Yeni dönemin cankurtaran simidi; YERLİ YAPIM DİZİLER
Bir eziyet sona erdi ve ekranlarda yen dönem başladı?.
Aslında yaz ekranı bu dönem biraz kısa kaldı? Bunun nedeni ise, İslam alemi için oniki ayın sultanı olarak adlandırılan mübarek Ramazan ayının bu yıl Ağustos'a denk gelmesi nedeniyle, televizyon ekranlarında iftara birkaç saat kala başlayan ve ta sahura kadar devam eden Ramazan programlarının ağırlığını hissettirmesi ve kalan bölümlerin ise tekrar programlarla doldurulmasıydı?
Şöyle bir geriye baktığımızda "yaz ekranı" ndan aklımızda kalanları kısaca hatırlamaya çalışalım?
Aslında yaz ekranlarında en öne çıkanlar gündem yoğunluğu nedeniyle ana ve ara haber bültenleriydi?
Hiçbir dönem, bu yaz kadar medyayı meşgul eden ve dolayısıyla da haber bültenlerini dolduran "güncel" diyeceğimiz olaylara rastlanmadı?Yapay gündemlerin oluşturduğu ve abartılarak haberlere yansıtıldığı olaylardan türetilen haber bolluğu vardı?. Ve bu olayların ekranlara yansıtılmasındaki tutarsız, yanlı tutumlar bu dönemde televizyon izleyicilerinin ekrandan oldukça uzaklaşmalarına neden oldu?
Uzunca bir dönemden beri ekranları meşgul eden "Ergenekon" meselesi? Bu konuda "ne durumdayız, nereye gidiyoruz" konusunda uzunca bir süre ben önümü göremedim.. Hala da neler olduğunu anlayabilmiş değilim. Etrafımdan edindiğim izlenimlere göre, bir çok izleyicinin de önünü göremediğini düşünüyorum.. Nereye varacak herkes gibi ben de merak ediyorum? Her şeye rağmen bu konuda Türk Adaletine güvenim sonsuz?
Bir başka ilginçliklerle dolu konu ise "Deniz Feneri" idi ki ekranda haber karmaşasına neden olan ve iyice karmaşık hale gelen bir başka gündemdi? Bu konuda da; "neredeyiz, sonuca ne zaman varacağız" soruları belirsizliğini koruyor.. Ancak uzunca bir süre tüm medyada bu olayla ilgili birçok haber ve yorum izledik? Adeta siyasal bir çekişme haline dönüşen bu konudan çıkan sonuçları birleştirip elde kalanlarla ilgili bir fikir edinebilmek oldukça zordu? Çünkü; konu tam bir belirsizlik ve iki zıt görüşün mecrasında uzunca bir süre sallanıp durdu ve son zamanlarda nihayet yasal platformda ele alınabildi? Bu konuda da ekrana yansıyanlardan televizyon izleyicisini tatmin eden bir sonuç çıkmadı?
Bir başka konu ise son haftaların gündemine "bomba" gibi düştü? Başta tüm televizyon ekranları olmak üzere tüm medyada nereye bakarsanız bakın, adına genel olarak"Kürt Açılımı" denen bu konu ile ilgili haberler var? Ancak açılım, zıt fikirlerin çatışması haline dönüştü dönüşecek? Kimin ne demek istediği ve anladığı belli değil.. Tam uçlarda dolaşan yorumların ve zıt yaklaşımların oluşturduğu, negatif elektrikle yüklü toz duman bir ortam? Siyası ortamda olabildiğince hissedilen bir gerginlik?Bu konuda da televizyon izleyicilerinin kafası karışık? Bir açılımdan söz ediliyor ama "nedir, nereye kadar açılacağız, ne zaman açılacağız" konusunda bir belirsizlik ve karşılıklı oldukça sert tartışmaların ekranlara yansımaları? Bir çok televizyon izleyicisi gibi benim de kafam karışık. "Açılım" diye diye nereye varacağız "nedir açılım", sonuçlarını merakla bekliyorum?
Yaz ekranlarından akılda kalan başka neler var diye hafızamı zorluyorum? Ama neredeyse olanların hepsinden geçen yazımızda söz etmişiz?
Bu arada; ülkemizde spor denince akla gelen futbolun yoğun sezonunun başlaması nedeniyle cumartesi, pazar ve pazartesi ekranlarının vazgeçilmezleri olan spor-yorum programları, pardon futbol yorum programlar ağırlıklarını iyice hissettirmeye başladılar.. Bu yıl yeni yüzlerin katılımıyla, ekranda aklına geleni rahatça söyleyebilen, adına yorumcu denenlerin çoğaldığı, egemen olduğu spor programlarıyla yeni döneme hızlı bir geçiş yaptık?
