Mustafa Çevik... AŞKA SIĞINAN AŞIK; AŞIK MIDIR, AŞK MIDIR?
Türk Edebiyatı`nın yeni nesil güçlü kalemlerinden Mustafa Çevik`in son kitabı `Aşka Sığınmak`, hızlı yükselişi ile yine tüm dikkatleri üzerine çekti...
Türk Edebiyatı'nın yeni nesil güçlü kalemlerinden Mustafa Çevik'in son kitabı 'Aşka Sığınmak', piyasaya çıkalı çok yeni olmasına rağmen hızlı yükselişi ile yine tüm dikkatleri üzerine çekiyor.
Geçtiğimiz yıllarda birçok dizi ve filmde senaristlik yapan Çevik, roman tarzında kaleme aldığı 'Hükümdar? ve 'Zamanın Oğlu? kitapları ile adından sıkça bahsettirdi. Yazar, üçüncü kitabı 'AŞKA SIĞINMAK?la da haklı başarıyı bir kez daha gözler önüne seriyor.
İçerik olarak diğer kitaplarından farklı olarak, Türkiye'de son yıllarda yaygın olan cemaat kültürü içindeki bireyi, bu bireyin nasıl yoksun ve yoksul kalabileceğini anlatıyor. Kitap, Çevik'in betimlemedeki zengin dilinin tüm inceliklerini taşırken dinamik bir kurgu ile de aşkı hayatın merkezine yerleştiriyor.
Mustafa Çevik, bireyin günümüzde aşk, dostluk, inanç ve yaşanmışlıklarda ait olma isteğinin nasıl buhranlı süreçlere döndüğünün resmini çiziyor kitabında ve sınırlar ötesinde sınırsız bir kent olan Kiev'i de mekân olarak seçiyor.
Cemaat adına öğretmenlik için gittiği kentte ilk defa aşkla tanışan Arif, erken yaşta kadınlığının inceliklerini keşfetmiş ama kendisi için kutsal aşkı bekleyen Lina, zengin aile geçmişinden etkilenip cebine aldığı tüm hikâyelerle kendi hikâyesinin peşine düşüp aşkla kalakalan Karla ve aşkın kedere dönük yüzüne ısrarla direnen Ulvi, romanın başkarakterleri. Roman bu 4 ayrı karakter ve aşk üzerinden okuyucuyu kendi içine dönmesi için bir yolculuğa davet ediyor.
'?Aşk geçmişte kalamıyordu. Sarhoş olmaya yemin etmiş bedenini sakinleştirmek için kadehler arka arkaya boşalıyordu. Her kadehte içinden söküp atamadığı hak etmemişlikle boğuşuyordu. Mumların oynak gölgelerinde canlanan bulanık hayaller, eskimeyen sevgili Amelea?nın rüzgârla savrulan sarı saçlarıymışçasına yüzüne düşüyordu. Anılarını şarapla yıkadıkça, bulanıklık gidiyor, mazi dudaklarına değen her kadehte içine zehir gibi akıyordu.
Ruhunun en derin dehlizlerinde, aşkın kedere dönük yüzü vardı. Geceyi rengiyle yaşayan yalnızlık damla damla varlığını çevreliyordu. Hezeyanlar bedeninin emanetçisiydi. Dışarıya çıktığında yokuş yukarıya çıkan bir ihtiyardı sanki. Gece, kaldırımlar ve esen rüzgârın az da olsa titrettiği, tek tük insanların arasında yolunu arayan serseriler gibiydi. Sokaklar ıssızdı ve yağmur yağıyordu...??
Her satırında aşkı ve aşığı anlatan Çevik?in, yurtiçi ve yurtdışında düzenlenen imza günleri tüm hızıyla devam ediyor. Böylelikle ?aşkı tanımak? isteyenlerle buluşmanın ve siz değerli basın mensuplarına Aşka Sığınmak kitabını sunmanın heyecanını yaşıyor.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.