Adamın iş yeri var … Ama her sene zarar ediyor… Babası  da kapatacağına sürekli para pompalıyor…

Çünkü mafya lideri… İş dünyasından, gıda sektöründen hemen her iş yerinden   aldığı haraçlarla para içinde yüzüyor. Oğlunun zararı ise okyanusta damla…

 İşte bu akla mantığa sığmayan olayın benzeri tüm çıplaklığı ve çarpıklığı ile ülkemizde yaşanıyor… Nasıl mı?

Adını bilmeyen var mı? TRT!...

Her sene zarar ediyor…Sayıştay raporuna göre 2015 zararı 146 milyon lira…

Ve Sayıştay’ın,

“ Dış yapımları azaltın, onca elemanınız var iç yapımlara ağırlık verin” demesine rağmen dış yapımlara verdiği para geçen yıl 608 milyon TL…

2015 yılında elektrik faturamıza yansıttığı haraç bedeli 845 milyon TL…

Bandrol satışı diye de 680 milyon   haraç almış…

Peki neden akıllıca yönetilmiyor bu kurum?

“İTİBARDA TASARRUF OLMAZ. 

Öyle mi? Bakalım itibara:

Örneğin; 17 Ekim’de  total reytingte ilk ona giren tek yapımı yok…18 Ekim’de de yok… 19 Ekim’de “Kalk Gidelim” adlı dizisi 9. Sırada yer bulabilmiş… 20 - 21 ve 22 Ekim’de de  ilk on sırada yine yok TRT… 23 Ekim’de ise “Benim Adım Melek” dizisi sıralama 3. olmuş.

Buna karşılık,

“Şampiyon, Elimi bırakma, Vuslat, Kalk gidelim, İmparator ki,  İncir ağacı , Tozkoparan” dizileri hüsran…

Özel kanallar ne yapıyor? Bir süre sabrediyor, baktı zarar kaldırıyor diziyi… TRT ise topladığı haraçlar yüzünden rahat…

Dizilerle bir iki istisna dışında itibar kazanamayan TRT’nin yarışma, eğlence programları da 20-30’luk reyting dilimlerin altında…  Kültür-sanat panel-açık oturum gibi programları da özel kanalların çok gerisinde… İtibar için en önemli göstergelerden biri olan Ana Haberler ise, diğer bütün ulusal kanalların çok ama çok altında …

Reklam geliri ise 2015 yılında topu topu 233 milyon. Özel kanalda olsa reklam servisini dinamitle patlatırlar…

Peki, TRT de Pancar fabrikaları, Telekom, Paşabahçe, Erdemir, Seydişehir, Tekel, Et Balık gibi satılmalı mı?

Elbette hayır…

Ancak, TRT öncelikle  devletin bağımsız- kişilikli özerk kurumu olmalı… Siyaset dışı kalmalı…

Gelen hiçbir iktidar baskı yapmamalı ve TRT’yi emir eri gibi kullanmamalı...  Partizan değil, profesyonel, işini bilen insanlar tarafından tarafsız bir şekilde yönetilmeli. Halkın, devletin parasına kendi parası gibi sahip çıkmalı…

İşte o zaman cebimizden zorla alınan paralara isyan etmez, saygın ve tarafsız hizmet için zarar da etse, pek seyredilmese de   “itibardan tasarruf olmaz” sözünü TRT’ye yakıştırırız…

İŞTE YANITLAR

TRT yazısını yazarken, ne Genel Müdür İbrahim Eren’in   açıklaması vardı, ne de Fuat Oktay’ın…İkisi de  değişik yer ve gerekçelerle peş peşe açıklamalar yaptılar… İlginçtir,  sanki, yazdıklarıma yanıt verir gibi olmuş açıklamaları… Bize düşen de elbette bunlara yer vermek. Buyurun birlikte okuyalım:

SÖZ TRT GENEL MÜDÜRÜ’NDE

TRT  Genel Müdürü İbrahim Eren’in ‘7. Boğaziçi Film Festivali’ kapsamında ‘Filmler, Sektör ve TRT’ adlı sunumunda geçen şunları söyledi:

“TRT Genel Müdürü olarak, önümüzdeki dönemde iki büyük projem var. Bunlardan biri; TRT’nin kurumsallaşma meselesi. Sonrasında kurum kültürünün değişmesi var, ama o zor bir süreç ve bizim de bu konuda yapacağımız çok şey var. Geçtiğimiz yıl ‘TRT’de Tanıdık Var Mı?’ başlıklı bir sunum yaparak, kamuoyundaki mevcut algıyı ortaya koymuştum. Bunu değiştirmek adına TRT’de işi merkeze alan bir anlayış için kurumsal yapı çalışması başlattım.”

Bu açıklama, toplumda TRT algısının ne denli olumsuz olduğunun itirafı… Aslında ilginç… Çünkü, toplumun yarısı iktidar yanlısı, demek o kesimde de pek algı olumlu değil…

TRT’nin siyasi baskı ve yönlendirmeden uzak kalması  imkansız… Yani tarafsız olması hayal… Ancak, Eren’in ,” kurum kültürünün değişmesi projesi” çok önemli.

 Yıllar yılı,  “Böyle gelmiş böyle gider “ felsefesinin hüküm sürdüğünü, TRT’nin köhnediğini itiraf ediyor bir anlamda. Eğer bunu gerçekleştirirse çok büyük bir iş başarmış olur… Ne var ki, çok zor… Çünkü,  5 bin kişinin çalıştığı kurumda arkasını siyasi iktidara dayamış kim bilir kaç üst düzey ve orta yönetici var. Bunların içinde yeniliğe karşı olanları temizlemesi çok zor çok…

VE SÖZ CUMHURBAŞKANI FUAT OKTAY’DA

Sayıştay’ın 2015 yılında hazırladığı raporda dış yapımların çok maliyetli olduğunu için azaltılması gerektiğinden söz etmiştik yazımızda… Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay’ın geçen gün yaptığı açıklamada bu konuya ilişkin ifadeler de var… Oktay, dış yapımların 2018 yılında yüzde 39 olduğunu ifade etti…

Elbette oran olarak  iyiye gidiş gözleniyor. Ama ya maliyet?  TRT, milletin parasını harcarken çok dikkat etmeli. Dış yapımlara astronomik bedeller ödememeli…

***********************************

DİYANET HALKI KUTUPLAŞTIRIYOR

Diyanet, yayınladığı son  hutbesinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve Atatürk’ün adını anmadı…Tam 5 yıldır bu çirkin tavır içinde olan Diyanet bu haliyle toplumdaki  kutuplaşmayı  arttırmak için ne mümkünse yaparken, tepkilerin de çığ gibi büyüdüğünü farketmeyecek kadar da mı fanatik?…

************************************

Her türlü haber, ihbar, eleştiri ve haber yorumlarınız için bana yazabilirsiniz;

[email protected]