O programlardan fazla söz etmeye gerek yok? Bir veya iki tanesinin haricinde, birkaç yorumcularını değiştirmelerinin dışında tarzlarında hiçbir değişiklik yok.. Futbol karşılaşmalarının yayıncı kuruluşunun programı "Maraton"da da değişen bir şey yok? Belli ki, bu yıl da yine bu programdan feyz alacak futbol severler? Futbol gemisinin dümeninde yine Erman Toroğlu var? Kısacası sözkonusu programlarda "aynı tas aynı hamam"? Vay futbolumuzun haline?
Spor programlarının futbolumuza katkısının düşününce aklıma son zamanlarda Beşiktaş Teknik direktörü Mustafa Denizli'nin son günlerde dile getirdiği bir söz geldi; "?kılavuzu karga olanın"? ne dersinin benim aklıma geleni siz de düşündünüz mü?.
Bu arada haksızlık etmeden söz edelim; NTV'de yayınlanan Güntekin Onay ve Rıdvan Dilmenin birlikte sunduğu "Yüzde 100 Futbol" adlı spor programı yine adından çokça söz edilecek derli toplu bir spor programı olarak döneme damgasını vuracak?
Unutmadan, geçen yazımızda adından söz ettiğim ve; "NTV Spor'da Burcu Esmersoy'un sunduğu, içeriği ile, sunuculuk başarısı ile ve en önemlisi sunucu doğallığının yansıdığı, konulara hakimiyetinin yansıdığı ve program konuğuyla rahat diyalog kurmasıyla oldukça keyif veren "Burcu Esmersoy'la Spor Cafe" adlı spor magazin programı.." sözleriyle dile getirdiğim spor programının izlenme keyfinin bu dönemde de devam edeceğini düşünüyorum? Burcu Esmersoy, bu konuda oldukça başarılı, yaptığı programlarla da izleyiciye keyif veren bir program sunucusu? Etrafımda bir çok izleyiciye sordum bana aynı olumlu yaklaşımları sergilediler.. Burcu Esmersoy'un başarısı bir konuda da öncu oldu? Spor ekranlarında güzel bayan spor spikerlerinin çoğalmasına neden oldu..
Spor programları ile ilgili söyleyebileceğim tek şeyin, "değişen hiçbir şeyin" olmadığıdır? Yorumcular neredeyse aynı, sadece bazıları "tebdili mekanda ferahlık vardır" diyerek kanal değiştirmişler ama, kendilerini biraz yenilemeyi, tarzlarını, anlayışlarını değiştirmeyi akıl edememişler? Ekranda sergiledikleri tavırlarında hiçbir yenilik yok?
Aklıma gelmişken, spor programlarında bir konuda hızla değişime uğradıklarını söylemeliyim? O da, neredeyse tüm kanallarda spor haberlerini sunan genç, manken gibi güzel bayan spikerlerin hızla çoğalmasıdır? Hızla yapılan bu değişim, bir erkek sporu olan futbolun bir başka yüzünü yansıtmak açısından iyi olacak gibi ama, kendilerini hızla geliştirmeleri gerek.. Güzellikleri hala iyi spiker, sunucu olmalarının önünde? Televizyon futbol izleyicisini ilgilendiren haberin değişik ve güzel verilmesidir? Yoksa bu güzel kızlarımız ekranda bir renk olmaktan öteye gidemezler?
xxxxxxxxxxxx
Ve yeni dönem?
Bu dönemde; Geçen dönem "sezon finali" yapıp bu dönem kaldığı yerden devam edecek, yazın devam edip bu dönemde yayında olacak ve yeni dönem için vizyona giren yeni birkaç yerli yapım dizi ekranın kurtarıcıları olacak gibi görünüyor?
Sezon finalini "tutkulu sevişme" sahnesiyle noktalayan ve tüm yaz konuşulan, nasıl devam edeceği merak edilen "Aşk-ı Memnu"nun dönemde aynı temposunu sürdürebileceği konusunda pek iyimser değilim? Bu dizi ile ilgili, bana göre önemli bir hata yaptılar ve bir dizinin çıkabileceği en tepe noktasındaki sahnelerle final yaptılar? Şimdi onun beklentilerine yanıt verme çabası içinde olacaklar.. O zirvenin daha üzerine çıkabileceklerini düşünmüyorum.. Bundan endişe duydukları , izlenme oranının düşeceğini hissettikleri anda panikleyip aceleyle hazırlanmış eklemelerden oluşan güncel olayları dizi aralarına yerleştirebilirler.. Bu da, bu diziden büyük beklentileri olan televizyon izleyicilerini hayal kırıklığına uğratabilir?
Yeni dönemde merakla beklenen bir başka dizi ise; "Yaprak Dökümü"? Bu dizinin geçen dönem yakaladığı izleyici kitlesi daha farklı? O izleyici kitlesi daha tutkulu bir izleyici kitlesi ve bağımlılık alışkanlığı olan bir kesim? Aile içi olayların iyi işlendiği "Yaprak Dökümü"nün sahip olduğu bu izleyici kitlesi nedeniyle bu dönem de başarısını sürdüreceğini düşünüyorum?
