Zeliha SUNAL
Murat Göğebakan… “KALBİM YARALI” 2. bölüm
1990'lı yıllarda hayat İstanbul’a dışardan gelen herkes için çok zordu. Bulunduğun yerin süper starı olmak kolay ama İstanbul’da kimse seni tanımaz. Özellikle o yıllarda bu savaş alanında taşradan gelmiş bir garip özgür ruh Murat’ın mücadele etmesi çok zordu.
Uzunca bir süre Hasan Topaloğlu ile kaldıktan sonra kendi evine geçti ve yeğeni Ferhat ile beraber yaşamaya başladı.
İlk albüm promosyonu ile beraber konserler de gelmeye başlamıştı. Orkestra ile çok iyi anlaşıyordu. Para da kazandığını düşünüyorum.
Bu sırada Sema ile tanışmış ve ona aşık olmuştu. Sema’nın gerçekten duru bir güzelliği, naif bir kişiliği vardı.
Ben onu tanıdığımda promosyon ürünleri satıyorum demişti. Menajerlik işini onun ortağı Yüksel (Sema’dan önce onu da kaybettik) devreye girince anladım.
Bu arada Murat gerçekten ona aşık olmuştu. Pek çok şarkısının sözlerini onun için yazdı. Murat onun peşinde epeyce koştu. Herkesle kötü oldu. Taşra zihniyetiyle hareket ederek sevdim mi tam severim demişti. Sema ‘da onu seviyordu.
Biz bazı seyahatlere beraber gittik. Sevgisizliği görmedim aralarında…
Bu arada 2. albüm de çıktı. Prestij müzikten ayrılan Hasan Topaloğlu ve Cengiz Kurdoğlu kendi firmaları Sindoma‘yı kurdular. Murat Göğebakan , Hakan Altun gibi sanatçılar da onlarla beraberdi.
Murat’ın ne umduğunu bilmiyorum ama yapı itibariyle farklı bir kişilikti. Yokluk çektiği dönemlerden gelen bir parasız kalma korkusu vardı. Bu da umduğu konser sayısını yakalayamama ve kendini Haluk Levent ve benzer sanatçıların yaptığı işlerle kıyaslamaya itti.
Parasal idaresini yapamadı. O sadece müziğini yapmak istedi.
Sema’ya gelince … Ben uzun süre aralarındaki aşkı gördüm. Murat’ın ağlamalarını dinledim.
Kavga ettikten sonra barışmalarına şahit oldum. Her şey güzel gibiydi. Ta ki menajerliğini Sema üstlenene kadar. Sema tek başına değildi. Yüksel vardı.
Turne menajerliğini de Servet Şan yaptı.
Her menajerin hedefi parlamakta olan bir yıldız yakalamaktır.
Zaten firmalar arası rekabet alttan sürerken üstte de sanatçılar birbiriyle rekabet halindeydi. Haluk Levent almış yürümüş , bir de üstüne Murat Kekilli gelmişti.
Ne kadar hoşgörülü olsa da içten içe kıskanıyordu.
Firmasından ayrılmıştı. Söz dinlemiyordu. Her şeyin doğrusunu kendisinin bildiğini iddia ediyordu. Kendisini etkileyenlerin peşinden gitmeye başladı. Söylevlerini ve duruşunu değiştirdi. Sema bundan rahatsızdı.
Aralarındaki tartışmalar çok şiddetliydi. Dışarıdan bakıldığında bazı şeylerde Sema etkili gibi görünse de Murat’a laf dinletmek çok zordu. Bunu en iyi Bülent bilir.
Devamı 3. Ve son bölümde
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.