Hulûsi TUNCA
HADİ Bİ EL ATIN DA SEDA SAYAN’IN İPİNİ ÇEKELİM!
HaberTürk’te “HaberTürk Sokakta” diye bir program var. İlk kez denk geldim.. Şirin mi şirin muhabir kızımız Biriz Özbakır, Beyazıt’taki Safhalar Çarşısı’nda keyifli bir gezi yapıyor..
Cümle ‘gezi’ ile bitti değiştiriyorum; n’olur n’olmaz.. Kızımız Sahaflar’da elinde mikrofonu tura çıkmış..
Hem kitapçıları tanıtıyor onlardan ilginç bilgiler alıyor. Hem de çarşıyı dolaşan vatandaşlarla konuşuyor. İlk sorusu şöyle:
-Neden buradasınız?..
Hepsinin kendince cevapları var da biri var ki yıllar geçse de unutmam:
-Beyazıt’tan Süleymaniye’ye gidiyordum. Kestirme olsun diye buradan geçiyorum..
Not: Biriz’in nefis bir ses tonu var, Türk Müziği’nin üstadlarından İrfan Özbakır ile bir yakınlığı olabilir mi acaba?
EY DOLANDIRICI BU KADAR MI GERİ ZEKALISIN BE KAAARDİŞİİİM!
Bir cep mesajı geldi: Değerli müşterimiz başvurunuz 36 ay vadeye kadar 25 bin TL tutarla kabul edilmiştir. Başvuru için 0888 299 21 21’i arayınız.
Hemen altında bir mesaj daha:
Selam men Azerbaycan’dan Nigar. Men arkadaş istiyor. Men yalnızam kimsem yoktur. Meni arayabilirsen tanışalım. 0888 299 29 44
Yani hem kredi veren hem kız bulan bu telefon numarasını da ciddiye alıp arayan çıkarsa söyleyecek sözüm yok..
ABLAM OLSA ÇOKTAN EVET DEMİŞTİ;
Motorsiklet bir aşk bir tutku.. İşte İstanbul’dan yola çıkan bir grup motorlu genç Bursa’ya gitti.. Amaçları bir evlenme tekline tanıklık etmekti.. Yolda biri kaza geçirdi.. Ki o kişi damat adayı idi.. Umursamadı, kolunu sardırıp yoluna devam etti.. Ve Bursa..
Kızı buldular. Delikanlı teklifini yaptı.. Türbanlı kızımız da bir eda bir naz. Bir kıvırma, Nuh diyor da evet demiyor.. Oğlan son kez sordu, kız gene hayır dedi.. Etrafları ana baba günü olmuştu.. Olayın en yakın tanığı 10 yaşlarında bir delikanlı şöyle dedi:
-Böyle bir teklif ablama yapılacaktı, ablam çoktan evet demişti..
Kısmet! Oğlan bastı gaza gitti.. Sana kız mı yok oğluuuum!
Dur bi espri yapayım:
-Motorcuuuu ablam bekarken nerdeydin oğluuum?
GÜLSE BİRSEL 1; Bağışla.. Oynadığın dondurma reklamı, yazıların ve dizilerin tadında değil.. Pek yapmacık.. Bırak tadında olmayı, yanından bile geçmiyor.. Elçiye zeval olmaz..
GÜLSE BİRSEL 2; Kanal D sabaha karşı da olsa Yalan Dünya’nın tekrar bölümlerine başladı. Tekrar da olsa süper. Tamam küpünü doldur ama böyle diziler yazmaya da devam et.
RAFET BE! ONU CAMLATIP ÇERÇEVELETİP DUVARINA ASSANA!
Yakından tanımayanlar bilmez, Rafet El Roman aynı zamanda Berlin Filarmoni Akademisi Nefesli Sazlar Bölümü mezunudur.. Bir trombon, bir trompet üfler şaşırır kalırsınız.. Aslında klarneti de çok iyi üflediği söylenir ama belki de kendine güvenemediği için herkesin içinde üflemez.. İşte o Rafet, Posta’da bir röportajda ilginç yanıtlar vermiş;
‘Ten çekmezse ben de onu çekmem.. Bi kadınla bi kere yeter.. Aşık olmam sadece sevişirim.. Boşandıktan sonra 20 kadınla beraber oldum..’
Dönelim yine müziğe.. Buradan da anlaşılıyor ki Rafet, üflemeli sazlarına çok güveniyor.. Bence onları ya evinin duvarına assın ya da Madam Toussaud Türkiye Müzesi’ne bağışlasın ki gören var görmeyen var, hiç olmazsa orada baksınlar..
Not: Berlin Filarmoni yok ki Rafet orada okumuş olsun..
HADİ Bİ EL ATIN DA SEDA SAYAN’IN İPİNİ ÇEKELİM!
