Ayşe Arman Dormen... İLK CİNSEL DENEYİMİNİ ANLATTI !.
Yaz aylarından olsa gerek, Ayşe Arman'ın cinselliğe dayalı yazıları giderek ağırlık kazanmaya başladı yine. Arman bugün ilk cinsel deneyimini paylaşmış okurlarıyla.
Yaz aylarından olsa gerek, Hürriyet yazarı Ayşe Arman'ın cinselliğe dayalı yazıları son günlerde giderek ağırlık kazanmaya başladı yine. Arman bugün ilk cinsel deneyimini paylaşmış okurlarıyla. Ama söylemek gerekiyor ki yazı ünlü bir yazarın değil de sıradan bir genç kızın ilk cinsel deneyimini anlatıyor. Kaygısı, korkusu, heyecanı ile ilginç bir 'ilk gece' resmi çiziyor.
İşte Arman'ın 'ilk gece' deneyimi:
Allah'ım âşık olduğum adamla sevişmeden ölmeyeyim lütfen!
Her Türk genci gibi...
Ben de seksi merak ettim...
Özellikle de cinsel birleşmeyi...
Tabii bu yaşa gelince, seksin, cinsel birleşmeden ibaret olmadığını anlıyor insan ama çok gençken bilmiyor...
Her şey "o"dur zannediyor...
"O"ndan ibaret...
Ve "onun" etrafında, efsaneler yaratıyor...
Ben biraz tuhaf bir kız çocuğuydum.
"Allah'ım âşık olduğum adamla sevişmeden ölmeyeyim lütfen!" diye dua ederdim.
Bu kadar özlemle, merakla beklediğim bir şeydi cinsel birleşme.
Kafamda bir sürü soru vardı:
Ne hisseder insan?
Ne kadar zevk alır?
Peki canı ne kadar yanar?
Ne kadar korkutucudur?
Eğlenceli olabilir mi acaba?
Haz alan da var, nasıl oluyor?
Ne kadar zamandan sonra haz alınıyor?
Bir kere yapınca insan hep istiyor mu?
İyi kızlar ister mi?
İstememek mi gerekir?
İyi de ben bu konuda çok az şey biliyorum, acaba küçük düşer miyim?
Tecrübeliymişim gibi mi davranmam lazım?
Sorular, sorular, sorulaaar...
Bir sürü cevabını bilmediğimiz soru...
Seks dediğimiz işte bu...
ANNENE BİLE SORAMAZSIN
İnsan, bu soruları, ne kadar yakın olursa olsun, annesine de soramıyor.
Arkadaşlar arasında konuşuluyor ama onlar da bir şey bilmiyor.
Kimsenin deneyimi yok, her şey kulaktan dolma, en fazla dizleri titreyerek yazlıkta biriyle yıldızların altında öpüşmüşler...
Arada, "Bilmem kim ileri gidiyormuş" filan deniyor, dedikodular dönüyor ya da birileri mahallenin 'yollu'su ilan ediliyor ama doğru mu, yakıştırma mı, gerçekten fiilen sevişiyor mu bilen yok...
Onlar da çıkıp "Evet ileri gittim" demiyor...
Yani hiçbirimizin birimizden farkı yok.
Hepimiz o meşum günü bekliyoruz.
Kimimiz çaktırarak, kimimiz çaktırmadan...
Size bir şey itiraf edeyim mi?
Bu işte, muazzam güzel olan bir şey var.
Ben seksin, bu en sevdiğim yanını çok gençken keşfettim.
Bu macerada yalnız başınasın...
Teksin...
Hep öylesin...
Başında da, ortasında da, sonunda da...
Cinsel konularda, cinsel performansta, sana akıl fikir veren olabilir...
De...
Neye yarar?
Senin yerine yatağa girecek hali yok ki...
Sen orada en çıplak halinlesin.
Bir yanıyla ürkütücü gelirken bir yanıyla da hep keyif verdi...
Yalan dolan yok yatakta, bunu bildim.
ÖLÜRDÜ İNSAN ZEVKTEN
Zaten öyle duygularla âşık oldum ilk sevgilime...
Yalansız, dolansız, hesapsız, kitapsız...
Yüzüne bakınca bile heyecanlanıyordum...
Kermeslerde filan dans etmek, öldürücüydü... Tren geçecek kadar boşluk olsa da onun bedenine yakın olmak, nefes kesiciydi...
El ele tutuşmak diye bir şey vardı o zamanlar, ölürdü insan zevkten.
İşte yavaş yavaş bunlar sizi, ilk öpüşmeye getiriyor.
DUDAKLARIMIZ BİRLEŞTİ
Bir apartmanın balkonunun altına yerleştik.
Komiktik.
Birbirimize baktık, gözlerimizi kapattık, "Hadi" dedik...
Dudaklarımız birleşti.
Ben kör oldum zannettim, o da heyecandan kafasını taşa çarptı...
Yaralı bereli bir ilk öpüşme macerası yaşadık.
Ama yine de eve dönerken boyum uzamış gibiydi...
Bir film kahramanı gibi görüyordum kendimi, adımlarımda başka türlü bir güven vardı...
İlk şaşkınlığı attıktan sonra, bu işin aslında zevkli bir şey olduğunu anlayınca, sanki yeryüzünde başka bir faaliyet yokmuş gibi geliyor insana.
