Gülşen ve Pınar Eliçe… ELE VERİR TALKINI...

Popüler sanatçıların hemen hemen hepsi yeni yıla sahnede girdi. Belediyelerin konser programlarına tepkilerin çok fazla artmış olması nedeniyle 2025 yılına meydan konserleriyle girmedik.

Ses sanatçıları da belediye konserleri vermek istemeyince soluğu banttan yayınlanan televizyon programlarında ve özel eğlence kulüpleri ile yıldızı bol otellerde verilen yılbaşı balolarında aldılar.

Türkiye’deki oteller ile gece kulüpleri arasında sanatçı kapma yarışı tüm hızıyla sürerken yavru vatan Kuzey Kıbrıs’ın kumarhane destekli otelleri de popüler sanatçıların peşine düşünce bu kez sanatçılar arasında kim en popüler savaşı çıktı.

Yıllardır süren sanatçıların büyük rekabeti, daha çok müzik açısından gelişmeyi beraberinde getireceğine özellikle kadın sanatçıların dekolte savaşlarında öne çıkma savaşına dönmüş durumda. Sahne sanatçıları eskiden kostümlerinde verdikleri dekoltelerle savaşırken artık bu dekolte savaşı bambaşka bir boyuta ulaştı.

Artık giyinme değil, giyinmeme savaşı var.

* * *

pinarelice-gulsen.jpg

Özellikle genç kesimin ilgisini kaybetmek istemeyen kadın sanatçılar, gencinden yaşı büyüklere kadar neredeyse izleyicilerine göstermedik yerleri kalmadı. Mayoyla sahneye çıkan mı ararsın, bikinisinin üzerini transparan bir kumaşla kaplayan mı ararsın, yırtık kotunun üzerinden g-string’inin ipleri görünen mi…

Hepsini gördük, o şarkıcıların hemen her kıvrımını da biliyoruz artık.

Eee, ne olacak bundan sonra?

Seyirciye daha ne gösterecekler?

Kendisine ses sanatçısı diyenlerin artık bu dekolte yarışından vaz geçmesi lazım. Çünkü bu dekolte savaşlarının sonu geldi. Açılmadık, gösterilmedik bir yerleri kalmadı artık.

Kalan yerlerini de göstermesinler artık!

* * *

Bu arada dekolte yarışından bir başka konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.

Evet, Hande Yener’in yılbaşı kostümü fazlasıyla abartılıydı ve “Uzay Yolu” savaşlarından çıkmış bir karakterin yapay zekayla oluşturulmuş bir kıyafeti giymesine benziyordu, doğru.

Evet, Gülşen’in yılbaşı kostümü, üzeri taşlarla süslenmiş bikininin üzerine atılmış fileli pareoyu andırıyordu, doğru.

Birçok dansözün sahneye çıkan bazı sanatçılardan çok daha kapalı giyiyor artık, bu da doğru.

Ancak bu eleştirileri bir televizyon programında yorumculuk yapan bir sahne sanatçısının, üstelik de zamanında benzer bir kostümü sahne şovu sırasında giyen bir sahne sanatçısının yapması “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” atasözünü hatırlatıyor.

Hatta “ele verir talkını kendi yutar salkımı” deyimi, bu sahne sanatçımızın yaptığı yoruma daha da uygun…

* * *

pinarelice-kostum.jpg

İnsanın aklına hemen, programın yorumcularının bu eleştirileri yapmasının nedeni olarak iki yıl önce “konuşmama” yasağı aldıkları mahkeme kararı geliyor.

Şarkıcı Gülşen’in İmam Hatip Liseliler hakkında söyledikleri nedeniyle tutuklanmasının ardından yine aynı programda ölçüyü aşan eleştiriler yapan program sunucuları gazeteci Bilal Özcan, Pınar Eliçe ve Didem Delen’in, eskiye dayalı bu husumeti akıllarından çıkaramadıklarını düşündürüyor bana.

Hatta Pınar Eliçe’nin, benzer kostümü giydiğini unutturacak kadar gözünü kin bürümüş.

Didem Delen ve gazeteci Bilal Özcan’ın da Pınar Eliçe’ye hak vermesi de cabası.

Öte yandan iki yıl önce mahkeme kararıyla iki ay süreyle “konuşamama” cezası almış olan program yorumcularının, benzer hatayı bir kez daha yenilemesi de ayrı bir muamma.

İlkinden ceza almamış olsalar başka düşünürdüm ama aynı hatanın ikinci kez yapılmasının sözlükteki karşılığı çok farklı…

Hoşça kalın.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.