TARKAN BU; İSTER DİKER.. İSTER..

Arkadaş; Billboard gibi dünya müzik ve plak endüstrisini elinde tutan 100 yılı çoktan gerilerde bırakmış bir dergide, World (dünya) sıralamasında listeye girme başarısını gösteriyorsanız.. Çıldırmakta haklısınız..

Peki ya çekemeyenler?

Susacaksınız.. Seda Sayan’ın esmer manevi kızının dediği gibi kreminizi süreceksiniz..

Başın mı ağrıyor kremini sür../ Ayağın mı kırıldı kremini sür../ Lifin mi koptu kremini sür../ Kolun mu tutuldu kremini sür.. Sür sür sür..

Sonra da; Tarkan’ın karşısında şapknızı çıkartıp, ceketinizin önünü ilikleyeceksiniz.. Hande Yener kızımız diyor ki; ’12 milyonluk reklam kampanyası yapacağına o parayla zeytin ağacı dikseydi..’

‘Tarkan’ı hiç tanımam, avukatı falan değilim..’ demeyeceğim çünkü tanırım.. Medyada onu keşfedip ilk röportajını yapan adamım.. Onun için konuşma hakkım var diye düşünüyorum;

Canım benim mal onun mülk onun.. İster dikeeer! İster zeytin ağacı diker ister ocağınıza incir diker. Onun bileceği bir şey.. Adamın keyfinin kahyası mısınız?

Şu güzel Türkiyem’de herkes kendi işini yapsa.. Ortalık süt limanına dönecek..

Bu arada merak buyurmayınız; Tarkan; şu anda zeytinlikleri inanın sizden daha çok düşünmektedir. Nokta!

GÖKMEN ASİSTİ BİLMİYOO.. GÖKMEN ASİSTİ BİLMİYOO..

Cinayet Mahalli: A Spor

Cinayet Sebebi: Futbol Bilgisi

İşleyen: Gökmen Özdenak (Galatasaray’ın ve Milli Takım’ın unutulmaz golcüsü)

Maktül diyor ki: Sneijder, geçen sezon tam 17 asist yaptı ama..

Gökmen: Allah Allaaaah; n’apalım yani hepsi gol mü olmuş?

Evet; Asist = Gol pası demek Gökmen Ağğğbi! Nokta!

BIYIK AĞDASINDAN SONRA SIRADA NE AĞDASI VAR?

Hıncal Uluç yazıyor: Posta gazetesinde iki resim yan yana.

İrem Derici oturmuş. Kuaför ağda ile bıyıklarını alıyor..

"Yuh artık" dedim, Posta gazetesine.. "Bu resim de basılır mı?."

Ünlü!. Özel hayat.. Haber!.. Tamam da, bir de "İzan" var.. Paparazzinin her çektiği kullanılır mı?.

Sonra altını okudum..

İrem Derici, adını hatırlatmak için herhalde, derisinin tüylerini aldırırken, videosunu çektirip kendi instagramına koymuş.

Yani çeken ve yayan bizzat kendisi..

Yani, bunların takipçi sayısını arttırmak için yapmayacakları şey yok.. O zaman ne oluyor şimdi bu "Özel Hayat" kıyameti..

Bıyık ağdasından daha özel ne var?.

Ben biliyorum.. Siz de biliyorsunuz değil mi?.

Bakalım onu kim ilk instagramına koyacak?.

Bence yakındır!

Sıradaki ağdayı tahmin edebiliyorum.. Hıncal Abim’in yazısına sonuna kadar katılıyorum. Nokta!

ENGELLİ MİNİĞİN BABASI SEVGİLİ ÇILGIN SEDAT;

Sonuna kadar yanındayım arkadaşım.. O; dünya dışı mahlukat, tövbe estağfurullah anası belli, babası yüz elli çarpık surat; elbet bir gün bulunacak, ortaya çıkarılacak ve adalet gereken cezayı mutlaka verecektir. Sen rahat ol.. Evdeki bebeciğini bizler için öp..

SABRİYE; UZAT ALNINI KIZIM!

Survivor ile hayatımıza giren Sabriye’yi zaten severdim, ismi rahmetli anneannem ile aynı olduğu için.. Bir de dobralığından ve vurdumduymazlığından.. tv8’de Yaşamdan Hikayeler’de Lütfiye Pekcan’a anlattı:

‘Babam kamyon şoförüydü, annem evlere temizliğe gider, apartman merdivenlerini yıkar siler, ışık otomatik olduğu için ben de sönmemesi için nöbet tutardım’ dedi.. Sabriye’yi seviyordum bu kez anneciğini, babacığını da çok sevdim.. Helal olsun sizin gibi aileye..

TÜRK ERKEKLERİ.. BANU GELİYOR KAÇIN..

İnsanoğlunun zaafları; daha çok uzun gezilerde ortaya çıkarmış.. İşte bir Hindistan gezisi ve işte bir kadın starımızın ortaya çıkan zaafı: Erkekler!

Meğer Banu Alkan Hanımcığımız ne kadar erkek düşkünüymüş?.. Erkeksiz saniye geçirmeye tahammülü yok Survivor fincanın dibinde kalanlar bölümünde bütün Türkiye birlikte gördük.. Sarkmadığı genç yaşlı Hintli kalmadı.. Hani iki kelime Hintçe öğrenmeyi akıl etse.. Neler yaşayabileceğini tahmin edebiliyorum..

