`Gökte Yıldız Yerde Ateş`... AYÇA ÖZTORUN`UN ROMANI, KİTAPSEVERLERLE BULUŞTU !..

`Gökte Yıldız Yerde Ateş`... AYÇA ÖZTORUN`UN ROMANI, KİTAPSEVERLERLE BULUŞTU !..

CHP Adana Milletvekili İsmail Hakkı Öztorun`un kızı Ayça Öztorun`un ilk romanı `Gökte Yıldız Yerde Ateş` adıyla Aratos Yayınları`ndan çıktı.

1980 askeri darbe döneminde Barış Derneği davasından yargılanan ve genç yaşta hayata gözlerini yuman CHP Adana Milletvekili İsmail Hakkı Öztorun'un kızı Ayça Öztorun'un ilk romanı 'Gökte Yıldız Yerde Ateş' adıyla Aratos Yayınları arasından çıktı.

Ayça Öztorun'un 2010 yılında gazeteci-yazar Uğur Pişmanlık ile birlikte yazdığı ve Barış Derneği'nin yayınladığı "Barış ve Aydınlanmaya Adanmış Bir Yaşam: İsmail Hakkı Öztorun" adlı ortak bir kitabı da bulunuyor.

Aratos Yayınları'nın çıkardığı 'Gökte Yıldız Yerde Ateş' adlı romanda Ayça Öztorun, Çukurova'da geçen bir eski zaman hikâyesi anlatıyor.

Arif daha ilk gençlik yıllarını yaşamaktadır. Avşaroğlu Yusuf iki de kız çocuğu yoksul bir köylüdür. Biraz olsun geçimine katkı olur umuduyla oğlu Arif'i Cabbar Ağanın yanına bir yıllığına verir. Aldığı para ile bir yıl da olsa karınları doyacaktır.

Olaylar, ne Arif'in hayal ettiği ne de Avşaroğlu Yusuf'un beklediği gibi olur. Arif, Cabbar Ağanın çiftliğine verildiği andan itibaren ezilmeye başlar. Arif, zulüm gördükçe bilenir, çiftlikte Cabbar Ağanın entrikalarını gördükçe başkaldırmayı öğrenir.

Bir de çiftlikten kız sevmiştir Arif, Sultan'ı. Arif için zor zamanlardır: bir yanda aile hasreti, bir yanda ağanın işçilere zulmü, diğer yandan da sevdası... Gökte yıldızlar yol gösterir, yerdeki ateş aydınlatır Arif'i.

"Gökte Yıldız Yerde Ateş" romanın önsözünde gazeteci-yazar Uğur Pişmanlık, şunları söylüyor: "Çukurova toprakları, Seyhan ve Ceyhan nehirleri ile Berdan Çayı'nın Toros Dağları'ndan kopup gelen bu nehirlerin taşıdığı sularla beslenir. Su, toprak ve emek bir olur, bereketini saçar Çukurova'ya. Dört mevsim bin renktir Çukurova. Tatları, kokuları, dokuları ve insan öyküleri taşır bağrında...

Çukurova dirençlidir, isyankârdır, küfürbazdır. Çukurova, bazen bir meyhanenin kuytusunda atılan yosma bir kahkahadır, bazen pamukta, çeltikte ağa kurşununda ölen yiğide ağıttır. Çukurova, kimi zaman çeker söver, döver. Kimi zaman da bıçak açmaz ağzını susar...

İşte, Orhan Kemal, Yılmaz Güney, Yaşar Kemal, Abidin Dino gibi Türkiye'nin aydınlık değerlerini de yetiştiren, hamurunda yoğuran, şekillendiren bu Çukurova coğrafyası ve onun zenginliğidir. Çukurova'yı tanımak için, okumak, gerek, yaşamak gerek, Çukurova'nın değer kattıklarıyla, Çukurova'ya değer katanların izini sürmek gerek.

Gökte Yıldız Yerde Ateş, Ayça Öztorun'un ilk roman denemesi. Ayça Öztorun bu kitapla, yazarlık iddiasına soyunmuyor. Biliyor ki bu topraklarda yazmak da, ekip biçmek de kolay değil... Öztorun, öncelikle kendi yaşadığı, gözlemlediği insan hikâyesini yazıya dökerek kalıcılaştırma çabasında.

Gökte Yıldız Yerde Ateş romanıyla Ayça Öztorun, acıların ve sevinçlerin harmanlandığı, bazen zalimin zulmünün yoksula galebe çaldığı, bazen insancıllığın, emeğin ve onurun, adanmışlığın zaferini ilan ettiği bu coğrafyada yaşanmışlıkları toplumcu gerçekçi bir yaklaşımla ele alıyor. Süslemeden, yalın bir anlatımla... Çukurova insanını, kendi diliyle konuşturarak, ustalara saygıyla, onları izleyerek, örüyor romanını. Gökyüzünün yıldızlarını yeryüzüne taşıyor ve bir ateş yakıyor insan yüreğinde... Acılarla yoğrulmuş ve deneyimlenmiş bir ateş. İşte insan bu ateşin yalımında aydınlanıyor.

Ayça Öztorun ise, kitabına dair şu görüşleri dile getiriyor: "Sevgili Yaşar Kemal, kanatlanıp bir kuş olsam, keşke sana ulaşsam... Kalem tutan ellerinden öpüp alnıma koysam... Ben Orhan Kemallerin, Yaşar Kemallerin yazdıklarını ninni yaptım yüreğime.

Bereketli topraklarda emekler, mücadeleler, sevdalar, entrikalar hiç bitmez. Çocuk yaşta tanık olursun zulümlere, direnişlere, ağıtlara ve sevdalara. Yaz geceleri serilir yataklar damlara. Diziliriz yan yana... Emmi-dayı çocukları gökyüzündeki yıldızları seyrederek duyduğumuz hikâyelere hayallerimizi de katarak anlatır, dalar giderdik uykulara. Çukurova'yı, Anavarza'yı yazmamak mümkün mü? Sanki bana bağrışır ekin tarlaları, pamuk tarlaları, Anavarza ile Kozan dağı: "Bizi yazmazsan, toprağa dökülen alın terlerini yaz" der gibi ihtişamla dururlar karşımda.

Bu kitap, bütün emekçilerin kitabı, tüm zulmedenlerin cezası olsun. Kitabımın editörlüğünü üstlenerek katkı sunan Zeynep Salmanlı Özalp'e ve yayınlayarak okurlarla buluşmasını sağlayan Aratos dergisi kurucusu ve Yayın Yönetmeni emektar yoldaşım Uğur Pişmanlık'a teşekkür ederim".

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.