ÖZAL TAKTİĞİ TRUMP’A YARAYACAK MI?

Tarihler 18 Haziran 1988, dönemin Başbakanı Turgut Özal, Ankara Atatürk Spor Salonu’nda Anavatan Partisi’nin Olağan Genel Kurulu’nda konuşma yapıyor. Özal, konuşma yapmak için kürsüye çıktıktan kısa bir süre sonra saat 12.18'de Kartal Demirağ adlı bir saldırgan tarafından iki kez ateş edilmiş ve kurşun Özal'ın önünde bulunan mikrofonun ayağından sekip sağ el başparmağını yaralıyor. Özal bunun ardından yaralı hâlde kürsüden şu sözleri söylüyor: “Bilhassa belirtmek istiyorum; Allah'ın verdiği ömrü, onun isteğinden başka alacak yoktur, biz de ona teslim olmuşuzdur”.

Tarihler 14 Temmuz 2024, Amerika Birleşik Devletleri eski başkanı ve başkan adayı Donald Trump, Pensilvanya’daki başkanlık kampanyası konuşması sırasında kürsüde konuşma yapıyor. Konuşma sırasında birkaç el silah sesi duyuluyor ve Trump, sağ kulağını tutup kürsünün altına doğru eğiliyor. Kısa bir süre sonra da FBI ajanlarının arasında yüzü kanlar içinde ve Amerikan bayrağının altında sağ yumruğunu havaya kaldırmış vaziyette ayağa kalkıp bağırıyor: “Savaşın!”

turgutozal-trump.png

Hemen arkasından açıklama geliyor. Henüz 20 yaşında, yani hala çocukluk edecek yaşta, okulunda matematik konusunda ödüller kazanmış bir gencin suikastı gerçekleştirdiği ve olay yerinde öldürüldüğü haberi geliyor.

Trump’a suikast girişimi aynı anda pek çok kişinin aklına 1988’de Turgut Özal’a suikast girişimini getirdi.

Özal, ANAP’ın kongresinde tam da kaçakçılarla mücadeleden bahsederken ve “buyur kardeşim” dediği anda 32 yaşındaki Kartal Demirağ, silahını çıkarıp ateş açmıştı. Ne tesadüf ki, Trump da kaçak göçmenlerle ilgili konuşurken, bir tabloyu göstermek için başını çevirdiği anda 20 yaşındaki Thomas Matthew Crooks tarafından vuruldu.

Trump şans eseri kulağından, Özal şans eseri parmağından yaralandı. Trump anlık bir baş hareketiyle, Özal önündeki mikrofon sayesinde kurtuldu. Özal, suikasttan sonra ayağa kalkıp partililere “Allah’ın verdiği ömrü onun isteğinden başka alacak yoktur” demiş, Trump da suikasttan sonra ayağa kalkıp ve yüzü kan içindeyken yumruğunu havaya kaldırıp “Fight – Savaşın” diye bağırmıştı.

* * *

Gelelim suikasttan “şans eseri” kurtulan iki politikacının siyasi durumuna.

1980 ihtilalinden sonra yapılan ilk seçimde büyük bir başarı elde ederek başbakanlık koltuğuna oturan Özal’ın, daha sonraki seçimlerde oy oranları sürekli düşmeye başlamıştı.

1987 genel seçimlerde %36,1 oy alarak birinci parti olan ANAP, sadece bir yıl sonra 31 Mart 1988 tarihinde yapılan anayasa referandumunda %64,9 oy oranıyla büyük bir hezimete uğramış, sadece doğum yeri olan Malatya’da “evet” oyu almayı başarmıştı.

Tarihler 18 Haziran 1988 tarihini gösterirken düzenlenen Özal suikastı, ANAP’ın yeniden yükselişine neden olabilecek miydi?

Evde yapılan hesaplar çarşıya uymamış, sadece sekiz ay sonra tarihler 26 Mart 1989’u gösterdiğinde yapılan yerel seçimlerde Turgut Özal’ın Genel Başkanı olduğu ANAP, aldığı %19,7 oyla ancak üçüncü parti olabilmişti. Özetle Turgut Özal suikastı ne Özal’a ne de ANAP’a yaramış, Sosyal Demokrat Halkçı Parti ve Doğru Yol Partisi’nin ardından ancak üçüncü parti olabildi.

Şimdi Trump’ı beş ay sonra başkanlık seçimi bekliyor. Trump, Amerikan devletinin nefret ettiği bir isim. Ancak rakibi Biden, Amerikan halkı tarafından “iki lafı bir araya getiremeyen” bir lider olarak gözüktüğü için bu seçimi kazanacak gibi görünüyor. Üstelik hafıza sorunları yaşadığı iddia edilen Biden’ın geçtiğimiz günlerde üçüncü kere Covid’e yakalanması da cabası.

* * *

Şimdi iki iddia var.

Bu suikastın, zaten seçimleri kazanacağı tahmin edilen Trump’ın 1-2 puanla önde olduğu seçim zaferini perçinleyecek için mi yoksa seçimleri kazanmasına kesin gözüyle bakılan başkan adayını ortadan kaldırmak için mi düzenlendiği tartışılıyor?

Hangi sonuç olursa olsun, Özal suikastı ile Trump suikastı arasında o kadar benzerlik var ki…

Hep ileriye bakıp konuşan Trump’un, hiç yapmadığı bir şeyi yapıp başını yana çevirip aşağıya bakması ile sıkılan kurşunun Özal’ın önündeki mikrofondan sekip parmağına isabet etmesi…

Bu iki benzerlik “mucize” ile açıklanabilir mi?

Hiç sanmıyorum.

Hele hele Trump’ın suikastçısının hemen öldürülmesi de bu düşüncemi doğrular nitelikte…

Bu soruların cevabı yaklaşık beş ay sonra yapılacak Amerikan seçimlerinde ortaya çıkacak.

Amerikan seçimleri Trump’la mı, Trump’sız mı olacak?

Kalın sağlıcakla,

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.