Memlekette “Kuzeyin Oğlu” deyince herkesin aklına ya Karadeniz’in hırçın dalgaları ya da Volkan Konak’ın sesi gelir. Yöresinin şarkılarını şivesini değiştirmeden modernize ederek tüm Türkiye’ye sevdirdi… Dinlerken ağlatan, ağlarken neşelendirebilen bir tarzı vardı.   Volkan Konak sahnede bir şarkıcı değil, bir fenomendi.

Volkan Konak, Karadeniz türküleriyle klasik müziği, rock’la türkü formunu birleştiren, yani hamsiyle cazı aynı sofraya oturtan nadir adamlardan. Şarkılarında Karadeniz’in yeşiliyle mavisi, İstanbul’un gecesiyle gündüzü, bir bardak çayın demiyle Karadeniz’in efkarı var.

Konak, sadece şarkılarında değil, hayatında da Atatürkçülüğünü saklamayan bir sanatçı. Bazen sahnede bir konuşmaya dalar, dinleyicilerden biri “Hadi hoca bir şarkı!” diye seslenir, o ise nutkunu bitirmeden müziğe başlamaz. Çünkü bilirsiniz, Volkan Konak konserine gidiyorsanız, iki şarkı arasında bir tarih dersi de alacaksınız.

Konak, şarkılarında kadını hep yücelten bir adam. “Kadınlar çiçektir” gibi basmakalıp cümleler kurmaz, çünkü bilirsiniz, çiçekler sulanmadığında solar ama kadınlar güçlüdür, su bulamazsa yağmur yağdırır. Çünkü bilirler ki, Volkan Baba sahneden “Canım ablalarım, bacılarım” dedi mi, orada bir feminist manifesto gizlidir.

Bir Volkan Konak konserine gidiyorsanız, sadece müzik dinlemeye değil, kahkahalara da hazırlıklı olun. O sahnede şarkı söylerken birden durur, “Bir gün bir Karadenizli…” diye başlayarak kısa bir fıkra anlatır. Sonra “Hayde Gidelum” diye öyle bir girer ki, izleyici o an gidecek bir yeri olmasa bile gitmek ister.

Ölümünde bile seyirciler önce şovun bir parçası sanır, sonra sessizlik çöker. Birileri “Volkan Baba?” diye seslenir ama sahneden yanıt gelmez. Ve belki de bu dünyadan en Volkan Konak’a yakışan şekilde gider: Mikrofonu elinde, gülümseyerek ve büyük ihtimalle bir fıkranın son cümlesini yarıda bırakarak…

Volkan Konak bir sanatçıdan fazlası, bir kültürdür. Öyle ki, onu tanımlamak için yeni bir müzik türü icat etmek gerekebilir.  Hangi ismi verirsek verelim, o her zaman yukarlardaki sahnede bir yerlerde “Yüreğim kanıyor uşağım” diye haykırmaya devam edecek.

DİPNOT; Büyük kalabalıkların toplandığı Kuzey Kıbrıs otellerinde bir sağlık ekibinin bulunması çok önem taşıyor.