Yaz döneminde başlayıp bu dönemde devam edecek olan ve giderek izleyici kitlesini arttıran ATV'de ekrana gelen "Yalancısın Sen"; "Son Ağa"daki başarılı oyunuyla adından söz ettiren Feride Çetin ve başarılı oyuncu kadrosuyla yoluna devam edecek gibi.. Oldukça eğlenceli bir dizi olarak öne çıkan "Yalancısın Sen" bu dönemin önemli dizilerinden biri olarak adından söz ettirecektir...
Yine geçtiğimiz dönem Star TV nin önemli dizilerinden biri olan ve "sezon finali" yaparak tatile girdikten sonra bu dönem de ekranlara dönecek olan "Sonbahar" merakla beklenen dizilerden biri? Dizinin başrollerini paylaşan Ayça Varlier ve Erkan Petekkaya bu dönem de ilgiyle izlenen, en gözde ikili olarak başarılı bir sezon geçireceklerini düşünüyorum.
Bunun yanı sıra; kadrodaki yeni katılımları ile bu döneme de damgasını vuracak dizilerden biri Kanal D'de ekrana gelecek olan "Akasya Durağı".. Yorulduğu için diziden ayrıldığı söylenen Melek Baykal'ın eksikliği hissedilir mi bilinmez ama bence fazlasıyla hissedilecektir..
Yeni sezonda Star TV ekranlarında ilgiyle izlenmeye devam edecek dizilerden biri de, Nilgün Kasapbaşoğlu ile Metin Akpınar'ın başrolünü paylaştığı"Papatyam" olacaktır.. Çok başarılı oyuncu kadrosu ile dönemin önemli dizilerinden biridir olmaya adaydır "Papatyam"?
Ve? Büyük, çok iddialı bir prodüksiyon olarak sezona hazırlanan, daha yayına girmeden ekranda dönen fragmanının izlenme rekoru kırdığı söylenen (800 bin kişi izlemiş) ve bu hafta ilk bölümü ile Kanal D'de ekrana gelen Özgü Namal ve Mehmet Aslantuğ'un başrollerini paylaştığı"Hanımın Çiftliği" adlı yerli yapım? Dizi, zengin oyuncu kadrosu, tarihi bir dönemi yansıtma konusunda özenle hazırlandığı gözlenen dekor ve kostümleriyle oldukça ilgi çekeceğe benziyor.. İlk bölümünü Cuma akşam izlediğimiz bu diziyle ilgili değerlendirmelerimizi gelecek yazılarımızda ayrıntılı olarak buraya aktaracağız..
Yaz uykusu sonrasında yeni sezona oldukça iddialı başlayan televizyon ekranlarından yansıyanların çok kısa olarak özeti şimdilik bu çerçevede?
Görünen o ki, bu dönemin cankurtaran simitleri yine yerli yapım diziler?
Yeni eklenen yerli yapımları ile bir çok yerli dizi ekranlarda boy gösterecek?
Umarım bu kriz ortamında ve de dizi bölüm maliyetlerinin dudak uçuklatan rakamlarla telaffüz edildiği bu dönemde oldukça ağır bir yükün altına giren televizyon kuruluşlarımız bunun sonunu iyi getirirler, ekranı; şaşalı başlayıp habersiz bitirilen dizi mezarlığına dönüştürmezler.
Dizi yapmak, izleyiciye bunları sunmak güzel bir şey ama, ücretlerin ödenmesi ve yapımcı kuruluşlarla yayıncı kuruluşlar arasında maddi konularda yaşanan bazı durumları hatırladıkça bu konuda temkinli davranmanın daha akılcı olacağını hatırlatalım..
Diziler, yapımcıları ve yayıncı kuruluşlar üçgeninde dizi ücretlerinin ödenmesi konusunda oluşan olumsuzlukların, umudunu bu dizilere bağlamış oyuncuları da etkilediğini unutmayalım?
Bu konuda dile getirilenler, dizi yapımcıları ile yayıncı kuruluşlar arasında ücretlerin ödenmemesi konusunda anlaşmazlıkların var olduğunu ve giderek kronikleştiğini gösteriyor... Yayınlanan dizilerle ilgili bölüm ücretlerini alamadıklarını dile getiren yapım şirketleri ve buna bağlı olarak dizi oyuncuları oldukça fazla. Yapımcılar yayıncı kuruluşlardan dizi ücretlerini alamamalarını öne sürerek bunu fazlasıyla dizi oyuncularına yansıtıyorlar.. Ve olan da dizi oyuncularına oluyor.. Bu durumdan da en çok etkilenenler, bu dizilerde oynayan kadrolara oluyor..?
Bu konuyu ileriki yazılarımızda enine boyuna irdeleyeceğiz..
Dilerim yeni yayın dönemi ile bu olumsuzluklar daha da can yakıcı bir hale dönüşmez ve bize de bu konuda yazacak pek fazla bir şey kalmaz? Bizim için iyi bir konu ama bana göre ise, yazılması hiç de "hoş" bir konu değil?
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.