TÜRKİYE`NİN OPRAH WİNFREY`İ OLMA YOLUNDASIN ESRA EROL, SAKIN VAZGEÇME!

TÜRKİYE`NİN OPRAH WİNFREY`İ OLMA YOLUNDASIN ESRA EROL, SAKIN VAZGEÇME!

Hayatta paylaştıkça büyüyen 2 şey vardır; SEVGİ VE BİLGİ;

Hayatta paylaştıkça küçülen şey de duygu dünyamızdaki ACILARIMIZ!...

Çok zor günler yaşıyor ülkemiz;

En sonuncusu Soma Faciası!... "Kader"demenin büyük bir günah olduğu, "İhmal" demenin doğru bir tespit olduğu ve "Yazık" demenin hiçbir anlam ifade etmediği bir Facia bu!...

Kimi sırça köşklerinde, kuştüyü yataklarında yatarken, ellerindeki küçücük "akıllı" aletlerinden güya ahkam kesen "akılsız" mesajlar atarken, kimi kalkıp elini taşın altına sokuyor bu günlerde...

Ve işin garip tarafı, ben diyeyim "kıskançlık", siz deyin "çekememezlik", öteki desin "ahmaklık" durumdan vazife çıkaranlara kömür karasından daha büyük lekeler atmaya başladılar!..

Nasıl mı?..

Sözümüz meclisten dışarı ; mesela oyunculuğu deneyip, programcılığı deneyip ardından "reklam yıldızı" olmaktan öteye gidemeyen; hanımlarımızı "beyazlık için" şu marka deterjanı kullanın diyen Berna Laçin Hanımefendi çıkıp;

Şeklinde twitler atmış;

Berna Hanım; bilmiyor mu ki; "Sırça köşkte oturan komşusuna taş atmaz!" ... Yine biliyorsunuz, sırça, çok ince, çok kırılgan cam anlamına gelir. Yani karnı yumuşak olanlar en çok karın ağrısı çeken kişilerdir...

Evinde sırça yatağında oturup, "moral" vermeye gidenlere laf söyleyeceksin!.. Yok Berna Hanım; "Popüler Kültür"ün taaaa ortasında yer olan bir magazin gazetecisi bile yemez bunu...

Neymiş efendim; moral vermek için Soma'ya gitmeye utanırmış, "Sırça köşk sakini" hanımefendi...

Hanımmm Hanımmmm; O bahsettiğin kişiler Anadolu insanı; Kurtuluş Savaşı'na, Çanakkale Destanı'na oğullarını, uşaklarını, yiğitlerini, sevdiceklerini kurban etmiş Efelerin anavatanında yaşayan insanlar...

Yaşamayan bilmez tabiii; ordaki acılı, yürekleri de cesetleri gibi kapkara olmuş insanların en büyük ihtiyaçları yazımın başında da değindiğim gibi paylaşmak!... Hem acılarını hem de sevgilerini! (Ben mi nereden biliyorum; resmi olmayan ama inanılan kayıtlara göre 50.000 yazıyla -Elli Bin- vatandaşımızı kaybettiğimiz ve depremi anında yaşayıp, evini ve anneannesini toprağa vermiş biri olarak biliyorum. Bizim ne yemek pişirecek insana, ne de çocuğumuza bakacak birine ihtiyacımız vardı; tek aradığımız şey, enkazdan ölüleri çıkarırken acımızı paylaşacağımız omuzlarında gözyaşımızı sileceğimiz birer dost gülücüğüydü)

Laf dönüp dolaşıp Esra Erol'a geliyor tabii ki; Hani şu kolay "sırça köşk"te, sıcacık stüdyoda yapılan hem de geçen yılın bütün ödüllerini toplayan "İzdivaç" programının sunucusu...

Ne yapıyor Esra Erol; Daha facia gerçekleştiğinde "sırça köşkü"nde yayında olan, Olayın ciddiyeti anlaşılınca daha evine bile gitmeden, yöneticileriyle dahi fikrini paylaşmadan, kafasına koymuş "moral olmayı!", yaren olmayı, ve yürek olmayı!... Ve yöneticileriyle paylaşıp, onay alıp gece yarısı da koyulmuş yola... Çantasına da makyaj malzemelerini, cicili biçili elbiselerini değil; heyecanını, televizyonculuk aşkını ve orada en çok ihtiyacı olacak şeyi; gülen maskesini koyup, gece yarısı gittiği yerde asla kullanmamak üzere gözyaşlarını tükete tükete ulaşmış altı da üstü de kapkara olan Soma'ya?

Ahh be Esra kardeşim; beni de çok yaraladın; 37 yıllık gazeteciyi fena kıskandırdın... "Helal olsun?sana dedirttin" Ve bana "KARA KENT" SOMA'YA GİTTİ, İŞTE TELEVİZYONCULUK BUDUR!" diye başlık attırdın.

Yaptığın televizyonculuk adına olduğu kadar insanlık adına da çok önemli bir tavırdı! Bu tavrı asla bırakma ve Türkiye'nin Oprah Winfrey'i olma yolunda asla taviz verme... Engelinde Kim olursa olsun!...

Bu arada hatırlatalım; bakın Esra Erol'u kime benzetmişiz;

ABD televizyon tarihinin en çok izlenen talk show programlarından birisi olan ve kendi adıyla anılan The Oprah Winfrey Show'un sunucusu olan sanatçıdır.

29 Ocak 1954 günü ABD'nin Mississippi eyaletindeki Kosciusko kasabasında doğdu. Çok sayıda Emmy ödülü kazanmış olan sanatçı sunuculuğunun yanı sıra kitap eleştirmenliği, Oscar ödülüne aday gösterilmiş olması ve tirajı yüksek bir derginin yayımcılığıyla da tanınmıştır. Forbes dergisine göre 20. yüzyılın en zengin siyahi Amerikalısı ve 2004 yılı itibarıyla dolar bazında Michael Jackson'ın ölümü üzerine dünyadaki tek siyahi milyarderdir.

Unutmadan söyleyeyim; Oprah'ın en büyük özelliği ülkesinde ne zaman bir afet, felaket ya da toplumsal bir olay olduğunda; oraya ilk giden gazetecilerden biridir... Onu Oprah Winfrey yapan en büyük özelliği de budur...

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.