? Umarım birileri gerçekleri görür ve harekete geçer, kendi iç çekişmelerini bir kenara bırakıp asıl önemli olan bu sorunun çözümü için kafa patlatırlar?. Umarım çok geçmeden bunu yaparlar?

HİKAYE İLE GERÇEK ARASINDA

KARARSIZ BİR DİZİ; KURTLAR VADİSİ

Uzunca bir süredir Show TV ekranlarında izlenme rekorları kıran ve de bundan cesaretle malum kriz dönemine kadar yayıncı kuruluşa oldukça yüksek bir paraya mal olan "Kurtlar Vadisi" edindiği şöhretini şimdilik devam ettiriyor..

Her ne kadar, yüksek maliyeti nedeniyle (söylenenlere ve yazılanlara göre; bölüm başına 750 bin TL) yayıncı kuruluşla bir süre sorun yaşadı. Yayınlanmadı. Ama taraflar her ne şekilde olursa olsun bir orta yol buldular ve ekran fenomeni "Kurtlar Vadisi" dizisi yine Perşembe akşamları ve yine Show TV ekranlarında yayınlanmaya devam ediyor.. Ekran bir fenomen yaratmıştı. Ve bu fenomen oldukça uzun bir süre rüyalar ülkesinin rakipsiz kralı gibi gecelerimizin davetsiz konuğu oldu.. İzlenme rekorları kırdı. Hala da önemli bir izlenme oranına sahip. Ama, yeni yayın döneminde eski izleyici kitlesini elinde tutamamış gibi görünüyor.

Bir dönem ilgiyle izlenen ve ekrana yansıyan ilginç senaryosu, ve senaryo gereği bir fenomene dönüştürülen tiplemeleri giderek abartılı hal almaya başlayınca ve bu ekran fenomenlerinin yaptıkları gerçeklerle örtüşmeyince izleyenler arasında homurtular artmaya başladı bile. Özellikle kriz sonrası başlayan yayın döneminde yaşadığı, yaşattığı apaçık belli olan hayal ile gerçek arsındaki kararsızlık senaryoya ve de abartılı, gerçek dışı olaylara dayanınca bir dönemin fırtına dizisi "Kurtlar Vadisi" ndeki sorunları da ortaya çıkarmaya başladı? Dizi artık tempoyu yakalamak uğruna ayakları yere basmayan, abartılı senaryo oyunları ile tartışılır hale getirildi.. Tiplemeler gerçek yaşamla örtüştürülmeye çalışılırken bazı konuların icazetle oluşturulduğu izlenimini vermeye başladı..

Kısacası "Kurtlar Vadisi" o eski heyecanını kaybetmeye ve hikaye ile gerçek arasında kararsızlıklar yansıtan abartılı güncel hikayeleri ile izleyicisinin tepkisini çekmeye başladı?

YORUM FARKI!..

SABA TÜMER'İN KAHKAHALARI?

Haber Türk ekranının bana göre en çok izlenen programlarından biri olarak gösterilen, sunuculuğunu Saba Tümer'in yaptığı "Saba Tümer'le Bu Gece" programına giderek kahkahalar damgasını vurmaya başladı?

Bundan önce sunduğu tüm programlarda gösterdiği performansının yanı sıra güzel ama akıllı sarışınlardan biri olarak televizyon sunucularının en gözdelerinden biri olarak öne çıkmıştır Saba Tümer? Çok da başarılıdır? Bana göre de; bu programıyla performansının zirvesindedir. Ekrandaki konuşma rahatlığı, Türkçeyi iyi kullanması, anlaşılır ve de etkili diksiyonu ile beğeni ile izlenen bir sunucu. Konukları ile ilgili önceden hazırlıklı olması ve bilgilendirici sorular sorması ile de programının izlenme oranını yükselttiğini rahatlıkla söyleyebiliriz..

Tüm bunlar için Saba Tümer'e söyleyecek hiç bir şeyimiz olamaz?

Ancak; son zamanlarda rastladığım bir çok yerde bir konuda şikayetlerin öne çıktığını da söylemeden geçemeyeceğim. O da; son zamanlarda dozunu giderek artırdığı kahkahalarının göze batmaya, rahatsız edici hala gelmesidir. Kararında olduğu zaman oldukça yakıştığını, çok sevimli ve sıcak olduğunu ama bazen dozunun da kaçtığını söyleyen bir çok kişiye rastladım?

Bu şikayetler üzerine birkaç programını bu gözle izledim, hakları da yok değil?

Saba Tümer programında bir yorum farkı olarak kullanmaya başladığı bu görsel efektlerini biraz daha kararında kullanırsa çok daha iyi olacak.. Son zamanlarda kahkahaları programının önüne geçmeye başladı da?Bizden söylemesi?

[email protected]

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.