Prof. Dr. Ahmet Ercan... "BİR YAŞAMA İKİ DEPREM SIĞMAZ"... BU KİTABI OKUYAN DEPREMDEN ÖLMEYECEK!
Ünlü deprem uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, uzun yıllardır yürüttüğü çalışmalarının ardından olası Marmara depremiyle ilgili gündem yaratacak bir kitaba imza attı...
Ünlü deprem uzmanı İTÜ Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan, uzun yıllardır yürüttüğü çalışmalarınardından olası Marmara depremiyle ilgili gündem yaratacak kitabı raflarda yerini aldı.
"Bir Yaşama İki Deprem Sığmaz" adlı bu kitap Parafiks Yayınevi tarafından yayınlandı. Kitap, 1999 yılında Kocaeli Gölcük'te yaşanan depremin, İstanbul, Yalova, Kocaeli, Adapazarı, Düzce, Bolu ve Türkiye genelindeki etkilerini ve sonuçları konu alıyor.
Prof. Dr. Ahmet Ercan'ın merkezinde yer aldığı bir aile öyküsüyle birlikte Türkiye'de sürekli gözardı edilen deprem gerçeğinin anlatıldığı kitap, kamuoyunda uzun süredir tartışılan deprem konusunu farklı bir bakış açısıyla ele alıyor.
Uzmanlar Kitabı Şöyle Yorumluyor...
"17 Ağustos 1999 Depremi'nden sonra çeşitli kurumlar tarafından pek çok bilimsel çalışma yapıldı. Ahmet Ercan Hoca, kitabında bu tür birçok çalışmayı da bir uzman olarak yorumluyor ve analiz ediyor. Bu bölümler, depremlerin dinamikleri konularında kendini geliştirmek isteyen okuyuculara çok şey katacaktır."
Ali Nasuh Mahruki (AKUT Yönetim Kurulu Başkanı)
"Zihnin kendine yönelebildiği, belleğimizde uyuyan acıyı uyandırarak geleceğe korkuyla değil, bilinçle bakmamış gerektiğini ısrarla vurgulayan, bilimsel gerçeklerle güçlendirilmiş bir öykü."
Işıl Kaçar Kuyucuklu (Felsefeci-Psikolog)
"Bu kitap büyük bir çığlık, yalnızlığın çığlığı. Aç, açıkta kalmış duyguların çığlığı."
Asiye Çetin (Mimar)
"Son derece ilginç, yaşanmış öykülerle donatılmış, ders çıkarılacak bir deprem öyküsü."
Behiç Ak (Mimar)
"Türkçe'nin bir bilim dili olarak kullanılabileceğini gösteren örnek bir kitap."
Orhan Tümen (Dil Bilimci)
"Deprem öncesi yapılan işleri, duygularla örüp öyküleştiren Ahmet Ercan bu eseri ile daha iyi anlaşılıyor."
Savunman Songül Polat
Prof. Dr. Ahmet Ercan; kitabı ile ilgili düşüncelerini ve neden bu kitabı ele aldığını kitap severle şu şekilde paylaşıyor:
"Gerçekten de bir kişi yaşadığı dönem içinde ikiside çok yıkıcı olan deprem görmez. Türkiye çok büyük kıyımlı depremler görmesine karşın deprem üzerine yazılmış betikler (kitaplar), çekilmiş çekiler (filmler), oynanmış oyunlar oldukça azdır. Bu betik aramızda 17 500 kişiyi alıp götüren, ülkemize çıkışı 25 milyar dolar olan 1999 Gölcük ile Düzce depremlerinin belgesel bir anlatısıdır.
Orta düzey bir evgilin(ailenin) deprem öncesi ile sonrası başından geçenler üzerine öykü yapılandırılmıştır. Yalnız doğanın depreminden değil, Türkiyemizin yaşmış olduğu toplumsal sarsınları, toplumun yazgısıyla başbaşa kalmasının da bir haykırışıdır. Bu kıranlardan yüreği yanan bir ananın acının göklere ulaşması, her durumda ayakta kalmanın yılmazlığını anlatan bir betiktir(kitaptır).
Bu betik(kitap) 40 yıllık, deprem, toplumla ilişkiler deneyimlerimi, bunlar ilişkin anılarımı da içine alır. Burada yalnızca doğa depremlerini değil toplumsal depremleri de değinmemin nedeni; deprem ölümlerinin gerçek nedeninin; ülke ile toplumun akçal, sıvakasal, tüzesel(ekonomi, siyasi ile hukuki) çarpıklığın bir sonucu olduğunu göstermektir.
Bu konuları üç betikte topladım; biri 'Bir Yaşama İki Deprem Sığmaz- Bu betiği okuyan depremde ölmez', öbürü "Ne olur Deprem olması-Ben İstanbul Depremini Görmem", sonuncusu ise 'Depremci'. Bu betik Gölcük depremi gerçekleri ile başlayıp, depremi yaşayan evgilin (aile) gelecek depremin tam da kucağı olan İstanbul'a taşınmasıyla bitiyor.
İkinci betik(kitap) "Ne olur deprem olması-Ben İstanbul Depremini Görmem" beklenen İstanbul depreminin oluşunu bilim-kurgu olarak anlatıyor. Üçüncü betik olan 'Depremci', açıkçası benim depremci olarak doğuşum ile depreme yapışan yaşamımın süre giden anılarını, Osmanlı?nın çöküşünden Cumhuriyet?in bugününe değin aşamalarını, dönüşül eylemlerini içinde topluyor.
'Bir Yaşama İki Deprem Sığmaz' betiğinde Gölcük depremini anlatan ilk bölüm gerçek, yaşanmış öyküler toplamıdır. Bu betik (kitap), gerçek olaylar, öngörüler, belgeler, anılar karışımı olan bir üründür. Öykü, her iki depremi yaşayan orta gelir düzeyi altında bir evgil ile onların benimle olan ilişkileri üzerine kuruludur. Okur, yaşantıları izlerken deprem üzerine birçok bilgiyi de sindirerek, sıkılmadan özümleyerek öğrenecektir.
Olaylarda ki kişiler; çoğu gerçek adları ile sakıncalı olabilecekler ise onların kişiliklerine dokunca vermemek için takma adlarla belirtilmiştir. Kişi adları olarak çevremde tanıdıklarımın adlarını yaşatmak için onları, ayrıca tanıtmak için gerçek Türkçe adları kullandım.
Türkçecilerin sözlüklerinden derlenmiştir. Yeni sözcükler sunulmadan, kullanılmadan dilimize oturamaz. O nedenle bu yazga (kitap) aracılığıyla yabancı kökenli sözcüklerin karşılıkları verilmiştir. Böylece okurlara, kullanımda olan yaklaşık 1200 tane yabancı kökenli sözcüğün Türkçe karşılıklarını da tanıtmış, vermiş oluyorum. Umarım onları seversiniz.
Türkçe konusunda Türkçe Dilbilimci Sayın Orhan Tümen yardımcı olmuştur. Kendileri, içten katkıları için sağ olsunlar."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.