Öpüştükçe öpüşesin geliyor...
Aynen dövme yaptırmak gibi.
Haaa ama işte bir gün geliyor, insan daha fazlasını istiyor...
Ve bir başka durağın da var olduğunu bildiğin için, kendine güven noktasında vites yükselttiğin için, "Devam!" diyorsun, "Hedef, bir sonraki durak..."
SERBEST KIZ OLMAK
İnsanların ilk aşkları kaç yıl sürüyor bilmiyorum.
Benimki 7 yıl sürdü.
Bu sürenin tam ortasında, tam da onun doğum gününde sevişmeye karar verdik.
Bir yaz günüydü, temmuzun 15'iydi, kararlıydım yaşayacaklarımızı sadece ona değil, kendime de hediye edecektim.
Bizim evdeydik, evde kimse yoktu, Sezen Aksu çalıyordu, kendimi güvende hissediyordum.
Her şey o kadar şefkatliydi, bütün korkularım boşa çıktı...
Ne canım yandı ne de başka bir şey...
Aslında komik bir durumdu, onun için de ilkti, soran gözlerle birbirimize baktık...
Oldu mu yani?
Bu mudur?
Ne kan vardı ne de başka bir şey...
Biz iki kuş, bu işi beceremedik zannettik...
Fakat itiraf ediyorum biraz mahcup da oldum.
O yıllarda bir laf vardı: Serbest kız... Hakaretti, beni öyle zannediyor olabilir mi diye çekindim, çünkü ortada kanıt yoktu...
Bu nasıl bir memlekettir ki, hangi önyargılarla büyütülmüşsek, sevdiğim adamla sevişiyorsun ama kan gelmedi diye suçluluk duyuyorsun...
İnsana sevişirken bile suçlu hissettirmeyi başarıyorlar.
"Başka biriyle birlikte olduğumu filan düşünmüyorsun değil mi?" dedim.
"Yok canım ne münasebet" dedi ama sesindeki titreşimlerden hoşlanmadım, şüphelenmiş miydi neydi...
ELASTİK ZAR MESELESİ
Bize nasıl eziyetmiş gibi anlatıldıysa bu iş, öyle bir beklenti oluyor...
Kadın ağrılar içinde kıvranacak, bu iş mutlaka zar-zor alacak, ağrılar, kanlar, sızılar içinde...
E bunlar olmayınca, eksik kalmış duygusuna kapılıyorsun...
O yıllarda bilmiyorduk, sonra hepimiz öğrendik ki, 'elastik zar' diye bir şey varmış.
Bakar mısınız duruma, bir zarım olsun istiyorum, çünkü bu toplum zar meraklısı, ama benimki elastik, yırtılmıyor...
"Doğumda mutlaka yırtılır!" dediler...
Şansa bakın ki, sezeryan oldum...
SİZİ KİM TUTAR
Şimdi o günleri düşününce...
Evet genç bir erkek olmak da zor...
Hatta çok zor...
Ama genç bir kadın olmak, çok çok zor...
Bir şeyi yaşamak istersin, yaşatmazlar, set çekerler, engel koyarlar, suçlarlar, yaftalarlar...
"Fazla serbest, fazla özgür!" derler.
Oysa özgürlük iyi bir şey...
Seksten keyif almak iyi bir şey...
Ama işte, içine ediyorlar keyfimizin...
Bence hiç takmadan devam etmek gerekiyor...
Çünkü bir işte süreklilik gerekiyor, istikrar gerekiyor...
Öğrenmek gerekiyor, gelişmek, geliştirmek gerekiyor...
Kendini bedeninle ifade etmeyi öğrenmek gerekiyor...
Rahat olmak gerekiyor...
Tabulardan, yasaklardan, "Ayıp olur"lardan, "Olmaz!"lardan kurtulmak gerekiyor...
Kadınlar!
Genç kızlar!
Eğer bir öküzle birlikteyseniz, ilk sevişmede canınız yanar, kanlar dökülür, cinsellikten bile soğursunuz, bir öküz ancak sizi o kadar felaket bir durumda bırakır...
Oysa sevgi duyduğunuz, aşk duyduğunuz biriyse, zaten size zarar verecek, canınızı acıtacak bir şey yapmaz.
Hadi, sizi kim tutar...
Her şey aşkla, sevgiyle olduğu müddetçe güzel ve kutsal...
Seks de öyle...
HAMİŞ:
Bir süre önce çok genç bir arkadaşım, baktım ki cinsellikle ilgili bana bir sürü ayrıntı soruyor. Kafası, ilk sevişmeyle meşgul, düşündüm ki, onun gibi bu meseleyi merak eden başka genç kızlar da olabilir. Bir hizmet yazısıydı yani. Bana ilk kürtajı da sordu, o da artık başka bir sefere...
HAMİŞ 1:
Eczanelerde, kadınlar için bir sürü cinsel istek arttırıcı ilaç satılıyor. Siz yazdınız, benim de haberim oldu, haklısınız bu da seks sayfamızın bir konusu olabilir. Ama daha çok bilgiye ihtiyacım var. "Kadın Viagrası" adı altında satılan bu ilaçları kullananlar, sonuç alanlar ya alamayanlar, lütfen bilgisayar başına...
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.