İstanbul’un en meşhur en sosyetik mekânlarından Şamdan’ın başına gelenleri duymuşsunuzdur.. İşletmecisi Mehmet Tuna, bazı nedenlerle uzun süre mekanı kapalı tuttu.. Kira borçları birikti. Mal (ev) sahibi Seda Sayan da önce bir protesto çekti. Ardından haciz kararı aldırdı..
Mehmet Tuna’yı geçenlerde kaybettik.. En azından İstanbul’un en zenginlerinin gazetelere verdiklere ‘acı kayıp’ ilanlarından hatırlarsınız..
Tuna; hayata veda etmeden birkaç gün önce Sezen Aksu, ‘Gelsin benim yalıyı Şamdan yapsın istediği gibi çalıştırsın’ diyerek.. Kimine göre yardım elini uzatmış, kimine göre de Seda Sayan’ın boynuna yağlı ilmeği geçirmişti..
Şimdi herkeste bir Seda Sayan düşmanlığı başladı. Tuna’nın vefatından sorumlu tutuluyor.. Ne duruyorsunuz başta siz gazeteler boy boy ilan veren zengin ağabeylerim, ablalarım.. Sağlığında Tuna’ya bir el vermediniz, hadi bi el atın da şu yağlı ilmeği Seda’nın boynuna bi geçiriverelim.. Herkes rahat etsin..
ÇAĞLA ŞIKEL: ‘Duyduğuma göre Eda, henüz çocuk sahibi olmak istemiyormuş.. Ama benim bildiğim Alişan çocuk istiyor, hem de çok çocuk istiyor.. Eda’nın haberi olsun..’
GAVUR EZİYETİNE ‘YILDIRIM’ BASKI BİR SON!
Milletimizde bir Yunan Adaları merakı başladı.. Haklılar! Çünkü bizim Ege ve Akdeniz sahilleri ile aynı sahil.. Ama fiyatlar bizdeki gibi dağ başını duman almış, gümüş dere durmaz akar misali değil.. Makul.. Durum böyle olunca da ver elini Yunan Adaları..
Ama!
Burada İlhan Şeşen amcamın unutulmaz ‘ama’larından birini koymak gerekiyor.. Çünkü kapıda yapılan tam bir pasaport eziyeti.. Hani gavur eziyeti dedikleri cinsten.. Bir de güneşin altında kuyruk.. Geçenlerde Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım da kuyruktaymış..
Dayanamamış!
İlhan Amcamın ‘ama’larından birini koyuvermiş bekleme sırasının tam orta yerine.. ‘Ha …tir lan, siz beni bekletecek adam mısınız’ deyip dönmüş geri gelmiş.. Helal olsun Başkan..
UĞUR ULUDAĞ (Senarist, Yönetmen, Oyuncu): ‘Moda; iyi bir şey olsaydı, zırt pırt değişmezdi..’
DENİZ SEKİ ŞARKILARIYLA ZİRVEDE.. DEĞİLLLL!
En çok okunan magazin eklerimizden biri yazmış: ‘Deniz Seki, kariyerinin ilk single’ı ile zirve keyfi yaşıyor.. ’Şükür Kavuşturana’ müzik listelerine zirveden giriş yaptı..
Yalan!
Listelerin zirvesi şu an Tarkan istilası altında ve kolay kolay da bırakacak gibi değil..
İLHAN İREM’İN 2. SIRADAN DÖNDÜĞÜ YIL!
Bu olay beni yıllar öncesine HEY’e götürdü.. Listelerin 2 numarası İlhan İrem.. Zirve olmasına 1 hafta kalmış.. Bu saatten sonra artık kimse önüne geçemez..
Geçermiş.. Tarkan’ın ‘A-aacayipsin’ albümü bir çıktı. Zirve karıştı. Tarkan 1 numaraya oturuverdi.. Uzun haftalar da kalkmadı.. İlhan İrem’in ilk kez bir albümü 2’den geri döndü.. Kimse de çıkıp bi şey demedi..
Günaydın arkadaşlar; bu da küpeniz olsun..
YILDIZ KÜLTÜR (Seni Kimler Aldı dizisinin Leman’ı): ‘48 yıllık evliydik. Dolu dolu yaşadık. Bir kere olsun birbirimizi kırmadık. Çok iyi bir evlat yetiştirdik. Eşimin yokluğuna hala alışamadım. Ölümden korkmuyorum..’
SERDAR ORTAÇ: ‘Yok arkadaş yanlış duymuşsunuz, Bodrum’da ev baktığım falan yok. Bu saatten sonra dünya malına yatırım yapmam. Niye yapayım. Bir evim var o da yetiyor da artıyor bile karımla bana..’
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.