Hakkı Yalçın... KÖŞE YAZISIYLA SPOR DÜNYASINI ALLAK BULLAK ETTİ!...
Fotomaç ve Takvim gazetesi yazarı Hakkı Yalçın, "Galatasaray Fethullah denen şeytanın yuvası olmuş, Fethullah çetesinin gücünü arkasına almış" iddiasında bulundu. Yalçın'ın bu iddiası üzerine sosyal medyada adeta bir savaş başladı...
Fenerbahçe'yi "Cumhuriyet'in kalesi" olarak tanımlayan Hakkı Yalçın, "Galatasaray'ın "şaibeli şampiyonluklar kazandığını" öne sürdü.
Hakkı Yalçın'ın bu iddiasısosyal medyada bomba gibi patlarken, çok kısa bir sürede TT (Trend Topic) listesine de girmeyi başardı...
Yalçın'ın Fotomaç'ta "Fenerbahçe'yi niye seviyorum?" başlığıyla yayımlanan (9 Ağustos 2016) yazısı şöyle:
İki kulüp düşünün.
Biri Fethullah denen şeytanın yuvası olmuş.
Sisteme uygun hainler yetiştirmiş, futbolun köşelerine yerleştirmiş.
Aynı kaptan yemişler, aynı tasmalara uzatmışlar boyunlarını.
O ihanetin merkez üssünden çıkan futbolculara özel muamele yapılmış.
Futbolu bıraktıklarında bir emirle istedikleri takıma antrenör olmuşlar.
Namuslu teknik adamlar köşelerde bekletilirken, onlara bir sezonda iki kulübün teknik direktörlüğünü bahşedecek kadar cömert davranmış bu soysuz düzen.
***
İki kulüp düşünün.
Diğeri Cumhuriyet'in kalesi olmuş.
Topluma aydınlık mesajlar vermiş.
Onurlu mücadele vermiş, futbolun içine çöreklenen kansızlara karşı.
Futbolun siyasetine yüz vermemiş, kaybetmek pahasına.
Haramın gördüğü itibara karşı, yürekli taraftarları "Kazandığında sevmiyorum seni" diye haykırmış.
"Kaybettiğinde sevdiğim kadar!" Fetö'nün haramileri, futbolun çeteleri tarafından etrafı sarılmış.
Soysuzluklara karşı öylesine yalnız bırakılmış ki.
Kendi direniş cumhuriyetini kurmuş.
***
İki kulüp düşünün.
Biri Fethullah çetesinin gücünü arkasına almış.
Şaibeli şampiyonluklar kazanmış.
Hakemler onlara el vermiş, rakip takımlardaki Fethullahçı teknik adamlar yol vermiş.
Sırtını Fetö'ye dayamanın karşılığını fazlasıyla almış.
Kendilerini futbolun asaletinden uzak tutmaktan hiç utanmamış!
***
İki kulüp düşünün.
Diğeri son saniye saldırılarında kahpelikle ellerinden şampiyonluklar alınmış.
Sahada kazandıklarını masalarda kaybetmiş. Zerre kadar ödün vermemiş asaletinden.
Akbabalarla, sırtlanlarla mücadele etmekten yılmamış.
"Zapt edilmiş bütün kaleleri geri alacağız er niyetine!" diye haykırmış.
Gururla okşarken boynundaki ipi.
***
İki kulüp düşünün.
Biri her biçimde soysuz sistem ve hakemler tarafından kollanmış.
Diğerinin adı haksız yere şike kumpasına yem edilmiş.
Pensilvanya tasmalı savcıların emriyle, haklarında yalan fermanlar çıkarılmış.
Şike kumpasıyla hapse atılan başkanı, "Ne şikesi, ülke elden gidiyor" diye bas bas bağırmış.
Takımı sadece Türkiye'de değil Avrupa'da bile cezalandırılmış.
Fethullah denen hainin rakip kulüp içindeki kansızları, yalan bilgilerle UEFA'ya muhbirlik yapmış.
Yaptığı soysuzluğun bedeli dolar hesabına geçirilmiş.
UEFA'nın içindeki rüşvetçi Fransız ve arkasındaki itleri de Pensilvanya patentli hizmetin bedelini Fenerbahçe'ye ödetmişler.
O cumhuriyet kendi direnişini ve onurunu savunmuş. Soysuz hainliğe karşı her biri tek kişilik ordu olmuş.
Şimdi "Demedik mi" tişörtlerini taşıyorlar gururla!
Vatan hainlerini ve kulüplerin içindeki uzantılarını işaret ederken.
***
Tarih şampiyonluklarla yazılmaz.
Duruşla yazılır.
"Sarının yanına laciverdi koyarsanız efsane olur" Onun yanına vatan ve millet sevgisiyle verdiği onurlu mücadeleyi de koyarsanız.
O kulübün asaletini koyacak yer bulamazsınız.
***
Fenerbahçe'yi niye bu kadar çok sevdiğimi anlatmama gerek var mı?
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.