Türkiye’deyken bilsem ‘kitabını yazmaya devam eden’ çoook eski bir gazeteci dostu olarak sık sık arar sorardım Banu Alkan’a:

-Banucuğum yapabileceğim bir şey var mı? diye..

Arkadaş arkadaşın her zaman… Neyiydi lan?

Haa yok öyle değil, ona erkek arkadaş bulmaz.. Onun yerine.. Diz dize oturur, ellerini avuçlarımın arasına alır, gözlerinin içine ben de baygın baygın bakar.. Bedenim heyecanla titrerken;

-Abla yapma.. Yaşlanıyorsun.. Dikkat et kendine derdim..

Son 5 cümleyi okuyana kadar 10 saniye geçti geçmedi.. Aklınızdan kim bilir neler geçti di mi..

‘AÇIM AÇIM AÇIM.. SEKSE AÇIMMM’

Alenen böyle demedi ama bu durumda olduğunu alenen ortaya koydu.. Bu yazının başlığı ‘Kadının Acizliği’ de olabilirdi ama tek bir kadının; Banu Alkan’ın acizliğini, doyumsuzluğunu, erkek düşkünlüğünü, kendini gösterme hastalığını; milyonlarca Türk kadınını mal edemezdim..

İzliyorsanız mutlaka sizin de dikkatinizi çekmiştir;

BA-NU-AL-KAN.. HİN-DİS-TAN-DA.. KU-DUR- DUUUUUUU!

Hem de ne kudurma; önüne gelen 18’lik 48’lik Hintli delikanlıları mıncıklamaya vardırıncaya kadar.. Banu Alkan diyelim ki, bu kara delikanlılarn ülkesinde 150 saat geçirdi.. 145 saati abdestsiz geçmiştir her türlü iddiasına varım..

Memelerinin arasında çıkardığı parayı verdiği satıcıya, ‘Ahhh ah o paraların nereden çıktığını bir bilsen’ diyen (Türkçe tabii ki) Banu’cuk; dua etsin ki adamcağız anlamadı.. Yoksa parayı olduğu gibi geri verir, ellerini de üç gün üç gece dezenfekte ettirirdi..

Banucuk; erkek sıkıntısını gurbet ellerde nasıl çözümledi gerçekten merak ediyorum.. Eğer ki bir çözüm bulamadıysa, Türkiye’ye karayolu ile dönecekse.. Türk Sınır Kapısı’na geldiğinde mutlaka bir dizi aşıdan geçirilmeli.. Sağlık Müdürlükleri kırmızı alarm vermeli.. Yoksa yazık olur İstanbul’un erkeklerine..

Anladığım kadarıyla Banu Alkan döndüğünde KÖR olacak…

Malumunuz; KÖR tuttuğunu..

HİNDİSTAN SAĞLIK BAKANLIĞI BÜLENT HANIMIN FİLE BİNMESİNİ YASAKLAMIŞ!

Bülent Hanım, Dünya Güzelleri gezisinin Hindistan ayağında ‘fil’e binmeye karar verdi..

Bindi.. İndikten sonra da esprisini patlattı:

-Ayol filin ayaklarına bi şey olmuş mudur?.. Batmış mıdır birkaç metre toprağa..

Bu arada fill; sadece Burcu Esmersoy’un elindeki muzları alıp yutunca Bülent Hanım taşı gediğine koydu:

-Ayol fil bile maldan anlıyor…

MALİ; FİLİ NASIL GÜLDÜRDÜ NASIL AĞLATTI?

Hadi buralara yaz günü kar yağmadan canım; sizeri gerçekten güldürecek bir Mehmet Ali Erbil uyarlaması..

Şehre taa Rusya’dan gelen bir sirk zarar üstüne zarar etmektedir.. Çareler aranır ve şöyle bir yol bulunur:

Bir fil şehre çıkartılarak halka çağrı yapılır:

Sirke gelip bu fili güldürene 10 bin Dolar..

Şehrin bütün erkekleri gider ama fili güldürmeyi başaramaz..

Sonunda bizim Mehmet Ali; gelir.. Filin kulağına bir şeyler söyler.. Fil kahkahalarla gülmeye başlar..

Sırrını açıklamaz, 10 bin dolarını alır gider..

Ertesi gün fil tekrar şehre çıkartılır, yeni bir çağrı yapılır:

Bu fili ağlatana 20 bin Dolar..

Gene bütün şehir gelir, uğraşır didinir ama başaramaz.. Kampanya kapanacaktır ki, Mali çıkar gelir..

Filin kulağına bir şeyler söyler.. İki dakika geçer.. Fil hüngür hüngür ağlamaya başlar..

Sirkin sahibi ‘Tamam’ der ’20 bin dolarını alacaksın ama nolur şu işin sırrını bize açıkla’..

O da açıklar:

-İlk defasında kulağına eğilip dedim ki ‘Benim hortumum seninkinden büyük’.. Başladı kahkahalar atmaya..

-İkincisinde?..

-İkincisinde gösterdim.. Başladı ağlamaya…

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.