Hulûsi TUNCA
Hulusi Paşa yazıyor: SEVİNİRİZ, ÜZÜLÜRÜZ İÇERİZ! N’OLACAK BİZİM HALİMİZ?
Erkan Petekkaya.. 1970 Elazığ doğumlu aktör.. 40 yaşında.. Ankara Devlet Konservatuvarı mezunu..
1994’te kamera şakaları ile başladığı televizyon yolculuğuna dizi oyuncusu olarak devam eden.. Önce ‘Serseri’ ve ’Köpek’ dizileriyle ile kendini ülkeye tanıtan, en büyük çıkışını ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’ dizisindeki Ali Kaptan rolü ile yapan, şu sıralar ‘Paramparça’ dizisi ile zirveye çıkan aktör..
Geçtiğimiz hafta Posta gazetesinin Pazar ekine verdiği röportajındaki ‘Nurgül’ün gidişinin ardındaki gerçeği söylersem yer yerinden oynar’ açıklaması ile büyük tepki alan.. Bu röportajında alkol konusuna da yer veren Erkan Petekkaya. Bir zamanlar alkole olan düşkünlüğünü açık açık dile getiren aktör bakın ne demiş:
ERKAN PETEKKAYA: Zamanında benim de içki sorunum oldu. Tedavi gördüm kurtuldum. Neden? Toplumda benim gibi olanlar değişsin diye. Şimdi sadece neşeli olduğum zamanlarda içiyorum. Dertliyken elime biramı bile almam. Neşeden, keyiften içerim. Normal bir insanın içtiği kadar içerim. Alkolik değilim. Alkolik olabilirim korkusuyla alkolü bıraktım. Aralıksız dizi çekiyorum. İçkili olsam kim iş verir bana. Bu ülkede binlerce meyhane var, bir tek içen ben miyim?
HULUSİ PAŞA: Haklısınız Erkan Bey, o söyleşide size bir tek Nurgül Yeşilçay ile yaptığınız açıklamayı yakıştıramamıştım.. Tam yazacaktım ki, baktım hemen bütün köşe yazarları yazmış.. Ben Hıncal Abi’nin (Uluç) özetle ne yazdığını ileteyim size: ‘Söylemezsen ve yeri göğü inletmezsen şerefsizsin arkadaş..’ Şimdi gelelim; Türk Pop’unun unutulmaz yorumcusu, alkole olan düşkünlüğü ile bilinen rahmetli Tanju Okan’ın konuyla ilgili söylediklerine:
TANJU OKAN (1972’de ‘Öyle Sarhoş Olsam ki’ adlı plağını yaptığında, Hey’den Cengiz Tünay’a verdiği bir röportajında kullandığı şu cümlesi ile uzun süre konuşulmuştu):
Arkadaş; seviniriz içeriz, üzülürüz içeriz.. N’olacak bizim bu halimiz..
HULUSİ PAŞA: Şu an sevinçli miyim, üzüntülü mü bilemiyorum.. Asker; akşama daha kaç saat var?..
ASKER: Kıvranma Paşam, vakti kerahate daha var..
HULUSİ PAŞA: magazinkolik.com okurlarına açıklama yapayım: Asker; argoda ‘içki zamanına daha var’ demek istiyor.. Vakti keraat güneşin batışından yarım saat kadar sonraki zamana tekabül eder ve o saatlerde namaz kılınmaz.. Ama..
VE POLAT’IN HAFIZASI YERİNE GELİR
-Dizilerden ne haber Paşam?
-Polat Alemdar gene yırttı (başka ne olacaktı ki).. Aldığı kurşun yarasıyla iki haftadır ‘leyla’ gibi dolaşan Polat Alemdar nihayet kendine geldi, hastane odasında getirilen yakınlarını tanımaya başladı:
-Kızım..
-Babaaammm!
-Safiye..
-Ağbiiiiiii..
-Cahit…
-Emret ağbiii..
-Bu adam kim Cahit?
-Beni tanımadınız mı Polat Bey.. Hüsnü; Hüsnü..
-Yoksa şu Deli Hüsnü dedikleri sen misin?... Gel buraya geeeelll…
-Yaşasın Polat Bey iyileştiiii…
Ve Polat Alemdar; ‘Kurtlar Vadisi’nin 13. sezonunda uğradığı on yüz milyon bininci suikastten de kurtulur ve maceraya bıraktığı yerden devam eder..
‘ABBAS’ KURTLAR VADİSİ’NDE..
-Polat bi de şiir mi ne okumuş o bölümde Paşam..
-Polat Alemdar, Cahit’in adamı Abbas ile tanışınca ağzından Cahit Sıtkı Tarancı’nın unutulmaz ‘Abbas’ şiirinin dizeleri döküldü..
Ama sadece ilk iki ve sondan ikinci satırı ile.. İşte sizlere Ahmet Kaya’dan şarkısını da dinlediğimiz Abbas’ın tamamı:
‘Haydi Abbas, vakit tamam/ Akşam diyordun işte oldu akşam/ Kur bakalım çilingir soframızı/ Dinsin artık bu kalb ağrısı/ Şu ağacın gölgesinde olsun/ Tam kenarında havuzun/ Aya haber sal çıksın bu gece/ Görünsün şöyle gönlümce/ Bas kırbacı sihirli seccadeye/ Göster hükmettiğini mesafeye/ Ve zamana/ Katıp tozu dumana/ Var git,
Böyle ferman etti Cahit/ Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan/ Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan..’
