“Babamla ilgili çok az anım var”

İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de zor bir çocukluk geçirdiğini anlatan Yılmaz Morgül adı gibi zorluklar karşısında yılmamış. “Rahmetli babacığım Dış hatlarda deniz yollarında makine işçisiydi, hem de tulum sanatkarıydı. Babam beni çok etkiliyor. Çünkü hiç yaşamadığım bir sıfatın temsilcisi babam. Kendisini ben senede bir kere filan görüyordum. Babamla belki 6 belki 7 anım vardır. Bir anımda; babamın maaşını aldığında bütün çocuklarını lokantaya götürmek ve yiyemediğimiz yemekleri yemek.

Çünkü biz her yemeği yiyebilen bir ailenin mensupları değildik. Dediğim gibi babam senede bir kere gelirmiş. Annem Beykoz Deri Kundura Fabrikası’nda İşçi olarak çalışırdı. Ziraatte de çalışıyordu annem kazma sallardı. Cumartesi günleri Beykoz fidanlığında görevliydi. Pazar günleri de okula giderdi. Okulların kapalı olduğu günlerde okullarda hademelik yapardı. Annem tam bir mücadele kadını, önce yemekhaneye giriyor sonra ayakkabı yapımı bölümüne geçiyor. Annen hademelik yapıyor dediklerinde gurur duyuyordum annemle. 

Annem olmazsa ben olmazdım çok değerli. Annemle ilgili bir gerçeğimi söylemek istiyorum bu programda ilk kez, 6 yaşımda babamı kaybettiğimde bütün ablamlar, abimler evlilerdi. Annemle ikimiz kalmıştık. Hepimiz bu dünyada sınanıyoruz, 6 yaşımdaydım ama Annemin psikiyatrı oldum. Çok acı günler yaşadık biz annemle. O kadar akıllı terbiyeli çocuktum ki annem 5’te kalkar fabrikaya giderdi. Derdi ki burada oturup beni bekleyeceksin. Yanıma bir bardak su ekmek bir şeyler koyuyordu. Hiç yerimden kıpırdamazdım annem orda otur dediği için. Saat 5’te fabrikanın vapur bacası gibi düdüğü çalardı yaşasın annem geliyor derdim. Annem her gün fabrikaya gitmek için 7 km yol yürüyordu.” Diyerek anlattı.

İlk işim simit satmaktı”

İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de çalışmaya çok küçük yaşlarda başladığını anlatan Yılmaz Morgül’ün ilk işi simit satmak olmuş “Çok akıllı bir çocuktum 5.5 yaşımda kendi kendime okuma yazma öğrendim, okula başladım. İlk on beş tatilde “anne bende çalışayım” dedim. “Sen küçüksün” dedi. “Olsun arkadaşlarım çalışıyor bana bir sepet al galete simit Beykoz Çayırı’nda satayım” dedim. Annem bana simit aldı sepete yerleştirdi kırmızı beyaz pötikare kumaş serdi simitleri yerleştirdi.

ilk işime gittim hemen bitirdim simitlerimin hepsini sattım. Ceplerim parayla doluydu, büyük abiler beni buldu paralarımı aldılar, tokat attılar. Yılmadım. Anne yarında gideceğim dedim. Sepete simit aldım simit satmaya başladım. Bütün okul tatilerinde hem simit satıyordum hem vapur iskelesinin yanındaki çay bahçesinde limonata su satıyordum” diyerek anlattı.

İbrahim Tatlıses bana babalık yaptı”

İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de  İbrahim Tatlıses ile anısını da anlatan Yılmaz Morgül’ün müzik kariyerinde Tatlıses’in desteği olmuş  “8 yaşımda İbrahim Tatlıses’i  Beykoz Kundura Fabrikası’nda tanıdım. TRT Pazar programı için gelmişlerdi. Annem bana müjdeyi verdi İbrahim Tatlıses ve sanatçılar gelecek diye. İbrahim Tatlıses’in bana mikrofon tutması benim o şarkıyı bir kuble de olsa seslendirmem benim başımı okşaması. Ayağında Kundura’yı söyledim. “Bu çocuğu programdan sonra yanıma getirin” dedi. Çok etkilendi. İbrahim Tatlıses’in yanına getirdiler ve değişim başladı. İlk kez gördüğüm kağıt parayı cebime koydu.

Bu bölgede neresi varsa müzik eğitimi veren oraya gitmeni istiyorum dedi. Üsküdar Musiki cemiyetine gittim. Hiç bir zaman baba sevgisi almadım, bende büyük eksiklikleri var. İbrahim Tatlıses’e baba diye sarıldım bana çok büyük babalık yaptı. Rahmi Koç’a baba diye sarıldım. Sakıp Sabancı’ya baba diye sarıldım, Orhan Gencebay’a baba diye sarıldım, çok var. Eksikliklerimin bilincindeyim. Çok etkiliyor zaman zaman babasız çocuklar çok etkiliyor, bu duyguları yeniden yaşıyorum. Ağlıyorum. Ama hemen kendime geliyorum. Kendi motivasyonumu sağlıyorum.” diyerek anlattı. 

