Efendim, ne yazsanız haklısınız diyerek sözlerime başlayıp, yazılarıma iyi kötü yorum yapan tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum. İnanın ki eleştirilerinizi dikkate alıyor ve elimden geldiğince daha başarılı yazılara imzamı atmak istiyorum. Biraz zaman lütfen? Hiçbir şey çabucak olmuyor, inanın? Eleştirilerinizin devamını bekliyorum?

3 ay sizlerle buluşamadım. Malum, yaz dönemi herkes gibi benim için de yoğun geçti. Yoğun ve sıkıntılı? İşlerimin yanı sıra, özel hayatımda da sıkıntılı günler yaşadım. Şimdi her yönden iyiyim. Sanırım artık her şeyi çabuk atlatıyorum. Yaş aldığımı, yaşadığım olayların karşısındaki duruşumdan anlıyorum. Küçük yaşlarda, anneme hep,"hızlı yaşa, genç öl!" derdim. O da kızardı bana. "Her şeyi zamanında yaşa, tüketme" derdi. Hala da der. Yine her zaman ki gibi söz dinlemeyen ben, bazı şeyleri çabucak tükettim? Artık yaşananlar eskitmiyor beni. Olduğum yerdeyim. Sabretmeyi öğrendim. Ayrılıklar karşısında dimdik durmayı da? İnadına?

Bu yaz hüzünlü bir yazdı benim için. Ayrılıklar yazı? Sevgili dostum Özgür Aras ile olan iş birlikteliğimizi de noktaladık. Böyle olmasının ikimiz için daha iyi olacağına karar verdik. Dostluk her zaman baki? Yolun açık olsun arkadaşım?

Gelelim yazın neler oldu neler bitti mevzusuna? Efendim ,çalışmaktan diğer "ünlü!" arkadaşlar gibi pek fazla tatil yapamadım. Zaten gazetelerin magazin sayfalarında yer alan, bikinili bikinisiz, üstlü üstsüz yakalanan, modellere yani bizlere özenen şahısları görmekten bir hayli midem bulandı. Ne güzel hayat! Tek dertleri basına hangi mayolarıyla poz vereceklerini düşünmek? Ekmek elden su gölden? İnsanlar geçim derdindeyken, örnek olması gereken ünlü şahıslar da, iskelede suşi mi yesek lahmacun mu yoksa pizza mı derdine düşmüşler? Ve daha birçok çirkinlik. Ne yazık ki hala, millet olarak hiçbir şeyin ayarını bilemiyoruz. Bunlar bahsetmeden geçemediklerim?

Bu yaz hareketli geçti. Öncelikle birçok yarışma organizasyonu düzenlendi. Modellik, güzellik ve hatta yemek yarışması bile? İlk olarak, 2 haziran gecesi Antalya "Calista Luxury Resort"'ta, 20. Miss Model of Turkey -20.Türkiye Mankenler Kraliçesi" yarışması organizasyonu düzenlendi. 2000 senesinden beri, bu sene de jüri üyesiydim. Kurucu başkanı Çevik Suha Alpaylı, yine harika bir geceye imzasını attı. Otel tek kelimeyle mükemmeldi. Birçok tatil köyünde kalmış bir Antalyalı olarak, gördüğüm en iyi tatil köyüydü.

Ardından, 27 temmuz günü, Bolu'da bu yıl 2. si düzenlenen, Beyaz Et Festivali'ndeki yemek yarışmasında, Tuğba Özay ile birlikte jüri üyeliği yaptık. Bolu insanı misafirperverdir. Çok güzel ağırlandık. Yemekler ise fevkaladeydi. Seneye yine Tuğba'cığımla beraber gitmeye karar verdik. Sıra, 31 temmuz gecesi düzenlenen "Miss Kuzey Kıbrıs 2008" yarışmasına geldi. Kıbrıs Jasmine Court Hotel'de, sevgili Atilla Kaplakarslan'ın düzenlediği yarışmada Hıncal Uluç ve ben jüride yerlerimizi aldık. Yıllarını bu işe vermiş olan Vizyon Ajans'ın sahibi Atilla Kaplakarslan ayakta alkışlandı. Son olarak ise, 20 ağustos gecesi, Rönesans ajans,Yeni Asır Gazetesi ve Yeni Asır Televizyonu tarafından, Çeşme Sisus Otelde "Miss & Mr. Model 2008" yarışması gerçekleştirildi. Rönesans ajans sahibi Akif Örük, her sene olduğu gibi bu sene de başarılı bir işe imza attı. Önümüzdeki sene yarışmayı İstanbul'da modanın merkezinde yapmayı hedefliyor. Görünen o ki yapacak da? Başarılar Akif? Seni gönülden destekliyoruz?

Bu yaz birçok festival ve sosyal sorumluluk projelerinde de yer aldım. Bir dahaki yazımda bunlara geniş bir şekilde yer vereceğim. Ayrıca Antalya'da gerçekleşen ve gözyaşlarıyla izlediğim yangınlardan, denizlerin gitgide aldığı vahim durumdan, metrobüs projesi yüzünden inşaat alanına dönüşen E-5 karayolunun yol açtığı akıl almaz trafik sıkıntısından da bahsetmeden geçemeyeceğim. Daha anlatacak çok şey var. Şimdilik, yazımı Yunus Emre'nin bir sözüyle noktalamak istiyorum.

"Zehirle pişmiş aşı, kim yemeğe gelir."

Önümüz ramazan? Dilerim bütün aşlar sevgiyle pişer. Bu huzurlu ayın, herkese hayırlı olmasını diliyorum.

Sevgiyle kalın?