Ve dizinin Abbas’ı hala Beşiktaş’ta Cahit’in sevgilisini aramaktadır o sırada.. Vallahi!
(Fincan Motosiklet’in sunduğu Kurtlar Vadisi reklamlardan sonra devam edecek.. Yaşasın; reklam aldım.. Ücreti rica ediim?.. Siz, bizi arayacak mısınız?.. Ulen gene atlatacaksınız di mi.. Heh hee ben de adınızı yanlış yazmıştım zaten..)
NEVRUZ KOVULDU (MU) ACABA?
8 Mart’ta bu köşede Esra Erol’a şöyle seslenmiştim: ‘Esra’nım; sizi kaliteli, tutarlı davranışlara sahip, nitelikli bir sunucu olarak biliyoruz.. Programınızda adaylar arasındaki Nevruz adlı bir kadının Türk halkı ile dalga geçmesine artık izin vermeyin lütfen…’
Ve Esra’nım uyarılarımıza cevap verdi..
‘Esra Erol; Nevruz’u kapının önüne koydu’ diye okudum bir internet sitesinde.. O sırada döndüm televizyona bi baktım; ‘o kadın’ gene ekranda.. Üstelik aynı kafayla! Seyirciyi ve taliplerini çıldırtmaya devam ediyor.. Madem ki Esra’nım susuyor;
Ben de Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş tribünlerinin hatalı kart gösteren hakeme yüklendikleri gibi seslenmek istiyorum; ‘yuuuuuhhhh…’
TAKAN TAKANA ARKADAŞ..
-Yahu asker; bizim milletimiz de ne meraklıymış takmaya..
-Kim kime takmış Paşam?
-Dinle bak şu muhabbeti!
HAKAN AKKAYA (Modanın Dahi Çocuğu/ İşte Benim Stilim TV8): Kaardişim sen başkasanı ait bi şeyi nasıl ondan habersiz takarsın kııı.. Buna ne hakkın var kııı...
-KIZ: Ama sordum da taktım Hakan Ağğbi, yoksa habersiz takar mıyım?.. Kıııız doğru söyle takmadan önce sana sormadım mı.. Sen de ‘takarsın’ demedin mi?..
-ÖBÜR KIZ: Tamam söööledin ama ben yarım ağızla ‘takarsın’ demiştim.. Ne biiiliim ciddi ciddi takacağını..
KIZ: Bi kere senin için değerli bi şey olsa tak demezdin.. Yarım ağızmış, cak cuk ağzlı n’ooolcek..
NURELLA: Terbiyenizi takının.. Bak şimdi Müslüm Gürses şarkısıyla oynarım haa! (vallahi de billahi de Müslüm Baba’nın en duygusal şarkılarından biri eşliğinde oynadı) Burasını kuaför salonuna çevirdinizl aaaa bayılırım bak! (bayılmadı)
HULUSİ PAŞA: Valla ben de senin maaşına bayılırım; şu ücretini 200 bin’den 400 bin’e (haftalık mı aylık mı yıllık mı bilemedim) çıkarmanın formünü bana da bi versen..
-NURELLA (hayali elbette): Aaa sana niye vereyim kart kokoz.. Genç birine veririm hiç olmazsa bu yaşta çil çil paraları bir arada görür.. Sır kaaardiiişim sırrr!
-Asker git benim şu emekli maaşını çek de akşama bi mangal yapalım!
-Emredersin Paşam..
ESKİDEN BU CÜMLELERİ BİLMEZDİK
Sen kimsin be?.. Sen benim kim olduğumu biliyor musun?.. Sesini yükseltme.. Asıl sen yükseltme.. Elini kolunu bana karşı hareket ettirme.. Ettirirsem n’olcakmış.. Aynaya bak aynaya.. Bağaaarma.. Ben bağaaarmıyorum.. Yüzüme bak da konuş.. Bakılacak yüz mü var sende.. Lafımı kesme.. Kesersem n’oolur?
Sevgili okur; biz bu lafları bilmezdik.. Çok şükür özellikle evlendirme programları sayesinde ezberledik..
Sağ olun dizi yapımcıları, yönetmenleri, senaristleri, oyuncuları..
Sen de sağ ol RTÜK bunlara izin verdiğin için..
-Askerrr!
-Emret Paşam..
-Baağaaarma asker.. Şaka lan şaka..
ALLAHTAN BURASI TÜRKİYE DEĞİL KAKABOKYA..
Bir Güney Afrika ülkesi olan Kakabokya’da;
-İntihar etmek için köprünün korkuluklarına tırmanan bir adama köprüden geçen bir otomobildeki iki zenci kadın ‘Atlasana or… ço…’ diye diye bağırınca adam kendini boşluğa bıraktı. İki kadının Kakabokya yasalarına göre kazığa oturtulması bekleniyor..
-Pazar yerinde dükkanının kapısındaki bisiklete dokundu evet evet sadece dokundu diye 5 yaşındaki çocuğu kaldırıp kaldırıp yere vuran adam, diğer esnaftan fena dayak yedi.. Soysuzun; Kakabokya yasalarına göre 5 Sumo güreşçisi tarafından kaldırıp kaldırıp yere vurularak infaz edilmesi bekleniyor..
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.