“Binlerce çocuğun okul velisiyim”

İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de yıllardır destek verdiği yardım kuruluşlarıyla ilgili de konuşan Yılmaz Morgül “Bende yara oluşturan anılar var. Onbinlerce baba evi terk ediyor. Evladım duyma görme engelli, benim evladım Down, otistik diye. Onlara babalık yapıyorum. Gerçek babanın yapmadığı babalığı yapıyorum. 16. yılım 3.000’i aşan ücretsiz konser ve aktivite çalışmaları yaptım.

Herkes geçmişimi araştırsın bir Vakıf başkanı da diyemez ki Morgül bizden para aldı. Bu ülkede sanatçı kisvesi altında öyle dev starlar var ki, sahne ışık ses orkestra bedeli adı altında ceplerine para indiriyorlar. O çocukların o derneklerin gecelerinde yazıklar olsun. Ama bunlar sonları çok üzücü olan starlar.

Hala kiradayım, aracımda yok, hırsımda yok en iyi evde oturayım en lüks arabalara bineyim diye. Benim maaşımda yok. Ama mutluyum huzurluyum. Hiç oyuncağım olmadı. Çokl küçük yaşta şöhret oldum. İlk aldığım oyuncak kahverengi bir ayı. Şöhret olduktan sonra oyuncak almaya başladım, salonumun tavanlarına kadar oyuncak aldım. Onlarla konuşurdum.

Yardım işlerini girince gördüm ki 0-6 yaş grubu binlerce çocuğum oldu. İlk kez açıklıyorum binlerce çocuğun okul velisiyim. Hep okullarına gittim, ama bunları hep gizledim. Medyada duyulmasını istemedim. Vakıf ve dernek başkanları yeni örneklemeler olsun diye artık  söylememi istiyorlar” dedi.

“Müzeyyen Senar manevi annemdi”

İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de Müzeyyen Senar ve Bülent Ersoy ile ilgili de konuşan Yılmaz Morgül “Müzeyyen Senar da manevi annem onunda ayağının altını öperim. Müzeyyen Hanım’la ne eserler söyledik bu herkesin asla ulaşamayacağı bir şans. Müzeyyen Senar hayatımın en önemli figürü, idollerinden.

Güzelbahçe’deki evinde elleriyle yemekler hazırlardı ceviz zamanı cevizler doldurur dolaba bir kova suyun içine zarıyla koyar taze ceviz zamanı, 2 haftada on kilo ceviz yerdi. Merak ettim niye bu kadar ceviz yiyorsunuz diye “15 gün yiyorum hiç hasta olmuyorum”diyordu. O zaman çağırırdı gel ceviz yedireceğim derdi. Balık halinden balıklar alır, kendi pişirir yedirirdi.

Bülent Ersoy’la en son  Müzeyyen Senar’ın cenazesinde karşılaştık. Bülent Ersoy Şov’a Müzeyyen Senar’la katılacaksın dedi prodüktörüm Koral Sarıtaş bayıldım. Müzeyyen Senar Bülent Ersoy, Yılmaz Morgül. Ben kimim onların yanında milyonların karşısında bir sınavdı alnımın akıyla çıkmayı nasip etti. İdollerimin arasındaydı.”dedi.

“Gülben Ergen “Allah herkese bir Yılmaz Morgül versin der”

Sanat dünyasındaki dostlarının moralleri bozuk olduğunda kendisini aradığını söyleyen Yılmaz Morgül onları olumlu düşüncelerle onları terapi ediyormuş. “Mesela Nur Yerlitaş beni arar “Morgül bugün huzursuzum, reklam filmi çekeceğim hiç çekmedim ki ya bir şey olursa ani atak gelirse ne yapacağım, Morgül bana söyle” der. Bir sürü örnekleme yaparım. “Ben seni her gün arayayım beni çok güzel motive ediyorsun” der.

O kadar acılar çektim, acılar çeken yüzler binler arasındayım ki artık bana böyle bir görev verildi, insanların motivasyonlarını sağlayacaksın sesin, enerjin, konuşmalarınla diye. Çevremde yüzü asık mutsuz insanlar görmek istemiyorum, onları güldürmesini bilirim. Fıkralar anlatır güldürürüm. Gülben Ergen Allah herkese bir Yılmaz Morgül versin der” diyerek anlattı.

“Eşek ve keçi sütü içiyorum”

İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme’de Cilt Kanseri olduğu dönemde yaşadıklarını da anlatan Yılmaz Morgül artık yediklerine daha fazla dikkat ediyormuş “Hastalığım müddetince terapi de aldım. Kendimi çok donattım. Şimdi tamamıyle iyiyim. Ve bu hastalıkla mücadele edenlerin de yanındayım. GDO’lu ürünlere karşıyım. Bir anda hayatınızı karartabilir yemeden önce araştırın.

Keçi sütü anne sütünden sonra en yararlı süt. Eşek sütü de denedim. İçtim. Arkadaşlarımın dostlarımın çifliklerinde özgürce yaşayan eşeklerin sütlerini içiyorum çok yararlı. Allah hiçbirseyi boşuna yaratmaz. Anne sütüne en yakın eşek ve keçi sütü.

Hayatımda hiç eksik etmiyorum. Yılmaz Morgül’ün bitmeyen motivasyonunun kaynaklarından biri  bu sütler.” diyerek paylaştı.